ÇAĞRI CİHAZI SALDIRISI SAVAŞI ATEŞLEYEN BİR KIVILCIM MI OLACAK?

System.Web.UI.WebControls.Label / ÇAĞRI CİHAZI SALDIRISI SAVAŞI ATEŞLEYEN BİR KIVILCIM MI OLACAK? / ÇAĞRI CİHAZI SALDIRISI SAVAŞI ATEŞLEYEN BİR KIVILCIM MI OLACAK? / hamaset.com.tr

20 Eylül 2024 Cuma

127 Görüntüleme

DÜNYA
Çeviren:Haber Merkezi |

İsrail'in Hizbullah üyelerine çağrı cihazları üzerinden saldırdığı iddiası, Orta Doğu'yu kapsamlı bir bölgesel savaşa doğru sürükleyen bir başka kaygı verici gelişmedir

ÇAĞRI CİHAZI SALDIRISI SAVAŞI ATEŞLEYEN BİR KIVILCIM MI OLACAK? / hamaset.com.tr

 

Yazar: Amin Saikal

Çeviri: M. Hulusi Cengiz

 

Bu durum, Hizbullah'a İran liderliğindeki “direniş ekseninin” tam desteğiyle misilleme yapmaktan başka bir seçenek bırakmamaktadır.

 

Çağrı cihazlarının hedef alınmasının karmaşıklığı ve etkisi, daha önce görülmemiş düzeydedir. Saldırı, aralarında Hizbullah'ın bazı savaşçılarının da bulunduğu en az 11 kişinin ölümüne ve 3,000 kadar kişinin yaralanmasına yol açmıştır.

 

ABD'li yetkililerin, İsrail tarafından gerçekleştirildiğini söylediği saldırının ana amacı, Hizbullah'ın iletişim araçlarını ve Lübnan'daki komuta ve kontrol sistemini bozmaktı.

 

Hizbullah, İsrail'in kolayca tespit edip hedef alabilmesi nedeniyle güçlerinin cep telefonu kullanımını azalttığından, çağrı cihazları grup içinde giderek daha fazla tercih edilen mesajlaşma aracı haline gelmiştir.

 

Saldırı, aynı zamanda grup içinde ve ülkedeki siyasi bölünmeler göz önüne alındığında, birçoğu Hizbullah'ı desteklemeyen Lübnan halkı arasında paniğe neden olmak için tasarlanmış olabilir.

 

Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'in güneyine düzenlediği saldırılardan bu yana, Başbakan Benjamin Netanyahu liderliğindeki İsrail yönetimi, Hamas ile dayanışma içinde hareket eden Hizbullah tehdidini ortadan kaldırmaya kararlı olduğunu defalarca dile getirdi.

 

Çağrı cihazı saldırısından saatler önce, Netanyahu hükümeti İsrail'in savaş hedeflerinin, Hizbullah'ın sürekli roket ateşi nedeniyle kaçtıkları kuzey İsrail'deki on binlerce sakinin evlerine dönmesini de kapsayacak şekilde genişleyeceğini açıkladı. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, bunu yapmanın tek yolunun askerî harekât olduğunu söyledi.

 

Salı günü meydana gelen eş zamanlı çağrı cihazı patlamaları, İsrail'in Hizbullah'a karşı başlatacağı topyekûn bir saldırının başlangıcı olabilir.

 

Hizbullah ile savaşın sonuçları

 

Hizbullah, misilleme yapacağını çoktan ilan etti. Bunun nasıl bir şekil alacağını zaman gösterecek. Örgüt, sadece İsrail'in kuzeyini insansız hava araçları ve füzelerle vurmakla kalmayıp, Tel Aviv gibi yoğun nüfuslu şehirler de dahil olmak üzere Yahudi devletinin diğer bölgelerine de saldırabilecek devasa bir askeri kapasiteye sahip.

