ÇAĞRI CİHAZI VE TELSİZ PATLAMALARI HAKKINDA BİLİNENLER

System.Web.UI.WebControls.Label / ÇAĞRI CİHAZI VE TELSİZ PATLAMALARI HAKKINDA BİLİNENLER / ÇAĞRI CİHAZI VE TELSİZ PATLAMALARI HAKKINDA BİLİNENLER / hamaset.com.tr

21 Eylül 2024 Cumartesi

134 Görüntüleme

MERCEK
Çeviren:Haber Merkezi |

Çağrı cihazı ve telsizlerin kullanıldığı bu saldırılar, İsrail'in düşman topraklarında operasyon yapma kabiliyetinde yeni bir sofistike seviyeye ulaştığını gösteriyor.

ÇAĞRI CİHAZI VE TELSİZ PATLAMALARI HAKKINDA BİLİNENLER / hamaset.com.tr

Yazar: Nicole Narea

Çeviri: M. Hulusi Cengiz

 

Gazze'deki savaş sürerken, Hizbullah ile İsrail arasındaki çatışmalar tehlikeli bir şekilde tırmanıyor.

İran destekli İslamcı militan örgüt ve Lübnan siyasi partisi Hizbullah üyelerini hedef aldığı anlaşılan bir saldırıda, Lübnan ve Suriye'de eş zamanlı olarak yüzlerce çağrı cihazı patlamıştı. Olaydan bir gün sonra, çarşamba günü Lübnan'da binlerce telsizin karıştığı yeni patlamaların meydana geldiği bildirildi.

 

Her iki saldırının arkasında da İsrail'in olduğu iddia edilse de İsrail saldırıyı üstlenmedi. Hizbullah ise misilleme yapma sözü verdi. Lübnan hükümeti, çağrı cihazı saldırısını "suç teşkil eden İsrail saldırganlığı" olarak nitelendirdi. Bu saldırılar, Gazze'deki savaşın belirsizlik içinde sürdüğü bir dönemde, Hizbullah ile İsrail arasındaki gerilimi artırdı.

 

CNN'e göre, telsizlerin kullanıldığı saldırılarda en az 20 kişi hayatını kaybetti, 450 kişi ise yaralandı. Aynı kaynağa göre, çağrı cihazı saldırısında aralarında Hizbullah üyeleri ve iki çocuğun da bulunduğu en az 12 kişi öldü. Lübnan sağlık bakanlığına göre, İran'ın Lübnan büyükelçisinin de dahil olduğu 2.800'den fazla kişi yaralandı ve 300'den fazla kişi kritik durumda. Yaralanmalar çoğunlukla göz, yüz ve ellerde meydana gelirken, Beyrut'taki hastaneler dolup taştı ve halktan kan bağışı istenildi.

 

 

Hizbullah yetkilileri, çağrı cihazı saldırısından İsrail'i sorumlu tuttu

 

ABD'li yetkililer, İsrail'in çağrı cihazlarıyla oynayarak uzaktan tetiklenebilen bir patlama anahtarı ve az miktarda patlayıcı eklediğini doğruladı. Çağrı cihazları saldırıdan hemen önce çaldı, bu yüzden birçok kurban patlama anında cihazı ellerinde tutuyordu.

 

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), çağrı cihazı saldırısıyla ilgili yorum yapmayı reddetti. Ancak İsrailli yetkililer, bu hafta başında yaptıkları açıklamada, ülkenin Hizbullah'a karşı yürüttüğü operasyonları yakında tırmandırabileceğini belirtti. Gazze'deki savaşın fitilini ateşleyen 7 Ekim saldırısının arkasındaki militan grup Hamas ile müttefik olan Hizbullah, Filistin toprakları üzerindeki ateşkes görüşmelerinin tıkanması karşısında sabırsızlanarak çatışmaları yoğunlaştırdı ve daha geniş çaplı bir savaşa hazırlanıyor.

 

Çağrı cihazlarının Tayvanlı Gold Apollo markasına ait olduğu tespit edildi; ancak üretici, bu cihazları kendilerinin üretmediğini, Macaristan'da bulunan başka bir şirketin bu markayı kullanma lisansına sahip olduğunu belirtti. 

 

Telsizler ise Japon ICOM firması tarafından üretilen ve artık üretimde olmayan bir modeldi. Firma, piyasadaki telsizlerin çoğunun sahte olduğunu iddia etti. İsrail'in çağrı cihazlarına ve telsizlere nasıl ulaştığı ve patlayıcıları nasıl yerleştirdiği henüz bilinmiyor.

