Yazar: Motasem Ahmed Dalloul
Çeviri: M. Hulusi Cengiz
Aynı tedbiri Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye, Gazze'deki üst düzey Hamas lideri Yahya El Sinvar ve Hamas Askeri Kanat Komutanı Muhammed Deyf için de aldığını açıkladı.
Khan'a göre UCM, İsrail işgal liderleri ve Filistinli direniş liderleri hakkında savaş suçu ve insanlığa karşı suç işledikleri iddiasıyla tutuklama emri çıkarmaya çalışıyor.
Netanyahu ve Gallant'ın Gazze'deki Filistinlileri aç bırakmak, büyük acılara neden olmak, kasıtlı öldürme ve cinayetler işlemek, sivil halka yönelik saldırıları yönlendirmek, insanlığa karşı imha ve cinayet suçları işlemek, zulüm ve diğer insanlık dışı eylemlerde bulunmakla suçlandıklarını söyledi.
Dünya genelinde pek çok kişi bu adımı adalet için bir zafer olarak alkışlamış, bunun doğru bir adım olduğunu belirtmiş ancak adaletin sağlanmasına daha uzun bir yol olduğunu vurgulamıştır.
Acımasız bir işgale karşı meşru bir direnişi temsil eden Hamas liderlerine gelince, Sinwar ve Deif Gazze'de yaşadıkları ve en güçlü istihbarat servisleri yerlerini tespit edemediği için bu durumdan etkilenmeyecekler. Haniye ise UCM'ye taraf olmayan Katar'da yaşamaktadır.
Haniye'nin ikinci evi ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Avrupa ve Amerika'nın Hamas'ı terör örgütü olarak sınıflandırmasını reddettiği Türkiye.
İşgal devleti İsrail de UCM'nin imzacılarından biri değil ve avukatlar İsrail'in suçları ve suçluluğu kendi başına soruşturabilecek güvenilir bir yargıya sahip demokratik bir devlet olduğunu savunarak mahkemenin kendilerini suçlama yetkisine sahip olmadığını söylediler.
İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog X'e yaptığı açıklamada “UCM'deki savcının açıklaması çirkinliğin ötesindedir ve uluslararası yargı sisteminin ne ölçüde çökme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu göstermektedir” dedi.
Neredeyse her bir güvenilir haber kuruluşunun araştırıp gerçek dışı olduğunu tespit ettikten sonra itibarsızlaştırdığı asılsız İsrail yalanlarını tekrarladı.
Herzog, “Bu savaşı kimin başlattığını, masum vatandaşlara ve ailelere kimin tecavüz ettiğini, katlettiğini, yaktığını, vahşet uyguladığını ve kaçırdığını unutmayacağız” diye ekledi.
Ne yazık ki UCM'nin Han'ı yalanları papağan gibi tekrarladı. Bu güvenilmez mahkeme tarafından aranan sözde adaletin karşı karşıya olduğu gerçek budur.
İsrail Muhalefet Lideri Yair Lapid X'te şunları yazdı: “UCM tutuklama kararları tam bir ahlaki başarısızlıktır, Netanyahu ile Sinwar arasındaki, İsrail liderleri ile Hamas liderleri arasındaki çirkin karşılaştırmayı kabul edemeyiz.”
Beklendiği üzere, diğer İsrailli liderler de benzer açıklamalar yaptı ve bu açıklamalar daha sonra yabancı yetkililer tarafından da tekrarlanarak benimsendi.
Koyu Siyonist ABD Senatörü Lindsey Graham şunları söyledi: “Tüm dünyanın bilmesini isterim ki ben, Cumhuriyetçi ve Demokrat meslektaşlarım ve Yönetim üyeleri ile birlikte haftalar önce bu konuda UCM ile temasa geçtik.”
“Bu çirkin karar, bağımsızlıklarıyla tanınan İsrail'deki bağımsız yargıya atılmış bir tokattır,” diye yazan Graham, İsrailli yetkililerle aynı görüşte olduğunu ifade etti.
Başkan Joe Biden da açıklamanın “çirkin” olduğunu söyledi ve yaklaşık 50,000 Filistinlinin öldürülmesinin ve Gazze nüfusunun yüzde 80'inden fazlasının evlerinin tamamen yıkılmasının ardından yerlerinden edilmesinin bir soykırım olduğunu reddetti.
UCM'nin bu eşi benzeri görülmemiş kararını küçümsemiyorum, ancak bir Filistinli olarak bunu açıkça ve yüksek sesle ilan ediyorum: Uluslararası kurumlara olan inancımızı kaybettik. Biz sadece uluslara güveniyoruz ve onların yardım etme gücüne sahip olduğuna inanıyoruz.Bu biraz zaman alacaktır, ancak ikiyüzlü dünya liderlerinin neredeyse bir asırdır üzerinde çalıştıklarından daha iyi sonuç vereceği kesindir.
Dünya liderleri uluslararası kurumlar aracılığıyla Siyonistlerin Filistin'i işgal etmesine olanak sağlıyor, haklarımızı heba ediyor ve bu tutukama emirleri aracılığıyla Netanyahu'ya Kutsal Kitap'taki hayallerini gerçekleştirmesi için daha fazla zaman veriyor.
UCM'nin tutuklama emirleri peşinde koşması haftalarca manşetlere çıkacak ve dünyanın dikkatini Gazze'den ve orada gerçekleştirilen katliamlardan başka yöne çevirecek, Filistinlilerin acılarının sona ermesine dair hiçbir umut bırakmayacak ve onları bu acımasız, soykırımla yüzleşmeye devam etme konusunda yalnız bırakacak.
Kaynak: middleeastmonitor.com
Motasem Ahmed Dalloul: Gazze'de yaşayan bir gazeteci ve Orta Doğu meseleleri uzmanıdır. Londra'daki Westminster Üniversitesi'nden uluslararası gazetecilik alanında yüksek lisans derecesine sahiptir.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.