Yazar: Eman Abusidu 

Çeviri: M. Hulusi Cengiz

“Şu anda yaşanan saldırganlığı kınıyoruz,” diyen Sheinbaum, sözlerine şöyle devam etti: “Filistin devletinin de tıpkı İsrail gibi tam olarak tanınması gerektiğine inanıyoruz.” 

Başkan, Orta Doğu'daki şiddeti kınarken, görev süresi boyunca Meksika'nın tutumunu özetledi: “Bu, uzun yıllardır Meksika'nın pozisyonu olmuştur ve aynı kalmaya devam edecektir. Biz her şeyden önce barış istiyoruz.” 

Günlük basın toplantısında konuşan yeni Başkan, İsrail'in bölgedeki eylemlerine değinerek, Filistin Devleti'nin karşılıklı olarak tanınmasının Gazze'deki şiddeti sona erdirmek için diplomatik bir çözümün anahtarı olduğunu vurguladı.

Sheinbaum ayrıca, “savaşın hiçbir zaman iyi bir sonuca götürmeyeceğini” belirterek, çatışmaya barışçıl bir çözüm bulunması ve uluslararası kurumların daha aktif bir rol üstlenmesi çağrısında bulundu. “Birleşmiş Milletler, dünya barışının sağlanmasında ve inşasında bir kurum olarak çok daha proaktif olmalıdır” diye ekledi. 

Meksika Devlet Başkanı, ayrıca Andrés Manuel López Obrador liderliğindeki önceki Meksika hükümetinin İsrail'in saldırganlığını kınadığını hatırlattı: “Önceki hükümet, İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarını ve şu anda dünyada yaşananları kınadı. Bu çatışmanın Lübnan ve Suriye'ye yayılma riski endişe yaratıyor, bu da Orta Doğu'daki durumu büyük ölçüde karmaşık hale getirebilir.” 

Meksika'nın, İsrail'in geçen yıl 7 Ekim'deki saldırıların ardından verdiği orantısız karşılığa ilişkin olarak, Şili'nin Uluslararası Adalet Divanı'na yaptığı şikâyete katıldığını da belirtti. “Uluslararası toplum, Orta Doğu'daki çatışmanın giderek karmaşıklaştığının ve genişleme potansiyelinin farkında,” dedi. Hem Şili hem de Meksika liderleri, adalet ve hesap verebilirlik arayışında uluslararası hukuk mekanizmalarına olan bağlılıklarını vurguladı. 

Claudia Sheinbaum, Yahudi bir anne babanın kızı olmasına rağmen, mirasından nadiren bahsediyor.

Bahsettiğinde de ülkenin ilk günlerinden beri var olan ve şu anda 130 milyonluk nüfusta yaklaşık 59.000 kişi olan Meksika'nın Yahudi toplumundaki diğer birçok kişiden daha uzak bir Yahudi bağına sahip olduğunu ifade etme eğiliminde. 

Sheinbaum, 2020 yılında New York Times'a verdiği bir röportajda, “Elbette nereden geldiğimi biliyorum ama ailem her zaman ateistti,” demişti. “Hiçbir zaman Yahudi cemaatine ait olmadım ve bundan biraz uzak büyüdük.” 

Sheinbaum'un Yahudi mirası, onu bir karalama kampanyasının hedefi haline getirdi. Meksika vatandaşı olmadığı ve “Bulgaristan'da doğduğu” yönünde yanlış söylentiler yayıldı. 

Genellikle İsrail ile ilişkilendirilen Latin Amerika Yahudi cemaatinin bir parçası olmasına rağmen, Sheinbaum, bölgedeki Venezüella, Brezilya, Nikaragua ve Meksika gibi çoğu solcu hükümetleri, güçlü İsrail karşıtı duruşları nedeniyle desteklemektedir. 

Geçen yıl savaş başladığından beri Sheinbaum, sivillere yönelik saldırıları kınadı, ateşkes çağrısında bulundu ve bir Filistin Devleti'ni desteklediğini belirtti. Sheinbaum'un tutarlı duruşu, barışı ve Filistinlilerin haklarının tanınmasını savunmaya yönelik uzun vadeli kararlılığını vurguluyor. Ayrıca, Meksika'da yaşayan yaklaşık 30.000 Filistinliye yardım elini uzatmıştır. 

La Jornada'ya 2009 yılında yazdığı bir mektupta, “O kuşaktan akrabalarımın çoğu toplama kamplarında yok edildi,” diyerek İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki bombardımanı sırasında “Filistinli sivillerin öldürülmesi” olarak tanımladığı olayı kınamıştı.

Kaynak: Middle East Monitor

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.