 

İsrail'in kişisel iletişim cihazlarını düşmanlarına karşı silah olarak kullanması bir ilk değil. 1996 yılında, Hamas'ın bir bomba üreticisini öldürmek için patlayan bir telefon kullanmıştı. Ayrıca, İsrail'in sofistike elektronik gözetim ve cep telefonu, bilgisayar hackleme yetenekleri de biliniyor.

 

Temmuz ayında Hizbullah komutanı Fuad Şükr, Beyrut'taki binasının yedinci katına çıkmasını söyleyen gizemli bir telefon aldıktan sonra, İsrail’in füze saldırısında öldürülmüştü. Bu olaydan sonra, Hizbullah'ın cep telefonu kullanımını bırakarak çağrı cihazları ve mesajları bizzat ileten kuryeler kullanmaya başladığı bildirildi. Grup, 2000'lerin başından bu yana özel bir sabit hatlı telekomünikasyon ağı kullanıyor.

 

Çağrı cihazı ve telsizlerin kullanıldığı bu saldırılar, İsrail'in düşman topraklarında operasyon yapma kabiliyetinde yeni bir sofistike seviyeye ulaştığını gösteriyor.

 

İsrail ve Hizbullah arasındaki bölgesel çatışmalar, son saldırılarla birlikte daha da tırmanabilir

 

Hizbullah, birçok ülke tarafından terör örgütü olarak tanımlanan ve daha önce de İsrail'e karşı savaşmış bir örgüt olarak, Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e düzenlediği saldırının ardından, "muzaffer Filistin direnişiyle dayanışma" içinde olduğunu duyurmuş ve kampanyasını başlatmıştı. Çatışmalar genellikle hava saldırıları şeklinde devam etti. Gazze'de bir ateşkes sağlanırsa saldırılarını durdurabileceğinin sinyalini verdi. Gazze'de 41.000'den fazla Filistinli hayatını kaybetti.

 

Savaşın üzerinden neredeyse bir yıl geçmesine rağmen, özellikle Gazze'de altı rehinenin infaz edilmesinden sonra, ateşkes müzakerelerinde çok az ilerleme kaydedildi. ABD Başkanı Joe Biden'ın görevden ayrılmadan önce bir anlaşmaya varılıp varılamayacağı hala belirsiz. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, bir anlaşmanın yakın olmadığını belirtti ve İsrail güçlerinin Gazze'den tamamen çekilmesi çağrılarına direnmeye devam etti.

 

Müzakereler tıkandıkça Hizbullah ile İsrail arasındaki çatışmalar derinleşti ve Lübnan'ın İsrail sınırının her iki tarafında, 100.000'den fazla insan kısasa kısas saldırılar nedeniyle yerlerinden oldu. Henüz tam ölçekli bir bölgesel savaşa dönüşmemiş olsa da her iki tarafın giderek daha saldırgan taktikler kullanması, böyle bir savaşın kaçınılmaz olabileceğine dair endişeleri artırdı.

 

Hizbullah ile artan gerilim, 1996 ve 2006 yıllarında İsrail ile Hizbullah arasında yaşanan savaşların da gösterdiği gibi, felaketle sonuçlanabilir. Bu çatışmalarda Lübnan'da ağır sivil kayıplar yaşanmış ve çoğu asker olmak üzere yaklaşık 200 İsrailli hayatını kaybetmişti.

 

Ancak Hizbullah, şu an geniş bir roket ve füze cephaneliğine sahip olması nedeniyle daha zorlu bir düşman haline geldi. Daha geniş çaplı bir savaş, her iki tarafın müttefiklerini de çatışmaya dahil edebilir: İsrail'in müttefiki ABD, Hizbullah'ın ise İran.

 

Böyle bir savaş, Orta Doğu'da istikrarı koruma amacıyla ateşkes müzakerelerinde öncü rol oynayan ABD için de diplomatik bir başarısızlık anlamına gelebilir.

 

Gazze'deki savaş boyunca ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, defalarca ABD'nin "Gazze'deki çatışmayı daha da tırmandıracak adımlardan kaçınılması gerektiği" konusunda net olduğunu vurgulamıştı.

 

Son saldırılar, İsrail ve Hizbullah'ın aralarındaki çatışmaları kontrol altına almalarını zorlaştırabilir ve tarafları topyekûn bir savaşa bir adım daha yaklaştırabilir. Her iki taraf da bu olasılığa hazırlıklı olduklarını ifade etti.

 

Kaynak:  Vox

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.



DİĞER YAZILAR


Haritalar ile belirlenen sınırların ötesinde

2022 © Tüm hakları saklıdır.