PEKİN YÖNETİMİ İÇİN TRUMP ÖNEMLİ BİR TEHDİT GÖSTERGESİ

System.Web.UI.WebControls.Label / PEKİN YÖNETİMİ İÇİN TRUMP ÖNEMLİ BİR TEHDİT GÖSTERGESİ / PEKİN YÖNETİMİ İÇİN TRUMP ÖNEMLİ BİR TEHDİT GÖSTERGESİ / hamaset.com.tr

24 Kasım 2024 Pazar

132 Görüntüleme

SİYASET
Çeviren:Haber Merkezi |

Şanghay'daki Fudan Üniversitesi'nden Zhao Minghao, Financial Times'a yaptığı açıklamada, Trump ve Kamala Harris Pekin için "iki zehir çanağı” dedi. Her ikisi de Çin'i bir rakip hatta bir düşman olarak görüyor.

PEKİN YÖNETİMİ İÇİN TRUMP ÖNEMLİ BİR TEHDİT GÖSTERGESİ / hamaset.com.tr

Yazar: Gordon G. Chang

Çeviri: M. Hulusi Cengiz

 

Zehir benzetmesi, ne yazık ki elit Çin çevrelerinde de kabul gördü. 

 

Çin'in en çok alıntı yapılan akademisyenlerinden biri olan Renmin Üniversitesi'nden Shi Yinhong, Çin'in umudunun “iki kötüden daha az kötü olanın” seçilmesi olduğunu söyledi. Dört yıl boyunca Trump'la uğraşmak zorunda kalan Çinli liderler, istedikleri sonucu alamadıkları ve bir dönem daha beklemek istemedikleri için dehşete düşmüş durumdalar. 

 

Kampanya sırasında Amerikalılar, Başkan Yardımcısı Kamala Harris ile eski Başkan Donald Trump'ın Çin politikalarını büyük ölçüde farklı olarak algıladı. Çinli gözlemciler ise bu iki politikanın büyük ölçüde aynı olduğunu düşünüyordu. 

 

Çin Komünist Partisi ve sıkı kontrol altındaki akademik topluluk için Amerika tehditkâr bir görünüm kazandı. Sonuç olarak, Amerikalılar ve Çinliler arasındaki algı uçurumu büyüktür. Son yarım on yılda bu uçurumun daha da genişlediği görülüyor. 

 

Resmi olarak Pekin, Amerika ile iyi geçinmek istiyor. Başkan Xi Jinping, Trump'a gönderdiği kutlama mesajında, “yeni dönemde Çin ve Amerika Birleşik Devletleri'nin her çağda iyi geçinmesi için doğru yolu” bulmaktan bahsetti. 

 

Xi'nin dışişleri bakanlığı, Çin'in ABD'ye karşı değişmeyen bir duruş sergilediğini söyledi. 

 

Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mao Ning, seçimden sonra yaptığı açıklamada, “Çin'in ABD politikası tutarlıdır” dedi. “İkili ilişkilerimizi karşılıklı saygı, barış içinde bir arada yaşama ve kazan-kazan iş birliği ilkeleri çerçevesinde görmeye ve ele almaya devam edeceğiz.” 

 

Diğer resmi yorumlar bu kadar iyi niyetli değildi. Mayıs 2019'da partinin kendini “sözcüsü” olarak tanımlayan ve Çin'deki en yetkili yayın organı olan People's Daily, Amerika'ya karşı bir “halk savaşı” ilan eden önemli bir başyazı yayınladı. 

 

Amerikalılar düşmanca propagandayı görmezden gelebileceklerini düşünebilirler, ancak bu ifadenin Komünist Parti için özel bir anlamı vardır. 

 

Halk Kurtuluş Ordusu'nun resmi haber sitesi PLA Daily'nin, Mart 2023'te yayınladığı bir köşe yazısında, “Halk savaşı, topyekûn bir savaştır ve strateji ve taktikleri siyasi, ekonomik, kültürel, diplomatik, askeri ve diğer güç kaynaklarının topyekûn seferber edilmesini, çoklu mücadele biçimlerinin ve savaş yöntemlerinin entegre bir şekilde kullanılmasını gerektirir” deniliyordu. Ordu Parti'ye bağlıdır. 

