Yazar: Ruchi Kumar
Çeviri: M. Hulusi Cengiz
Taliban'ın fiili Afgan hükümetindeki bir bakanın bugünlerde uçabileceği çok az yer var ve Rusya da bunlardan biri.
Kısaca Moskova Formatı olarak bilinen toplantıya Çin, Hindistan, İran, Pakistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan gibi bölgesel paydaşlar da katıldı. Görüşülen konular arasında bölgesel ve küresel güvenlik endişeleri, ekonomik ve ticari fırsatların geliştirilmesi ve Afganistan'a yönelik insani destek yer aldı.
Taliban 2021 yılında Afganistan'ın kontrolünü ele geçirdi ve hükümeti henüz hiçbir ülke tarafından resmi olarak tanınmadı. Ancak meşruiyetten yoksun olmasına rağmen isyancı grup bölgede müttefik toplamayı başardı. Bu yılın başlarında Pekin, Taliban tarafından atanan bir elçinin diplomatik kimlik belgelerini resmen kabul eden ilk hükümet oldu. Pekin'i kısa süre sonra BAE ve son olarak da Moskova formatından sadece birkaç gün sonra Özbekistan takip etti.
Toplantının büyük bir kısmı kapalı kapılar ardında gerçekleşmiş olsa da Taliban için diplomatik bir başarıydı. Birincisi, Rus hükümeti Taliban'ın ulusal terör örgütleri listesinden çıkarılması için “en üst düzeyde” bir karar alındığını duyurdu. Rusya'nın Afganistan özel temsilcisi Zamir Kabulov, konferans sırasında yaptığı açıklamada “Kararın hayata geçirilmesi için çeşitli yasal prosedürlerin izlenmesi gerekiyor” dedi.
Aynı gün farklı bir etkinlikte konuşan FSB direktörü Alexander Bortnikov, bu hamleyi Horasan İslam Devleti'nin (ISKP) bölgedeki etkisiyle mücadele etmek için Taliban'la birlikte çalışma çabası olarak gerekçelendirdi.
Korkunç İslam Devleti'nin bölgesel kolu olan ISKP'nin, Taliban'ın iktidarı ele geçirmesinden bu yana Afganistan'daki varlığını genişlettiği bildiriliyor. Grup, mart ayında Moskova yakınlarındaki Crocus Belediye Binası'na düzenlenen ve 145 sivilin ölümüyle sonuçlanan saldırının sorumluluğunu üstlenmişti.
Kabulov ayrıca Taliban'ın bu ay sonunda Rusya'da yapılması planlanan bir sonraki BRICS toplantısına davet edilme olasılığını da görüştü. Geçtiğimiz ay Taliban'ın başbakan yardımcısı Abdul Ghani Baradar'ın Yuri Ushakov'a bir mektup göndererek toplantıya davet edilmeyi talep ettiği bildirilmişti. Ancak Kabulov, böyle bir davetin “ancak tüm üyelerin mutabakatıyla yapılabileceğini” söyledi.
Bu arada Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da Batı'yı Taliban'a yönelik yaptırımları kaldırmaya çağırdı. Taliban rejiminin aşırılık yanlısı yapısı Afganistan'ı yalnızlığa itmiş, uluslararası kuruluşlar yardımlarını çekmiş ve hükümetler yaptırımlar uygulamıştır. Bu durum ülkede büyük ve yaygın bir yoksulluğu tetikledi ve 2024 yılında yaklaşık 24 milyon kişi -nüfusun yarısından fazlası- insani yardıma ihtiyaç duyacak.
Taliban'ı bu yıl BRICS toplantısında görmemiz pek olası olmasa da Rus hükümetinin bu jestleri muhalif grupla artan yakınlığına işaret ediyor.
Bir yandan, istikrarsız ülkeyi kontrol eden grupla açık bir kanalın sürdürülmesinde pragmatizm var. Taliban ile doğrudan müzakereler, özellikle bölgesel paydaşlar için güvenliğin yönetilmesinde bir miktar kontrol sağlayabilir.
