UKRAYNA'NIN RUSYA SALDIRISI SAÇMALIĞI

System.Web.UI.WebControls.Label / UKRAYNA'NIN RUSYA SALDIRISI SAÇMALIĞI / UKRAYNA'NIN RUSYA SALDIRISI SAÇMALIĞI / hamaset.com.tr

23 Ağustos 2024 Cuma

118 Görüntüleme

MERCEK
Çeviren:Haber Merkezi |

Sonra Kursk işgali gerçekleşti. Kötü savunulan ve seyrek nüfuslu Rus sınır bölgelerinde kilometrelerce ilerleyen Ukrayna kuvvetleri, Rus topraklarının sekiz mil içine kadar girdi.

UKRAYNA

Yazar: Branko Marketic

Çeviri: M. Hulusi Cengiz

 

Sadece birkaç hafta önce Ukrayna savaşı, diplomatik bir sona yaklaşıyor gibi görünüyordu.

 

Savaş uzun süredir kanlı bir çıkmaza girmişti; Washington, Orta Doğu'daki olaylara odaklanmıştı ve toprak tavizlerini uzun süredir reddeden Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky bile bu konuda tutumunu yumuşatmıştı.

 

Sonra Kursk işgali gerçekleşti. Kötü savunulan ve seyrek nüfuslu Rus sınır bölgelerinde kilometrelerce ilerleyen Ukrayna kuvvetleri, Rus topraklarının sekiz mil içine kadar girdi. Moskova'ya göre 28 yerleşim birimini (Kiev'e göre çok daha fazlasını) kontrol altına aldılar ve 121.000'den fazla sakini tahliyeye zorladılar. Belki de en önemlisi, Ukraynalılar Devlet Başkanı Vladimir Putin'e büyük bir aşağılama yaşatırken, kendi morallerine de darbe vurmuş oldular.

 

Kursk saldırısının sonuçları ne olursa olsun, bu olay, Putin için olduğu kadar savaş yanlıları için de seçim savaşlarının çoğu zaman beklenenden daha büyük sorunlar yarattığını bir kez daha hatırlatıyor.

 

Putin, görünüşte güvenlik endişeleri nedeniyle, Rusya'nın bir gün sınırında askerileştirilmiş, NATO destekli bir Ukrayna ile uğraşmak zorunda kalacağı düşüncesiyle işgal kararı aldı. Ancak bu karar, Rusya'nın güvenliğine daha fazla zarar verdi.

 

İşgalden bu yana Rusya, altyapısının sabote edilmesi, başkentinde terör saldırıları yaşanması ve Putin'in uzun süredir iktidarını tehdit eden bir darbe girişimine tanık oldu. Şimdi ise İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk kez Rusya topraklarına yönelik yabancı bir işgal gerçekleşiyor.

 

Ancak Kursk'tan ne çıkarsa çıksın, bu olayın sadece bir ibret hikayesinin parçası olması gerektiği unutulmamalı. Putin'in işgal kararı, aceleci ve pervasız militarizmin nasıl hızla kendi kendini yenilgiye uğratabileceğini gösterirken, Ukrayna ve Batı için de benzer dersler barındırıyor olabilir.

 

Kiev için, güçlerinin Kursk'ta elde ettiği taktiksel başarının orta ve uzun vadede gerçekten işe yarayıp yaramayacağı belirsiz. Söylenenlere göre operasyonun başlıca amaçları, Ukraynalıların barış görüşmelerinde pazarlık yapabilecekleri toprakları ele geçirmek ve Moskova'yı Ukrayna'daki cephe hattından güçlerini çekmeye zorlayarak baskıyı hafifletmekti.

 

Ancak şu ana kadar bu hedeflerin hiçbiri gerçekleşmedi. Rus güçleri, doğu Ukrayna'da kasabaların boşaltılmasına yol açacak şekilde ilerlemeye devam ediyor.

 

Bu arada Rusya'da genel kanı, bu hamlenin Putin'i barış görüşmelerine daha az meyilli hale getirdiği yönünde. Katar'da gizlice yürütülen ve her iki ülkenin altyapısına yönelik saldırıları sona erdirmeyi amaçlayan kısmi ateşkes görüşmelerinin Kursk saldırısı nedeniyle sekteye uğradığı bildiriliyor.

 

Moskova, bu saldırıya “layıkıyla karşılık vereceği” sözü verdi ve Kremlin'in bu tehdidi gerçekleştireceğine şüphe yok. Ukrayna'nın Rus topraklarına yönelik daha önceki her saldırısı, Ukrayna'nın altyapısına yönelik şiddetli bir karşı saldırı ile sonuçlandı. Bu durum, Ukrayna için kritik altyapısını tahrip eden ve uzun vadeli demografik, ekonomik ve borç krizleri yaratan bir savaşı uzatma tehlikesini artırıyor.

