İSRAİL STRATEJİSİ İNKÂR ET, ALDAT VE DİKKAT DAĞIT!

System.Web.UI.WebControls.Label / İSRAİL STRATEJİSİ İNKÂR ET, ALDAT VE DİKKAT DAĞIT! / İSRAİL STRATEJİSİ İNKÂR ET, ALDAT VE DİKKAT DAĞIT! / hamaset.com.tr

31 Ağustos 2024 Cumartesi

150 Görüntüleme

MERCEK
Çeviren:Haber Merkezi |

İsrail devletinin işlediği her vahşetin ardından uyguladığı standart bir yöntem vardır: İnkâr etmek, saptırmak, aldatmak ve dikkatlerin başka yöne kaymasını beklemek.

İSRAİL STRATEJİSİ İNKÂR ET, ALDAT VE DİKKAT DAĞIT! / hamaset.com.tr

Yazar: Owen Jones

Çeviri: M. Hulusi Cengiz

 

Hind Rajab'ın ölümü çoktan unutuldu. İsrail'in istediği de tam olarak bu...

 

Eğer İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısının doğası hakkında şüpheleriniz varsa, bu küçük kızı hatırlayın. Hind Rajab, sevimli bir gülümsemeye sahip, beş yaşında bir Filistinliydi. 29 Ocak sabahı, teyzesi, amcası ve birkaç kuzeniyle birlikte bir Kia Picanto'ya bindi. Gazze Şehri'nin Tel el-Hava mahallesinden kaçmaya çalışıyorlardı. İsrail ordusu arabaya ateş açtı; Hind ve 15 yaşındaki kuzeni Layan dışında içerideki herkes öldü.

 

Dehşete kapılan Layan, Filistin Kızılay Derneği'nden (PRCS) gelen telefonu yanıtlayarak bir tankın arabaya ateş açtığını bildirdi: kayıtta, vurularak öldürülürken attığı çığlıklar duyuluyor. PRCS tekrar aradığında Hind cevap verdi, artık hayatta kalan tek kişi oydu ve altı akrabasının kanlar içindeki cesetleriyle çevriliydi. O da bir tanktan söz etti ve kurtarılmak için yalvardı. Bir noktada operatöre havanın kararmaya başladığını ve korktuğunu söyledi.

 

Saatlerce izin bekledikten sonra, Sağlık Bakanlığı bir ambulans için İsrailli yetkililerle güvenli geçiş pazarlığı yaptı. Sağlık görevlileri saat 18:00 sularında bölgeye ulaştı ve vardıklarında vuruldular. İki hafta sonra, Hind ve ailesinin çürümüş cesetleriyle birlikte onların da kalıntılarına ulaşıldı.

 

İsrail devletinin işlediği her vahşetin ardından uyguladığı standart bir yöntem vardır: İnkâr etmek, saptırmak, aldatmak ve dikkatlerin başka yöne kaymasını beklemek.

 

 

Çoğu medya kuruluşu, İsrail'in soykırım saldırılarına devam etmesini sağlayan bu stratejiye sessiz kalır, çünkü gözlemcilerin gerçekte ne olduğunu anlamalarını engeller. Bu nedenle her suç, doğru bir şekilde anlaşılana kadar tekrar gözden geçirilmelidir. Bu olayda İsrail, bölgede askerlerinin bulunmadığını iddia etti.

 

Cinayetlerden yaklaşık beş ay sonra, Londra Üniversitesi Goldsmiths'de bulunan ve çok disiplinli bir araştırma grubu olan Forensic Architecture, Al Jazeera ile birlikte detaylı bir araştırma yayınladı. Arabanın dış yüzeyindeki 335 kurşun deliğinin haritasını çıkardılar. Layan'ın telefon görüşmesinin analizi, sadece altı saniye içinde 64 el ateş edildiğini, bunun da sadece İsrail yapımı silahlarla uyumlu olduğunu ve tankın arabadan 13 ila 23 metre uzakta olduğunu ortaya koydu. “Bu kadar yakınken,” diye yazıyorlar, "ateş edenin arabanın içinde çocuklar da dahil olmak üzere sivillerin olduğunu görmemiş olması akla yatkın değil.”

 

Ölen çocukların yakınlarının ifadelerini dinleyin, detaylı araştırmaları okuyun ve bu cinayetlerin kasıtlı olduğu sonucuna varmamak elde değil. Güpegündüzdü, bir İsrail tankı araca yakındı, uzun bir süre boyunca en az 335 mermi atıldı ve ardından geçişi İsrail yetkilileriyle koordine edilen ambulans havaya uçuruldu. Eğer bu vahşet 7 Ekim'de Hamas militanları tarafından gerçekleştirilmiş olsaydı, bu, düşmanın barbarlığının bir kanıtı olarak defalarca vurgulanırdı. Ancak burada böyle bir şey olmadı.

