İSRAİL’İN ASIL HEDEFİ TAHRAN

System.Web.UI.WebControls.Label /  İSRAİL’İN ASIL HEDEFİ TAHRAN /  İSRAİL’İN ASIL HEDEFİ TAHRAN / hamaset.com.tr

9 Ekim 2024 Çarşamba

149 Görüntüleme

DÜNYA
Çeviren:Haber Merkezi |

İsrail, İran'ı geçen yıl 7 Ekim'deki Hamas saldırısını kışkırtmakla ve Hizbullah, Husi ve Irak'ın İsrail topraklarına yönelik saldırılarını desteklemekle suçluyor.

 İSRAİL’İN ASIL HEDEFİ TAHRAN / hamaset.com.tr

Yazar: Arıel I. Ahram, Opınıon Contrıbutor 

Çeviri: M. Hulusi Cengiz

Gerçekten de ABD'de ve bölgede pek çok kişi Orta Doğu'daki istikrarsızlığı İran'a ve İran'ın müttefiki militan gruplar ile dışlanmış hükümetlerden oluşan Direniş Ekseni'ne bağlıyor. 

İsrail hem düşmanlarını etkisiz hale getirmeyi hem de "Ortadoğu'da İsrail'in ulaşamayacağı hiçbir yer olmadığı" konusunda herkesi uyarmayı amaçlıyor. Ancak tek başına güç kullanarak ekseni kırmak ya da İran'ı etkisiz hale getirmek pek mümkün görünmüyor. Bunun yerine, askeri önlemler bu grupları İran'ın yörüngesinden uzaklaştıracak diplomatik girişimlerle birlikte yürütülmelidir. 

Eksen, İran'ın son çeyrek yüzyılda Orta Doğu'daki nüfuzunu artırmasında kilit rol oynadı. İsrail ya da ABD ile doğrudan karşı karşıya gelmekten çekinen Tahran, hasımlarını hüsrana uğratmanın ve bozguna uğratmanın yollarını buldu. Vekiller ucuza geldi.

Az miktarda sübvansiyon ve biraz da ideolojik telkinle bu yandaşlar doğaçlama silahlar ve gerilla taktikleri konusunda eğitilebiliyordu. Birçoğu, Suriye'de Esad rejimini savunmak gibi İran'ın adım atmaya korktuğu yerlerde savaştı ve öldü. Bu arada İran, suçlamalardan kaçmak ve gerilimi tırmandırmaktan kaçınmak için yeterli makul inkâr edilebilirliği elinde tuttu. 

İsrail'in saldırıları bu güveni en azından bir süreliğine zedeledi.

 İran, İsrail'e balistik füzeler fırlattı ancak küçük müttefiklerini savunmak için kendi güçlerini kullanma konusunda isteksiz olduğunu ima etti. Bu arada Hizbullah sendeliyor, Hamas ise saklanıyor.

Ancak tüm bu gruplar, geçmişte yoğun bombardıman ve askeri gerilemelerin ardından yeniden yapılanmayı ve toparlanmayı başardı. Baş kesme saldırıları da dahil olmak üzere azami baskının sürdürülebilir ya da etkili olduğu nadiren kanıtlanmıştır. 

Askeri yaklaşım, ekseni döndüren siyasi atalete karşı koyma çabalarıyla birlikte gelmelidir. Öncü oyun teorisyeni ve stratejik düşünür Thomas Schelling, İran'ın yürüttüğü türden bir vekalet savaşının asil-vekil sorunlarıyla dolu olduğunu belirtmiştir. İran, riski vekillerine devretmeye hevesli. Ancak vekiller, asilin emirlerini yerine getirmeye istekli mi? 

Hamas, Hizbullah ve Husiler, İran'ın daha geniş jeostratejik vizyonuna sempati duyuyorlar.

Ancak temel çıkarları daha dar ve politikaları yerel. İç savaş ve iç çekişme dönemlerinde ortaya çıkan bu gruplar, Lübnan'daki Şiiler, Yemen'deki Zeydiler ve Filistin halkı gibi baskı ve dışlanmaya maruz kalan seçmenleri savunarak benzer köken hikayelerini paylaşıyor.

Bu grupların temsil ve kendi kaderini tayin etme talepleri hem yerel arenada hem de uluslararası toplumda göz ardı edildi. Bu gruplar hiçbir zaman sadece terör hücreleri olmadı. Aksine, savaş güçlerini, siyasi partileri ve sosyal hizmet örgütlerini bir araya getiriyorlardı. 

Özellikle de bu grupların içerideki başlıca rakipleri Amerikan yardakçıları olarak görüldüğünden, İran dış sponsor rolünü kolayca üstlendi. Hamas, Hizbullah ve Husiler, her biri İran'ın desteğiyle daha da güçlendi ama aynı zamanda haydutlaştı ve siyasi olarak uzlaşmaz hale geldi. Yine de bu gruplar kendi özerkliklerini korudular ve İran kaynaklarını kendi amaçları doğrultusunda kullanmaya çalıştılar. 

İran'a sponsor olarak hizmet etmek ile yerel seçmenlerin koruma, temsil ve sosyal destek taleplerini karşılamak arasında sürtüşmeler yaşandı. İran'ın desteği bu gruplara hem askerî açıdan hem de itibar açısından pahalıya mal oldu. Bazıları daha bağımsız bir çizgi izlemeye çalıştı. Örneğin Hamas, 2011'de İran'ın kendisini Suriye harekâtına dahil etme çabasını reddetti.

Ancak başka bir yabancı talip çıkmayınca sonunda uzlaşma sağlandı. 

Vekâlet savaşlarını durdurmak zordur çünkü sponsorlar, savaşın maliyetini başkalarına yükleyerek tarafları müzakere masasına oturtabilecek can yakıcı çıkmazın ortaya çıkmasını ertelerler. 

Alternatif bir yaklaşım ise vekilleri ortadan kaldırmaya odaklanmaktır. Halihazırda Hamas, Husiler ve Hizbullah'ı destekleyen halklar, adil temsil ve kendi kaderini tayin etme yönündeki siyasi taleplerinin siyasi bir süreçle elde edilebileceğini görürlerse, İran'ın kışkırtmaları daha az zorlayıcı olacaktır. 

Gazze savaşında yaşanan katliam, dikkatleri ve enerjiyi diğer ülkelerdeki barış süreçlerinden uzaklaştırdı. Yemen ve Lübnan için Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan ve söz konusu retçi grupların çıkarlarını gözeten kapsayıcı siyasi alan planları askıda kaldı. 

Aynı şekilde, Gazze'de acil insani ateşkes ihtiyacı, İsrailliler ve Filistinliler arasında geniş çaplı bir toprak karşılığı barış anlaşması konusunun önüne geçti. Şimdi, çatışmalar devam ederken ve askeri ivme İran'ın aleyhindeyken, ABD ve Suudi Arabistan, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi kilit bölgesel ortaklarının bu tartışmaları yeniden canlandırmasının ve eksenin küçük ortaklarına vekalet boyunduruklarını bir kenara bırakmaları için gerçek teşvikler sunmasının tam zamanı. 

Kaynak: The Hill

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.
 


DİĞER YAZILAR


Haritalar ile belirlenen sınırların ötesinde

2022 © Tüm hakları saklıdır.