Yazar: Rachel Leingang

Çeviren: M. Hulusi Cengiz

Soğuk algınlığı nedeniyle hasta olduğu anlaşılan Joe Biden, münazara boyunca mırıldandı ve iyi hazırlanmış cümleler kurmakta başarısız oldu. Yalanların üretken bir savunucusu olan Donald Trump ise defalarca yalan söyledi ve zor sorulara cevap vermekten kaçındı.

Münazaraya hâkim olan tepki, bu iki adayın partilerinin ülkeyi en kritik anlarından birinde yönetmek için seçtikleri kişiler olmasından duyulan yılgınlık ve inançsızlıktı. Bu fiyaskonun kararsız seçmenleri bir adaya mı yoksa diğerine mi yönlendireceğini zaman gösterecek.

1. Biden kötü performans gösterdi

Başkan, münazaradan önce bir tür performans artırıcı ilaç aldığına dair sağcı komplolarla ilgili şaka yaptı ve kampanyasının web sitesinde "Dark Brandon'ın Gizli Sosu" adıyla satılan bir kutu suyun linkini yayınladı. Ancak düşük enerjili, sessiz ve bozuk performansı beklentileri karşılamadı. Aklınızda bulunsun: Biden'ın eski başkana münazarada meydan okuması, geriye dönüp bakıldığında stratejik bir hata gibi görünüyor.

Seçmenler düzenli olarak Biden'ın yaşı ve göreve uygunluğu konusunda endişeli olduklarını söylüyorlar. Bu münazara onların korkularını yatıştırmayacaktır. Eğer birisi Biden'ın sözlerinin transkriptini okusaydı, bazı cümleleri kulağa akıllıca ve agresif gelebilirdi. Ancak sunum başarısız oldu- ve TV gibi görsel bir mecra için bu çok önemli. Altyapı planı gibi imza attığı başarıları satmakta başarısız oldu.

Başından itibaren Biden'ın sesi boğuktu. Sesi kesildi. Bir gafında Trump'a vergi indirimleri ve ulusal borç konusunda saldırırken sözlerini kafa karıştırıcı bir şekilde şöyle bitirdi: "Sonunda Medicare'i yendik." Trump o anın üzerine atladı: "Medicare'i yendi. Öldüresiye dövdü ve Medicare'i yok ediyor."

Üreme haklarının geriletilmesinden endişe duyan seçmenler için Biden'ın en güçlü yönlerinden biri olması gereken kürtaj sorusu üzerine Biden, göçmenler tarafından öldürülen kız çocuklarını gündeme getirdi ve nedense en zayıf olduğu alanlardan birine döndü. Akşam boyunca daha canlı hale geldi ancak tartışmanın optik olarak nasıl gittiğine dair anlatıyı değiştirmeye yetmedi. Bu akşam şüphesiz Demokratların Biden'ın kurultayda bir şekilde değiştirilip değiştirilmeyeceğini tartışmasına yol açacak.

2. Trump durmadan yalan söylüyor

Bu kadar tutarlı bir şekilde doğruluğu kontrol edilen bir politikacıdan beklendiği gibi Trump, seçmenlere defalarca yalan ve yarı doğruları satmaya çalıştı. Zor cevaplar gerektiren sorular sorulduğunda, örneğin 6 Ocak ayaklanmasıyla ilgili bir soru sorulduğunda konuyu saptırdı ve Biden'a saldırabileceği bir konudan bahsetti.

CNN'in moderatörleri açıklamaları canlı olarak kontrol etmedi. Bazen Trump soruyu geçiştirdiğinde moderatörler soruyu yineleyerek Trump'ın cevap vermesini sağladılar. Yanlış bir şekilde Demokratların doğuma kadar ve doğumdan sonra kürtaj istediklerini iddia etti. Nancy Pelosi'nin kendisinin teşvik ettiği bir ayaklanmaya karşılık vermek üzere 6 Ocak 2021'de ulusal muhafız birlikleri gönderilmesi teklifini reddettiğini kanıt göstermeden söyledi. Yönetiminin "en iyi çevre rakamlarına" sahip olduğunu söyledi, bu ne anlama geliyorsa.

İkinci dönem görevde kalması halinde intikam alacağına dair verdiği söz de üstü kapalı bir kovuşturma tehdidi gibi görünen bir şekilde su yüzüne çıktı: "Görevden ayrılır ayrılmaz hüküm giymiş bir suçlu olabilir. Joe, yaptığı onca şey yüzünden hüküm giymiş bir suçlu olabilir. Korkunç şeyler yaptı."

3. Farklı vizyonlar açıkça sergileniyordu

İki adam da içinde yaşadıkları iki Amerika'nın farklılıklarını ortaya koydu. Trump, defalarca ABD'nin nasıl başarısız olduğundan, Biden'ın ülke tarihindeki en kötü başkan olduğundan ve dünyanın ülkeyi şu anda nasıl kötü gördüğünden bahsetti. "Joe, ülkemiz yok ediliyor. Sen ve ben burada oturup bu tartışmayla çok zaman harcıyoruz. Bu bir tartışma olmamalı. O en kötü başkan, bunu ben söylediğim için benim hakkımda söyledi. Ama bakın, o ülkemiz tarihindeki en kötü başkan. Ülkemizi mahvetti."

Biden buna katılmayarak ABD'nin dünya sahnesindeki durumu hakkında iyimser bir görüş ortaya koydu. "Biz dünyanın en çok hayranlık duyulan ülkesiyiz. Biz Amerika Birleşik Devletleri'yiz. Kapasitemizin ötesinde hiçbir şey yok. Dünya tarihindeki en iyi orduya sahibiz, dünya tarihindeki en iyi orduya sahibiz. Kimse zayıf olduğumuzu düşünmüyor. Kimse bizimle uğraşmak istemiyor, hiç kimse."

Kaynak: theguardian.com