 

Ancak Kiev, bu cüretkâr kumardan kazanç elde edebileceği umudunu taşıyor. NATO'nun Avrupa ve Kuzey Amerika'daki ortakları açısından ise Kursk kumarının Batı'ya ne kazandıracağından çok ne kaybettireceği daha zor görülüyor.

 

Ukrayna'nın saldırısı hem ABD'li hem de Avrupalı yetkililer için savaşın tırmanışını yönetme ve NATO'yu Rusya ile doğrudan bir çatışmaya sürüklememe konusundaki temel öncelikleri baltalıyor. Rusya'nın lider kadrosu bu saldırıyı NATO tarafından planlanmış ve onaylanmış bir operasyon olarak görüyor.

 

Kremlin, Rus topraklarını ele geçirmek için kullanılan İngiliz tanklarına ve diğer NATO silahlarına işaret ediyor. Keir Starmer'ın Birleşik Krallık hükümeti, operasyonun rolünü kamuoyuna açıklayarak Rusya'nın bu şüphelerini doğruladı.

 

Amerikalı ve Avrupalı liderlerin, kendi toplumlarının, düşmanlarından gelen çok daha az ciddi provokasyonlara nasıl tepki verdiklerini düşünmeleri gerekiyor. Örneğin, Rusya'nın 2016 ABD seçimlerine müdahalesi, sadece Pearl Harbor ve 9/11 gibi savaş eylemleriyle kıyaslanmakla kalmadı, aynı zamanda ülkeyi intikamcı bir ruh haline soktu.

 

Bu durum, diplomasi ve gerilimi azaltma çabalarını siyasi olarak imkânsız hale getirdi. Moskova'nın Taliban'a ABD askerlerini öldürmeleri için ödül verdiği iddiaları da benzer bir şekilde ABD'li politikacıların Rus birliklerine yönelik saldırı çağrılarını tetikledi. ABD hava sahasında sadece bir Çin balonunun bulunması bile, Amerikalıların balonlara füze atmasına yol açan bir histeri dalgası yarattı ve Çin'e karşı açık düşmanlık rotasına girmemize yardımcı oldu.

 

Şimdi tüm bunların yerine, Rusya veya Çin'in ABD sınırından içeri giren, toprakları ele geçiren ve on binlerce insanı tahliyeye zorlayan yabancı bir gücü silahlandırdığını, tedarik ettiğini ve milyarlarca dolar finanse ettiğini hayal edin.

 

Pek çok kişi, Washington ve NATO'nun Ukrayna'ya destek vermesini ahlaki açıdan savunulabilir bulacaktır. Ancak sorun, bu savaşta olduğu gibi, dış politika kararlarının ahlaki açıdan daha karmaşık olmasıdır.

 

ABD ve NATO, Rusya'da aşırı militarize olmuş, geri dönülmez bir şekilde mağdur ve potansiyel olarak intikamcı bir düşman yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda Soğuk Savaş sırasında düşünülemeyecek kadar pervasızca büyük bir tırmandırıcı adım atıyor.

 

O yıllarda, iki ülke arasında doğrudan düşmanlıklardan kaçınılması gerektiği anlayışı o kadar güçlüydü ki, Dwight Eisenhower, reformist bir ayaklanmayı bastıran Sovyetler Birliği'ne karşı Macaristan'a askeri yardım göndermeyi bile reddetti.

 

ABD ve NATO liderlerinin Rusya'ya yönelik bir yabancı işgali destekler görünmesi, Rus dış politika uzmanlarını, Amerikalı politika yapıcıların nükleer savaş korkusunu kaybettiklerine ve Moskova'nın caydırıcılığı yeniden tesis etmek için dramatik bir şeyler yapması gerektiğine ikna edecektir.

 

Ukrayna savaşı, ABD'nin yıllarca Moskova'nın kırmızı çizgilerini test etmesi ve Rusya'nın tepkilerini hafife alması nedeniyle yaşanıyor. Şimdi, Washington, Ukrayna politikasını bu yaklaşım üzerine inşa ederek, Moskova'nın NATO'nun tırmanışına karşılık vermemesini bekliyor.

 

ABD hükümetinin Ukrayna savaşında kontrolü kaybedip kaybetmediğini ya da vatandaşlarının hayatlarını bilinçli olarak riske atıp atmadığını söylemek zor. Hangisinin daha endişe verici olduğunu bilmek de zor.

 

Kaynak:Compact

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.
 


DİĞER YAZILAR


Haritalar ile belirlenen sınırların ötesinde

2022 © Tüm hakları saklıdır.