Analiz: The Guardian

Çeviri: M. Hulusi Cengiz

Çatışmanın unutulduğunu söylemek oldukça iyimser olur: Dünya büyük ölçüde kayıtsız; sadece bu durumdan çıkar sağlamayı umanlar hariç.

Sudanlı sivillere yardım ulaştırmak zor, ancak silahlar ülkenin her bir komşusu üzerinden durmaksızın bu ülkeye akıyor. Silahların yarattığı yıkım insanları kaçmaya zorluyor: Her gün 10.000 çocuk yerinden ediliyor. Bugün çekilen acılar, gelecekte çekilecek acılarla eşleşecek. Unicef'in bildirdiğine göre, sekiz yaşındaki kız çocukları savaşçılar tarafından tecavüze uğruyor ve cinsel şiddet sonucu doğan bebekler terk ediliyor.

Kıtlık felaketi

Kıtlık giderek şiddetleniyor ve savaşan taraflar yardım teslimatlarını engellediği için 25 milyon insan akut açlıkla karşı karşıya. ABD'nin Sudan özel temsilcisi Tom Perriello, açlıktan ölen kadın ve çocukların adeta birer cephane gibi kullanıldığı uyarısında bulundu. Ancak ülkenin tarımsal merkezindeki yıkım, ileride olacaklar için kötü bir işaret veriyor. Darfur'da kuşatma altındaki El Faşer kentindeki son hastane de saldırı altında.

Uluslararası Göç Örgütü, durumun kritik bir noktada olduğu ve acil ve kitlesel bir küresel müdahale olmadığı takdirde on binlerce önlenebilir ölümün yaşanabileceği uyarısında bulunuyor. Şiddetli yağışlar ve sel felaketleri insani krizi daha da kötüleştirdi, ancak bu felaketlerin asıl nedeni bir yıldan uzun bir süre önce General Abdülfettah el-Burhan komutasındaki Sudan Silahlı Kuvvetleri (SAF) ile Hemedti olarak bilinen Muhammed Hamdan Dagalo komutasındaki Hızlı Destek Güçleri (RSF) arasındaki çatışmaların başlaması.

Acımasız savaş

Sudan ordusu, çarşamba günü Cenevre'de yapılması planlanan ateşkes görüşmelerine katılmadı. Ordunun kurduğu ve sivil hükümeti devirmek için birlikte çalıştığı RSF ise bu görüşmelere katıldı. Ancak liderleri terör kampanyalarını sürdürürken barış yanlısı gibi davranamazlar.

SAF, toprak vermek zorunda kalacaklarını kabul etmeyi reddediyor; ancak iç bölünmeler de bu kararı etkileyen bir faktör olabilir. RSF ise inanılmaz iddialı taleplerde bulunuyor ve pek çok kişi, onların gerçekten barışa yanaşıp yanaşamayacağından şüphe duyuyor. Zira onlar büyük ölçüde saldırı ve yağma konusunda birleşmiş durumdalar.

Taraflardan biri masaya bile oturmamışken, bir ateşkes anlaşmasından söz edilemez. Ancak bu görüşmeler, en azından ABD ve diğerlerine RSF'ye vahşetlerini dizginlemeleri ve sivilleri korumaları için baskı yapma fırsatı veriyor- zaten verdikleri taahhütlere uymaları için.

Bu aynı zamanda ABD'li ortakların ve diğerlerinin geri çekilmesi gerektiğini yinelemek için de bir fırsat. Dış güçlerin müdahil olduklarını inkâr etmelerine rağmen, çatışmayı körükledikleri bir gerçek. BM yaptırım gözlemcileri, BAE'nin RSF'ye destek verdiğine dair “inandırıcı” iddiaları not etti.

Görüşmelere ev sahipliği yapan Mısır ve Suudi Arabistan da SAF ile aynı safta yer alıyor. Hepsi bu görüşmelerde yer alıyor. Rusya ise her iki tarafa da oynamaya çalışıyor gibi görünüyor, ancak orduya doğru kayabilir. Çin, Türkiye, İran ve Sırbistan yapımı silahlar da tespit edildi.

Bir ihmal krizi

Unicef sözcüsü James Elder, Sudan'ı “bir ihmal krizi” olarak tanımladı. Bu tanım, durumu neredeyse fazla nazik ifade ediyor. Mülteciler, Etiyopya gibi komşu ülkelerde giderek daha düşmanca bir karşılamayla karşılaşıyor. Mısır, katkıda bulunduğu bu savaştan kaçanların çoğunu sınır dışı etti. Bu arada BM'nin yardım çabalarının yalnızca üçte biri finanse ediliyor.

Sudanlıların arzularının, 2019 devriminin umut dolu ufkundan ve sivil liderlikten, günlük hayatta kalma mücadelesine doğru hızla kayması ani ve acımasız oldu. Bazı ülkelerin aktif müdahalesi ve diğerlerinin kayıtsızlığı, savaşan generallerin böylesi bir yıkıma yol açmasına izin verdi.

Kaynak: The Guardian

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.