Afganistan'dan kaynaklanan isyancıların ve uyuşturucu maddelerin sınır ötesi hareketleri, bölgedeki tüm ülkeler için önemli bir endişe kaynağı olmaya devam etmektedir. Ülkenin dramatik coğrafyası radikal gruplara güvenli bir sığınak sağlamaktadır ve birçok uluslararası kuruluş El Kaide, ISKP ve diğerleri gibi örgütlerin Afganistan'da uluslararası savaşçıları harekete geçirdiğine dair endişelerini dile getirmiştir.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından hazırlanan bir rapora göre, üyeler Afganistan'da radikal grupların “yüksek yoğunlukta” olduğunu ve “en büyük tehdidin” ISKP (İslam Devleti- Horasan Eyaleti) tarafından oluşturulduğunu gözlemlemiştir. Bu arada, ISKP'nin (İslam Devleti- Horasan Eyaleti) Afganistan içindeki saldırıları 2022 yılında Kabil'deki Rus ve Çin elçiliklerini de hedef aldı.
Bu arada, yabancı askerlerin Afganistan'dan çekilmesi, sadece siyasi güçte değil, ekonomide de bir boşluk yarattı. Çin gibi ülkeler, madencilik ve petrol çıkarma projeleri de dahil olmak üzere büyük yatırımlarla Afganistan'a çoktan giriş yapmış durumda.
Rusya da Taliban kontrolündeki Afganistan'la 2023'te 1 milyar dolara yaklaşacağı düşünülen önemli bir ticaret hacmine sahip ve özellikle Güney Asya'ya giden eski İpek Yolu ticaret yollarını geliştirerek nüfuzunu genişletmek istiyor. Böyle bir senaryoda Taliban ile kurulacak herhangi bir bölgesel ilişki, mevcut ve potansiyel yatırımlar için bir istikrar unsuru sağlayabilir.
Ancak Taliban ile herhangi bir diplomatik angajman, aşırılık yanlısı grubu ve eylemlerini meşrulaştırma pahasına gerçekleşmektedir.
Taliban yönetimi ele geçirdiğinden bu yana yüksek öğrenim, istihdam ve kamusal ve siyasi alanlara katılım yasağı da dahil olmak üzere kadınların özgürlüklerine ciddi kısıtlamalar getirmiştir. Azınlıklara yönelik zulmün artması, medya ve sivil topluma yönelik baskılar ve ifade özgürlüğünün engellenmesi ile birlikte Taliban yönetimi, on yıllardır süren sosyal ve ekonomik büyümeyi de tersine çevirmiştir.
Moskova Formatındaki paydaşlar “kadınların, kız çocuklarının ve tüm etnik grupların” temel haklarının korunmasını savunurken, grubu sorumlu tutmak için herhangi bir yol belirlemediler. Moskova toplantısı, Taliban'la nasıl ilişki kurulacağına dair çok düşük bir çıta belirledi.
Toplantıda Afgan siyasi muhalefeti, sivil toplum, kadın grupları ve medya mensuplarının yer almaması, Taliban'ı daha da güçlendirdi. Toplantı sonunda yayınlanan ortak bildiride de güvenlik, ticaret ve insan hakları gibi kilit konularda sorumluluk almaya yönelik herhangi bir tedbir yer almadı.
Ancak, toplantıyı takip eden basın açıklamaları ve fotoğraf çekimleri, Taliban'ı bölgedeki terör tehditlerine karşı mücadelede müttefik olarak sundu. İronik bir şekilde, çok da uzun olmayan bir süre önce Taliban, ülkelerin savaştığı terör tehdidiydi.
Tıpkı Taliban gibi, Rusya da Ukrayna'yı işgal ettiği için Batı'da dışlanmış ve yaptırımlara maruz kalmıştır. Moskova Formatı, Rus hükümetinin kendisini önde gelen bir jeopolitik oyuncu olarak sunarak bölgede bir miktar nüfuz sahibi olmasını sağlıyor. Rusya bu platformu Afganistan'daki ABD çıkarlarına karşı kurnazca harekete geçmek için de kullandı.
Bu arada Taliban, 1980'lerde Sovyetlerle savaşmak için ABD destekli Mücahitler hareketinden ortaya çıktı. Taliban ve Rusya arasında artan yakınlık, bölgede yeni vekillerin oluşup oluşmadığı sorusunu akla getiriyor.
Taliban ise küresel rekabeti kişisel çıkarları için kullanmaktan son derece memnun. Moskova Formatı gibi bir platform, aksi takdirde izole olacak gruba, Batılı olmayan güçler tarafından da olsa bir tür diplomatik tanınma arayışına girme fırsatı verdi. Ancak, tarihsel olarak “imparatorluklar mezarlığı” olarak bilinen topraklar üzerindeki kontrolden kimin daha fazla fayda sağlayacağını göreceğiz.
Kaynak: The Moscow Times
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.