 

 

İsrail'in hareket tarzı tekrar tekrar görülebilir. Filistin asıllı Amerikalı Al Jazeera muhabiri Shireen Abu Akleh Mayıs 2022'de öldürüldüğünde, İsrail sorumluluğu reddetti, Filistinli militanları işaret etti ve muhtemel sorumluluğunu kabul etmeden önce dikkatlerin başka bir yere kaymasını aylarca bekledi. İsrail, geçtiğimiz Kasım ayında Gazze'nin ana sağlık tesisi olan El Şifa hastanesine saldırdığında, bir aydan fazla bir süre sonra Washington Post, hastanenin bir “komuta ve kontrol merkezi” olarak kullanıldığına ya da hastane koğuşlarından tünellere erişilebildiğine dair kanıt bulunmadığını öne sürdü.

 

Şubat ayında yaşanan ve Un Katliamı olarak adlandırılan olayda 100'den fazla Filistinlinin yardım beklerken katledilmesinden yaklaşık altı hafta sonra CNN, İsrail'in sorumluluğu reddeden açıklamalarına itibar etmedi. Bu örnekler daha da uzatılabilir.

 

İsrail'in iddialarına yönelik bu detaylı çürütmeler, bir vahşet örüntüsünü ve ardından örtbas edilmesini ortaya koyuyor- ancak yine de medya kuruluşları, Rus devletinin benzer iddialarını haklı olarak küçümseyecekleri yerde, İsrail'in ilk iddialarını güvenilir olarak değerlendiriyor.

 

Gazze'de resmi ölü sayısı-14.000'i çocuk olmak üzere- 40.000'i geçerken, İsrail gazetesi Haaretz bunun savaş öncesi nüfusun 10 ayda öldürülen kısmının, 20 yıl süren Irak savaşında ya da 10 yıl süren Yugoslavya savaşlarında öldürülenlerden daha fazla olduğuna ve Ukrayna'da iki buçuk yılda öldürülenlerin dört katı olduğuna dikkat çekiyor.

 

Dahası, bu büyük olasılıkla ciddi bir düşük tahmindir: enkaz altında kalan binlerce kişi, dolaylı ölümler gibi resmi rakamların dışında tutuluyor- emsallere bakılırsa, muhtemelen en büyük katil olacak olan bu durum- ve tahrip olmuş bir sağlık aygıtı sayesinde raporlama sistemi neredeyse çökmüş durumda. Tıp uzmanları tarafından yapılan diğer tahminler 92.000 ila 186.000 arasında değişiyor.

 

Batı'nın müttefiki olmayan bir devlet bu suçu işlemiş olsaydı, bunun çağımızın en ağır suçlarından biri olduğu konusunda sadece bir fikir birliği sağlanmakla kalmaz, böyle düşünmemek ahlaki açıdan uygunsuz olarak kabul edilirdi. Buna karşılık, 7 Ekim'de işlenen inkâr edilemez vahşeti görmezden gelenler, sadece Filistinlilerin hayatını hiçe saymakla kalmıyor, aynı zamanda düşman tarafından işlenen vahşetin her zaman haklı çıkarıldığı soykırımların normal dinamiklerini anlamadıklarını da ortaya koyuyorlar.

 

Pek çok kişi 1994 Ruanda soykırımında Hutu aşırılıkçılarının Tutsileri katlettiğinin farkındadır: bu katliamın, dört yıl önce Uganda'dan gelen Tutsi isyancıların başlattığı iç savaş nedeniyle failler tarafından meşrulaştırıldığını ve bu süreçte birçok savaş suçu işlendiğini kaç kişi biliyor?

 

Eğer İsrail'in Gazze'ye karşı yürüttüğü savaşın ne olduğu- katil bir rejim tarafından işlenen bir iğrençlik- anlaşılsaydı, güçlü figürler bunun sonuçlarından korkarlardı. Bunu alkışlayanlar kalıcı olarak canavar olarak damgalanmaktan korkarlardı. Sessiz kalanlar, boş laflar ve el ovuşturmalar bir yana, hesap vermekten korkacaklardır. Bu gerçekleşene kadar, dehşet sona ermeyecektir.

 

Eğer bunun gerçekte ne olduğu konusunda şüpheleriniz varsa, sevimli bir gülümsemeye sahip beş yaşındaki Hind Rajab'ın dehşet içindeki son anlarını düşünün.

 

Kaynak:  The Guardian

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.



DİĞER YAZILAR


Haritalar ile belirlenen sınırların ötesinde

2022 © Tüm hakları saklıdır.