Yazar: Diaa Al-Kahlout

Çeviri: M. Hulusi Cengiz

Hamas'ın İsrailli bir rehinenin öldürülmesi ve iki kişinin yaralanmasıyla ilgili yaptığı açıklama İsrail'de sessiz bir tepkiyle karşılandı ve soru işaretlerine yol açtı.

Pazartesi gecesi Hamas askeri sözcüsü Ebu Ubeyde'nin bir İsrailli mahkûmun öldürülmesi ve diğer ikisinin yaralanmasıyla ilgili açıklaması, bu hareketin amacı, verdiği mesaj ve mahkûm takası anlaşması yoluyla savaşı sona erdirme görüşmelerini etkileyip etkilemeyeceği konusunda soru işaretleri yarattı.

Hamas sözcüsü Telegram üzerinden yaptığı açıklamada iki ayrı olayda “düşman esirleri korumakla görevli” iki savaşçının esirlere ateş ettiğini, bir olayda “bir Siyonist esirin anında öldüğünü, iki kadın esirin de ağır yaralandığını” söyledi.

Yaralı esirlerle ilgili olarak ise “hayatlarını kurtarmak için girişimlerin sürdüğünü” sözlerine ekledi.

Ebu Ubeyde, İsrailli esirlerin hayatlarını etkileyen tekrarlanan katliamları nedeniyle İsrail hükümetini olaydan tamamen sorumlu tuttu.

“Detayları öğrenmek için bir komite oluşturuldu ve daha sonra açıklanacak” diye ekledi.

Kassam Tugayları'nın olayı kamuoyuna duyurma kararı, kalan İsrailli esirlerin aileleri üzerindeki baskıyı arttırmayı amaçlayan “psikolojik savaşının” bir parçası olarak görülebilir.

Ancak mesajın önemi ve aciliyeti göz önüne alındığında İsrail'in olayla ilgili resmi girişimleri sessiz kaldı.

Bu durum, rehine meselesini yöneten ve ülke içinde önemini arttırma gücüne sahip olan şeyin rehinelerin yaşaması ya da ölmesi değil, herkes tarafından meseleyi ihmal etmekle suçlanan İsrail hükümetinin ne istediği olduğunu gösteriyor.

Kassam Tugayları ya da Gazze'de İsrailli esirleri tutan herhangi bir direniş grubu ilk kez Hamas muhafızları tarafından öldürüldüklerini duyurdu.

Bu olay, grupların Filistinli esirlerle takas edilebilmeleri için rehinelerin hayatlarını korumaya yönelik sürekli girişimleri ışığında da son derece olağandışıdır.

Filistinlilere karşı her gün işlenen katliamların bu iki olaya yol açtığı anlaşılıyor ve Kassam Tugayları'ndan daha ayrıntılı bir açıklama bekleniyor.

Yazar ve siyasi analist İbrahim Al-Madhoun, The New Arab'ın Arapça yayını Al-Araby Al-Jadeed'e yaptığı açıklamada, İsrail'in işlediği suçlar, cinayetler ve masum insanları, camileri, okulları ve sığınakları hedef alması nedeniyle yoğun bir öfke yaşandığını ve bunun da mahkumların öldürülmesine yol açan kaotik durumlara yol açtığını belirterek, Kassam Tugayları'nın kamuoyunu sorumluluklarıyla yüzleştirmek için olayla ilgili haberleri yayınlamaya karar verdiğini söyledi.

Al-Madhoun, Hamas'ın bu olayların tekrarlanmasını istemediği için kamuoyunu uyardığını ve cinayetlere karışmadığını belirtiyor.

Hamas'ın bu tür eylemleri reddettiğini de sözlerine ekleyen Ebu Ubeyde'nin mesajı netti: “İşgal [İsrail], işlediği suçlarla herkesi karanlık bir yere sokuyor ve işgalin özgürleştirmek istediğini iddia ettiği mahkumlar bu saldırgan davranıştan zarar görüyor.”

İsrail'in duyuruya tepkisi, İsrail Askeri Sansürünün haberin yayılmasını engellemek için müdahale ettiğini ima edecek şekilde, belirgin bir şekilde sessiz kaldı.

İsrail işleri uzmanı Salah al-Awawdeh, ana akım İsrail medyasında duyuruya ilişkin tepkilerin az olduğunu söyledi.

Ancak ordu sözcüsünün açıklamanın güvenilirliğinin doğrulandığını belirttiği yanıtı dolaşıma girdi.

Awawdeh, bu ilgisizliğin İsrail medyasının “iç cephe ve protestolar üzerinde etkisi olabileceği için bu tür haberlere odaklanmadığını” gösterdiğini söyledi.

“Doğal olarak, bu tür haberler tansiyonu ve esirlerin ailelerinin hükümete karşı protestolarını arttıracak... ve bir anlaşma yapması için hükümet üzerindeki baskıyı arttıracak” diye açıklarken, ailelerin artan endişelerine rağmen İsrail'in bu konuyu ‘İsrail halkına karşı psikolojik terörizm’ olarak yorumlayacağını da sözlerine ekledi.

Awawdeh, İsrail hükümetinin İsrailli rehinelerin durumuyla ilgili geçmişteki haberleri de -İsrail bombardımanında ölenler, ilaç ve diğer temel ihtiyaçların yokluğu nedeniyle acı çekenler gibi- son derece dikkatli bir şekilde ele aldığını, böylece esirlerin aileleri üzerinde yaratabileceği etkiyi sınırlamak istediğini ve bunun da hükümet üzerindeki baskıyı artırabileceğini söylüyor.

Awawdeh'e göre “Gazze'deki tüm İsrailli esirler öldürülse bile” bu meselenin bir anlaşmaya yol açması ya da anlaşmayı hızlandırması pek olası değil, “çünkü [anlaşma] meselesi, savaşı İsrail'in ve kendisinin geleceğini tehdit eden bir şey olarak gören Netanyahu için çok önemli ve Netanyahu müzakerelere devam etmek istiyor ama savaşı sona erdirecek bir anlaşma yapmak istemiyor.”

Kaynak: The New Arab