 

 

Çin'in iktidar örgütü neden böyle bir düşmanlık sergiliyor?

 

Çin Komünist Partisi, ABD'yi Amerikalıların söylediği ya da yaptığı herhangi bir şey nedeniyle değil, kim oldukları ve neyi temsil ettikleri nedeniyle varoluşsal bir tehdit olarak görüyor. 

 

Pekin'deki güvensiz iktidar örgütü, Amerika'nın ideallerinin ve yönetim biçiminin Çin halkı üzerindeki ilham verici etkisinden korkuyor. Bu da en iyi zamanlarda bile Amerika'nın varlığını komünist yönetime doğrudan bir tehdit olarak gördükleri anlamına geliyor. 

 

Partiye yönelik tehdit algısı, Trump'ın Oval Ofis'te olduğu dönemde daha da arttı. Trump, ilk döneminde Çin'deki sıradan Çinliler arasında oldukça popülerdi. Bu olgunun pek çok açıklaması var ama en temeli, Trump'ın o zaman da -şimdi olduğu gibi- ayrıcalıklılar tarafından nefret edilen biri olması. 

 

Bu nedenle Çin halkı, Amerika'nın kıyı iş dünyası, kültürel ve akademik sınıflarına karşı bir isyana öncülük eden Trump ile özdeşleşiyor. 

 

Sinopsis düşünce kuruluşundan Charles Burton, geçen hafta verdiği bir röportajda, “İkiyüzlü kendini beğenmiş elitlere derin bir öfke duyuyorum ve Trump'ın tuzu kuru yaklaşımının geri dönüşünü içtenlikle karşılıyorum” dedi. “Bence Çin halkı da oylarını bu milyarder aykırı adaya veren on milyonlarca Amerikalı gibi düşünüyor.” 

 

Burton, “Trump Çin halkına, kendilerinin de elitlerini süpürüp atabilecekleri ilhamını veriyor” diye ekledi. 

 

Dahası, Trump sıradan Çinlilere liderleriyle bir tezat oluşturdu. Xi Jinping, resmi durumlar dışında neredeyse hiç kamuoyu önüne çıkmıyor. Halkın arasına çıktığı son derece nadir durumlarda ise -örneğin Aralık 2013'te Pekin'de bir çörekçiyi ziyaret ederken yaptığı gibi- olay propaganda görevlileri tarafından sahneleniyor. 

 

Xi her zaman senaryolu ve mizahtan yoksun, ağır ideolojik ifadelerle süslenmiş yapmacık bir Komünist Parti diliyle konuşuyor. Selefi Hu Jintao daha da az gerçekçiydi. Elbette Trump bunun tam tersi; filtresiz ve her zaman gelenekleri yıkmaya hazır. O temiz havanın nefesi (ya da şiddetli rüzgârı?). 

 

Pekin Renmin Üniversitesi'nden Di Dongsheng, Kasım 2020'de Çin'de canlı yayınlanan ve geniş kitlelere duyurulan bir etkinlikte, Çinli liderlerin geçmişte Amerikan başkanlarına ne yapmaları gerektiğini söylemek için Wall Street’i- kendi deyimiyle “ABD'nin çekirdek gücünü”- ve “eski dostlarını” nasıl kullandıklarından bahsetti. Ayrıca Beyaz Saray ile olan bu bağların Trump döneminde koptuğunu söyledi. 

 

Kısacası Trump Doğu Yakası elitistlerinden tavsiye almaya meyilli değildi. 

 

Dolayısıyla Çinli liderlerin Trump'ın neden zehirli olduğunu düşündükleri bir sır değil. Amerika'daki üst sınıf dostları aracılığıyla onunla konuşamayacaklarından korkuyorlar ve onu Çin'in alt basamaklarına yaklaştırmak istemiyorlar. 

 

Kaynak:  The Hill 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.



DİĞER YAZILAR


Haritalar ile belirlenen sınırların ötesinde

2022 © Tüm hakları saklıdır.