Yazar: Konstantinos Bogdanos 

Çeviri: M. Hulusi Cengiz

Rusya'ya karşı bir yıpratma savaşının, hiçbir zaman iyi bir fikir olduğu kanıtlanamamıştır.

Ukrayna Devlet Başkanı, son günlerde ABD'yi gezerek ülkesinin savaş çabaları için fon topluyor ama en önemlisi, Rusya'nın nasıl yenilebileceğine dair stratejisini ortaya koymaya çalışıyor. Zelenskiy, "zafer planını" satmak için Başkan Biden ve Başkan Yardımcısı Harris'in yanı sıra eski Başkan Trump ile de bir araya geldi. Evine fazladan 8 milyar dolarla döndü ama ABD'nin uzun menzilli silah sistemlerinin Rusya'ya karşı kullanılması konusunda hiçbir taahhütte bulunmadı. 

Ukrayna lideri dönüşünde, sahadaki durumun kuvvetleri için son derece zorlu olduğunu itiraf etti. Bir video konuşmasında, “Cephedeki her bir sektörümüz, kabiliyetlerimiz, gelecekteki kabiliyetlerimiz ve özel görevlerimizle ilgili raporlar: durum çok ama çok zor” dedi. 

Trump'ın “dünyanın en iyi satıcısı” dediği Zelenskiy, Ukrayna'nın gerekli tüm kaynaklara sahip olmadığının farkında. İnsan gücü, ekipman ve para giderek azalıyor. İkincisine gelince, AB'nin vermeye devam etmesi bekleniyor. 

Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Valdis Dombrovskis, Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı açıklamada, Yedi Grup (G7) ülkelerinin bu yıl bitmeden Ukrayna için 50 milyar dolarlık bir kredi üzerinde anlaşmaya varmayı hedeflediklerini söyledi. 

Kredi, Batı'da el konulan Rus varlıklarından sağlanacak. Bunların üçte ikisinden fazlası AB'de bulunuyor ve bu nedenle AB, 35 milyar Avro sağlayacak. Dombrovskis, “Kanada, İngiltere ve Japonya'dan da krediye katılacaklarına dair açık taahhütler var” dedi. 

Rusya ise bu hafta yayınlanan taslak verilere göre, 2025 yılında savunma harcamalarını dörtte bir oranında artırarak GSYH'sinin yüzde 6.3'üne çıkaracak- Soğuk Savaş'tan bu yana en yüksek oran. Toplam savunma harcamaları ise 13,5 trilyon rubleye (145 milyar dolar) yükselecek. 

Ancak para bu savaşı kazanmak için tek başına yeterli değil, çünkü paranın satın alamayacağı şeyler var. Her şeyden önce insan gücü. Ve sonra ekipman- çünkü Batı envanterinde verilecek çok az şey var. 

Ukrayna'nın son iki buçuk yıldaki kayıpları, muhtemelen bu savaşın en iyi saklanan sırrıdır.

Kesin olan bir şey varsa o da kayıpların yüz binlerle ifade edildiğidir. Kiev, şu anda cephede ciddi bir asker sıkıntısıyla karşı karşıya.  Göçmenlik ve yolsuzluk da bunun bedelini ödetiyor. Birçok sağlıklı Ukraynalı yurt dışına kaçtığı ya da rüşvet vererek savaş bölgelerinden uzaklaştığı için, cephe birlikleri şu anda büyük ölçüde çok genç ya da yaşlı askerlerden oluşuyor ve bunların çoğu iyi eğitilmemiş durumda. Morallerin düşük olduğunun bildirilmesine şaşmamak gerek. 

Rusya da dramatik kayıplar verdi. Ancak kayıplarını telafi edebilecek durumda. Kremlin, genel bir askere alma yoluna gitmeden bile ordusunu, çoğu sözleşmeli yüz binlerce yeni askerle besliyor. Rusya Ana da oldukça iyi para ödüyor. Moskova'daki ortalama bir asker yılda yaklaşık 60,000 dolar alıyor. 

Donanıma gelince, Batı medyasının savaşın başında öngördüğünün aksine, Rusya hasar görmüş ya da tahrip olmuş tankları, zırhlı araçları ve topçu birliklerini tamamen onarıp değiştirebildi, hatta sayılarını artırdı. 

Özellikle topçu birlikleri, Kiev'in Aşil topuğuna dönüşüyor. Mesele artık mühimmat meselesi değil, ki bu da bir süredir kıt bir mal. Güvenilir raporlara göre, obüsler söz konusu olduğunda Ukrayna'nın silah gücü neredeyse bire on oranında azalmış durumda. 

Dolayısıyla, Rusya'yı tüketmeye çalışmanın iyi bir strateji olup olmadığı tartışmalı. Putin rejimi, sarsılmaz ve becerikli görünüyor. Ve ordusu kazanıyor. 

Brussels Signal'in ağustos ayında öne sürmeye cüret ettiği gibi, Kursk saldırısı gerçekten de geri tepti. Rusya, Donetsk'te ilerlemeye devam ediyor- birkaç gün önce Vuhledar'ı ele geçirdi, Pokrovsk'a yaklaşıyor ve Ukrayna ordusunu Donbass'tan istikrarlı bir şekilde sürüyor. 

Zelenskiy'nin ABD gezisinin belki de en ilginç kısmı, New York'taki görüşmelerinin ardından Donald Trump ile yaptığı ortak açıklamalardı. Her ikisi de “adil bir barış” ve “adil bir anlaşma” ihtiyacından söz etti. 

NATO'nun görevden ayrılan başkanı Jens Stoltenberg de pragmatik olunması gerektiğini ima etti. Stoltenberg, pazartesi günü yaptığı açıklamada, “İster uluslararası tanınmış sınır ister başka bir ateşkes hattı olsun, bir tür hat üzerinde anlaşmaya varıldığında, savaşın orada sona erdiğinden kesinlikle emin olmalıyız” dedi. 

Batı, 2022'den bu yana ilk kez acı bir gerçeğin farkına varıyor gibi görünüyor: Dünya Üçüncü Dünya Savaşı'na girmediği sürece Ukrayna toprak kaybetmek zorunda kalacak. Ancak kimse bunu yüksek sesle söylemeyecek. 

Stoltenberg, NATO Genel Sekreteri olarak yaptığı son konuşmada, “Bence savaşı sürdürmenin maliyetinin o kadar yüksek olduğunu gösterebiliriz ki Putin'in oturup Ukrayna'yı egemen ve bağımsız bir ulus olarak kabul etmesi daha iyi olur” dedi. 

İlginçtir ki Putin de aynı şekilde düşünüyor: Gerekirse Rusya yıllarca savaşmaya devam edebilir. Tek fark tarih ve lojistiğin onun tarafında olması.

Kaynak: Brussels Signal

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.