MASKESİ DÜŞEN BATI NUSAYRAT MÜLTECİ KAMPI KATLİAMINI KUTLADI?

System.Web.UI.WebControls.Label / MASKESİ DÜŞEN BATI NUSAYRAT MÜLTECİ KAMPI KATLİAMINI KUTLADI? / MASKESİ DÜŞEN BATI NUSAYRAT MÜLTECİ KAMPI KATLİAMINI KUTLADI? / hamaset.com.tr

14 Haziran 2024 Cuma

89 Görüntüleme

DÜNYA
Çeviren:Haber Merkezi |

Batı medyası, 270 Filistinlinin hayatını kaybetmesi pahasına dört İsrailli rehinenin kurtarılmasını sevinçle karşıladı. Aralarında çok sayıda çocuğun da bulunduğu yüzlerce Filistinlinin hayatını kaybetmesi pahasına dört rehinenin serbest bırakılması kutlanacak bir durum değil.

MASKESİ DÜŞEN BATI NUSAYRAT MÜLTECİ KAMPI KATLİAMINI KUTLADI? / hamaset.com.tr

Yazar: Tarık Ali

Çeviri: M. Hulusi Cengiz

Gazze iskelesi ABD tarafından inşa edildiğinde, bazı Filistinli aktivistler ve aydınlar iskelenin kuşatma altındaki halka gıda ve ilaç tedarik etme amacından ziyade saldırı amaçlı kullanılabileceği uyarısında bulunmuşlardı.

ABD insani yardım sağlama konusunda ciddi olsaydı, bunu çok fazla sorun yaşamadan yapabilirdi. Washington, İsrail'e ABD uçaklarının yardım ulaştırabilmesi için hava sahasını boşaltmasını ya da Mısır'a ABD korumasındaki kamyonların ihtiyaç duyulan gıda ve ilaçları getirebilmesi için sınırları açmasını emredebilirdi.

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve faşist meslektaşları ne kadar hırslı ve vicdansız olurlarsa olsunlar, bu tür emirlere direnemezlerdi, özellikle de bu emirler alenen verildiyse.

ABD Başkanı Joe Biden Siyonizm'e boyun eğen zayıf bir lider olabilir, ancak ülke tek bir kişi tarafından yönetilmiyor. Başkanlığa gücünü veren Amerikan askeri gücüdür.

ABD savunma ve istihbarat kurumları da dahil olmak üzere emperyal bir politbüro; Pentagon'dan yeşil ışık alması gereken tüm önemli girişimlerde İsrailli liderlerin özerkliğini sınırlıyor.

Bugün tanık olduğumuz soykırım Washington, Berlin ve Londra'dan tam destek aldı. Şimdi hepsi "ateşkes" taraftarı, çünkü yeterince Filistinlinin öldürüldüğünü ve bunun ters etki yarattığını düşünüyorlar.

ABD'nin İsrail'e verdiği açık destek her iki ülkeyi de dünyanın büyük bölümünde yalnızlaştırdı. Sivilleri, özellikle de kadın ve çocukları öldürmek bir zafer değildir.

 

Mutlak Güç

Ancak ABD giderek daha endişeli hale gelirken, savaşı sona erdirme yönünde gerçek bir adım atmadı. Bunun yerine, İsrailli rehineleri aramak için MQ-9 Reaper insansız hava araçlarının kullanılması da dahil olmak üzere, Gazze'deki Nuseyrat mülteci kampında geçen hafta yaşanan kanlı katliama destek verdi.

Pentagon tarafından yalanlanan, İsrail'in 270'ten fazla Filistinlinin ölümüne neden olan rehine kurtarma operasyonunda yüzen ABD yardım iskelesini kullandığına dair haberler de var.

Operasyonun ardından Batı propaganda aygıtları derhal harekete geçerek İsrail ve onu destekleyen güçler için muazzam bir başarıyı selamladı. Haberlerde başlangıçta Filistinlilerin ölümleri küçümsendi ya da görmezden gelindi- ta ki artık görmezden gelinemeyecek hale gelene kadar.

