Yazarlar: Adam Goldman, Ronen Bergman ve Glenn Thrush
Çeviri: M. Hulusi Cengiz
Bu olaylar arasında en az 43 Amerikalının hayatını kaybettiği 7 Ekim saldırısı da bulunuyor.
Şubat ayında New York'ta yapılan suç duyurusunda, Hamas'ın daha önce saldırılarla doğrudan ilgisi olmadığı düşünülen diğer iki üst düzey üyesi de suçlandı. Suç duyurusunda ayrıca öldüğü düşünülen Amerikalıların sayısı 43 olarak belirtildi.
Suçlanan diğer liderler arasında, Hamas'ın Katar'daki siyasi ofisini yöneten İsmail Haniye, grubun askeri kanadının komutanı Muhammed Deif, komutan yardımcısı Mervan İsa, Beyrut merkezli üst düzey bir yetkili olan Ali Barakeh ve eski siyasi lider Halid Meşal bulunuyor. İsrail, Gazze'deki çatışmalar sırasında Deif ve İsa'yı öldürdü.
İran'da Haniye'ye suikast düzenlendi. Katar'da ikamet eden Meşal ve Haniye'nin 7 Ekim saldırılarının gerçekleştirilmesinde rol oynadıkları bilinmiyordu. Bu iki isim, Barakeh ile birlikte saldırılar sırasında Gazze dışında bulunuyordu. Haniye, ölmeden önce Doha'da yaşıyordu. Saldırıların planlarının Amerikan ve İsrail istihbaratından gizli tutulduğu ve sadece Gazze'deki Sinwar ve Deif gibi birkaç güvenilir kişi tarafından bilindiği düşünülüyor. Eğer bu doğruysa, ABD'nin Hamas'ın siyasi üyelerine yönelik suçlamaları, grubun faaliyetlerine farklı bir ışık tutabilir.
Suçlamalar, Beyaz Saray'ın ateşkes görüşmelerini kurtarmaya çalıştığı ve Hamas'ın Gazze'de, aralarında 23 yaşındaki İsrailli-Amerikalı Hersh Goldberg-Polin'in de bulunduğu altı rehineyi öldürdüğünün ortaya çıktığı bir dönemde geldi.
Diğer dört kişiden haber alınamıyor
Goldberg-Polin, 7 Ekim'de kaçırılan yaklaşık 250 kişiden biriydi ve ağır yaralı olmasına rağmen Hamas tarafından öldürülmeden önce hayatta olduğuna inanılıyordu. Gazze'de halen yedi Amerikalı daha bulunuyor, ancak bunlardan üçünün 7 Ekim'de ya da kısa bir süre sonra öldüğü düşünülüyor.
Başsavcı Merrick B. Garland, yaptığı açıklamada, “Hersh'ün öldürülmesini ve Amerikalılara yönelik acımasız cinayetlerin her birini terör eylemi olarak soruşturuyoruz” dedi. “Halen rehin tutulan Amerikalıların evlerine dönmeleri için tüm hükümetin gösterdiği çabayı desteklemeye devam edeceğiz.”
Hamas liderlerine yöneltilen suçlamalar arasında ABD vatandaşlarını öldürmek, terörizmi finanse etmek, kitle imha silahları kullanmak ve terörizmi desteklemek için komplo kurmak bulunuyor. Bazı suçlamalar 1997 yılına kadar uzanıyor.
Suç duyurusu, Hamas'ın 1990'larda Amerikalıları öldüren bombalama eylemleri ve Hamas yetkilileri tarafından yapılan açıklamalar da dahil olmak üzere on yıllar boyunca süren şiddet geçmişinin bir muhasebesi niteliğinde. Ayrıca, Hamas'ın bağışlar, kripto paralar ve İran hükümetinden gelen transferlerle finanse edildiği belirtiliyor.
Adalet Bakanlığı, şubat ayında yapılan suçlamaların ardından Haniye'nin ve diğer sanıkların tutuklanmasını engellemek için suçlamaların gizli tutulduğunu açıkladı. Ancak Haniye'nin öldürülmesinin ardından, suçlamaların gizli tutulması için yeterli neden kalmadığına karar verildi.
ABD'li yetkililer, suçlamaların kamuoyuna açıklanmasının Hamas'ı kızdıracağı ve Goldberg-Polin'in hayatını tehlikeye atacağı konusunda ciddi endişeler taşıyordu. Ancak geçen hafta öldürülmesi, bu durumu değiştirdi.
ABD, 1997 yılının Ekim ayında Hamas'ı, İsrail'de aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu çok sayıda sivilin ölümüne yol açan bombalı saldırıların ardından yabancı bir terör örgütü olarak tanımladı. Hamas'ın tüzüğü, İsrail'in yok edilmesi çağrısında bulunuyor.
Sinwar ve Deif, 2015 yılında Amerika Birleşik Devletleri tarafından terörist olarak kabul edildiler.
Sinwar, uzun zamandır militan grubun en etkili liderlerinden biri olarak görülüyor ve 7 Ekim saldırılarının mimarı olarak kabul ediliyor. İsrail, temmuz ayı sonunda Haniye'yi İran'da öldürdü ve ardından Sinvar, Hamas'ın siyasi şefi olarak atandı.
Sinvar, 1962 yılında Gazze'de, 1948'de İsrail Devleti'nin kurulması sırasında evlerinden kaçmak zorunda kalan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. İsrail makamları tarafından defalarca tutuklanan Sinwar, 2011 yılında bir esir değişiminde serbest bırakılana kadar İsrail hapishanesinde yirmi yıldan fazla süre geçirdi. Hamas saflarında hızla yükseldikten sonra, 2017 yılında Hamas'ın Gazze'deki lideri seçildi.
Şikâyette, "Hamas ve liderleri, İsrail'in yok edilmesini temel bir amaç olarak benimsemeye devam etti ve bu amaca ulaşmak için İsraillilere ve İsrail'i destekleyen Amerikalılar da dahil olmak üzere kişilere karşı cinayet ve diğer şiddet içeren terör eylemlerini kullandı" deniliyor. Ayrıca, "Hamas liderleri, ABD'nin İsrail'in varlığını desteklemesine misilleme olarak ABD'ye karşı harekete geçilmesi çağrısında bulundu" ifadesi yer alıyor.
Geçmişte Amerikalı yetkililer, yakalanma ya da tutuklanma şansları çok az olmasına rağmen, terörist grupların liderlerini suçladı. Hollanda'daki Uluslararası Ceza Mahkemesi, İsrail-Gazze savaşıyla ilgili olarak her iki tarafı da savaş suçu işlemekle itham eden tutuklama kararları çıkardı.
Mayıs ayında, Haniye, Deif ve Sinwar'ın yanı sıra, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant için de tutuklama emri talep edildi. 8 Ekim 2023'te Russia Today'e verdiği röportajda, Barakeh, Hamas'ın saldırıyı iki yıldır gizlice planladığını söyledi ve "Sıfır saati tamamen gizli tutuldu" dedi. “Saldırıyı ve zamanlamasını bilenlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez.”
Kaynak: The New York Times
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.