 

Hizbullah, bu kabiliyetini 2006 yılında İsrail ile yaptığı savaşta göstermiştir. Savaş 34 gün sürmüş, savaş sırasında 165 İsrailli ölmüş (121 IDF askeri ve 44 sivil) ve İsrail'in ekonomisi ve turizm endüstrisi önemli ölçüde zarar görmüştür. Hizbullah ve Lübnan'ın kaybı ise çok daha büyük olmuş ve en az 1,100 kişi ölmüştür. Ancak İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) örgütü yok edememiş ya da etkisiz hale getirememiştir.

 

İsrail şehirlerine yönelik başarılı bir misilleme saldırısı, ciddi sivil kayıplara yol açabilir ve İsrail'e uzun zamandır hedeflediği Hizbullah'ı yok etme ve ana destekçisi İran İslam Cumhuriyeti'ni cezalandırma amacını gerçekleştirmek için bir bahane daha verebilir.

 

Daha geniş çaplı bir çatışmada, ABD İsrail'i savunmaya kararlıyken, İran Hizbullah'ı ne şekilde olursa olsun destekleyecektir. İsrailli ve ABD'li liderler, İran'ın kendisini İsrail ve ABD ile savaşa sürükleyebilecek herhangi bir eylemden kaçınmaya devam edeceğini düşünüyorlarsa yanılıyorlar.

 

 

Hizbullah, rejimin ulusal ve bölgesel güvenlik paradigmasının merkezi bir parçasıdır. Tahran, Iraklı milisler, Yemenli Husiler ve Suriye'deki Beşar Esad rejimi başta olmak üzere bölgedeki diğer uzantılarıyla birlikte bu örgüte büyük yatırımlar yapmıştır. Bu “direniş ekseninin” amacı, İsrail ve ABD'ye karşı güçlü bir caydırıcılık oluşturmaktır.

 

İran rejimi, 45 yıl önceki kuruluşundan bu yana İsrail'i ve ana destekçisi ABD'yi varoluşsal bir tehdit olarak görmüştür.

 

Tıpkı İsrail'in de İran'ı aynı şekilde gördüğü gibi. Bu yüzden rejim, dış ilişkilerini Amerika'nın başlıca düşmanlarına, özellikle de Rusya ve Çin'e yöneltmiştir. Hatta Rusya-İran askeri iş birliği o kadar güçlenmiştir ki, Moskova herhangi bir savaşta İran ve bağlılarını desteklemekte tereddüt etmeyecektir.

 

Tahran, İsrail'in nükleer gücünün tamamen farkındadır. Buna karşı korunmak için İran, kendi nükleer programını bir silah geliştirmenin eşik seviyesine kadar ilerletmiştir. İranlı liderler ayrıca, İsrail'in nükleer silahlarını kullanması halinde Rusya'nın İran'ı savunmaya yardım edeceği güvencesini de almış olabilirler.

 

Bu arada, yaklaşık bir yıldır Gazze'yi yerle bir eden ve halkını harap eden İsrail'in, Hamas'ı yok edemediğini de unutmamak gerekir.

 

Kendi eylemleri de bunu göstermektedir. IDF askerlerinin daha önce savaşçılardan temizlendiğini ilan ettiği bölgelerde operasyon yapabilmesi için, Gazzelileri sürekli olarak yer değiştirmeye zorlamaktadır.

 

Hizbullah'ı ve destekçilerini yenmek, ulaşılması çok daha zor bir hedef olacaktır. Bu, tüm tarafların istemediklerini söyledikleri ama yine de hazırlandıkları ciddi bir savaş riski taşımaktadır.

 

Çağrı cihazı saldırısı, bölgeyi istikrara kavuşturabilecek ve savaş yerine barışa katkıda bulunabilecek kalıcı bir Gazze ateşkesi şansını tehlikeye atan bir dizi operasyonun sadece sonuncusudur.

 

Kaynak:  The Conversation

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.



DİĞER YAZILAR


Haritalar ile belirlenen sınırların ötesinde

2022 © Tüm hakları saklıdır.