 

Sömürgecilik ve Öldürme Arzusu

Sömürge dönemlerinde medeni yeleklerin altında her zaman gizlenmiş olan öldürme arzusu hiçbir zaman tam anlamıyla ortadan kalkmadı. İsrail, Filistin halkı üzerinde mutlak güç arayışında her zaman Washington'a güvenebileceğini biliyor. Ancak ABD'nin kendi içinde, devam eden üniversite kampları ve eylemlerinin de işaret ettiği gibi, genel bir değişim yaşanıyor.

Genç Yahudiler de dahil olmak üzere giderek artan sayıda ABD vatandaşı, İsrail lobi grubu AIPAC'ın bu konudaki ortodoksluğundan kopmuş durumda. Öfke giderek artıyor, Biden'a takılan lakap da bu yüzden: "Soykırım Joe". İlginçtir ki, Avrupa'daki eylemler haklı olarak İsrail'i hedef alırken, pankartları ve sloganları ABD'yi büyük ölçüde görmezden geldi.

Aralarında çok sayıda çocuğun da bulunduğu yüzlerce Filistinlinin hayatını kaybetmesi pahasına dört rehinenin serbest bırakılması kutlanacak bir durum değildir. İsrail yanlısı liberallerin, açık Siyonist/aşırı sağ ittifakı ve onların medya dostlarıyla birlikte sergiledikleri zafer havası hem dar görüşlü hem de tiksindiricidir.

Maske Düştü

Bir başka büyük sorun daha var: Filistinli liderler, ABD'nin ciddi anlamda bir arabulucu olduğunu kabul edemiyor. Washington her zaman İsrail'in lehine taraflı davrandı ama artık maske tamamen düştü.

İspanya, İrlanda ve Norveç yakın zamanda Filistin'i tanımış ve İsrail'i şiddetle eleştirmiş olsa da, "batı uygarlığının" büyük bir kısmı Filistin'i savunmaya devam etmektedir. Sömürge dönemlerinde medeni yeleklerin altında her zaman gizlenmiş olan öldürme arzusu hiçbir zaman tam anlamıyla ortadan kalkmadı. Çoğu durumda sadece kış uykusuna yatıyordu.

Filistinlilere yönelik bir başka katliamın ortasında, bu kez Nuseyrat kampında, batı medyası kurtarılan dört rehinenin "zaferine" kadeh kaldırıyor. Sömürge dönemlerinde Kenya, Hindistan ya da Güney Afrika'da olduğu gibi, yerli halkın yaşamı önemli değil; kutlanması gereken "macera".

 

Şimdi ne olacak?

Bir tür ateşkes olabilir, ancak İsrail'in Siyonist liderleri Gazze'de Filistin toplumunun yeniden canlanmasını istemedikleri için bundan şüpheliyim. ABD, Suudi Arabistan'ı Gazze'de bir bekçi köpeği gibi davranmaya ve aynı zamanda İsrail'i tanımaya ikna edebilir mi?

İki devletli bir çözümden bahsetmek bana yanlış geliyor. İşgal altındaki Batı Şeria'daki yerleşimciler İsrail'e ya da Brooklyn'e dönmedikçe bu nasıl gerçekleşebilir? Ve eğer Filistin "devleti", Filistin Yönetimi tarafından yönetilen bir ABD-İsrail-Suudi himayesinden başka bir şey değilse, bu Filistinlilerin çok iyi bildiği gibi bir şaka olacaktır.

Bu arada, ABD’nin gönderdiği yardımlar geçtiğimiz günlerde dalgalı denizde parçalandı. Doğa bile bunlara karşı nefretini gösteriyor.

Kaynak: middleeasteye.net

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.
 


DİĞER YAZILAR


Haritalar ile belirlenen sınırların ötesinde

2022 © Tüm hakları saklıdır.