Önceki haftalarda 18-20 Haziran tarihleri arasında Diplomasi’nin kalbi, Antalya’da attı. 40’ın üzerinden Dışişleri bakanı ve 10’un üzerinde Devlet Başkanının iştiraki ile yapılan Antalya Diplomasi forumuna en yoğun ilgi ise, gençler tarafından gösterildi. Çeşitli üniversitelerden katılan ve uluslararası ilişkiler üzerine çalışmalar yürüten 258 öğrencinin katıldığı Antalya Diplomasi Forumu, çok sayıda bakan ve cumhurbaşkanının da dikkatini çekti. Peki ya Antalya Diplomasi Forumu’nun temel amacı neydi?

Antalya Diplomasi Forumu’nun Amacı

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı tarafından icra edilen Antalya Diplomasi Forumu, önceki sene Covid tedbirleri nedeni ile pek de iyi geçmemişti. Fakat bu yıl Covid önlemlerinin daha sıkı alınması, katılımcılar tarafından da olumlu olarak karşılanmış ve dünyanın dört bir yanından çok sayıda devlet yetkilisi, üst düzey protokol kuralları gereği ağırlanmış, çeşitli paneller aracılığı ile de önemli sorunların çözümü üzerine çalışılmıştır.

Antalya Diplomasi Forumu’yla liderlerin, siyasetçilerin, önde gelen akademisyenlerin, düşünürlerin, kanaat önderlerinin, diplomatların ve iş insanlarının her yıl bir araya gelerek, küresel ve bölgesel meseleleri vizyonlu bir bakış açısıyla ele almalarını sağlayacak ve sorunlara çözüm önerileri getirecek bir diyalog platformu oluşturulması amaçlanmaktadır. Forum, bölgemizin ve tüm dünyanın geleceğiyle ilgili yeni fikirlerin, eğilimlerin oluşmasına, gündemin ve söylemin şekillendirilmesine katkıda bulunacaktır. Diplomasi, uluslararası ilişkilerde iletişim için kullanılan temel yöntemdir. Ancak, dijitalleşme, klasik diplomaside mevcut olan haberleşme ve etkileşim metotlarının köklü bir şekilde değiştirilmesine yol açmaktadır. Diplomasinin karşılaştığı bu sınamayla başa çıkmak için hem yapısal olarak hem de çalışma kültüründe değişim gerekmektedir.

Paneller

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açılış konuşması ile başlayan Antalya Diplomasi Forumunda ilk ve büyük oturum, “Küresel Yönetişim: Küresel Çözümler için Yeni Yaklaşımlar” olmuştur. Bu oturumda özellikle Kenya Cumhurbaşkanı Uhuru Kenyatta ve Haiti Cumhurbaşkanı Jovenel Moise’nin, Avrupa’nın özellikle gelişmemiş ülkeleri pandemi sürecinde yalnız bıraktığı ve aşı tedariki konusunda politik yaklaştığını dile getirmesi; Josep Borell’i zor durumda bıraktı.

Program boyunca dört farklı yerde toplamda on sekiz oturum düzenlendi. Antalya Diplomasi Forumunda diğer bir önemli konu ise, çok sayıda ikili görüşmelerin de gerçekleşmesidir. Özellikle ticaret ve güvenlik alanında uzlaşı sağlamayı hedefleyen çok sayıda devlet bakanı, özel alanlarda ikili görüşmeler gerçekleştirmiştir. İkili zirvelerin çok başarılı ve sonuç odaklı geçtiğini ileten Dış İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya Diplomasi Forumu sayesinde son bir yılda pandemi nedeni ile yüz yüze görüşemeyen birçok devlet adamı etkili görüşme gerçekleştirmiştir.

Orta Asya’dan Afrika’ya, Trans-Atlantik Çalışmalardan Karabağ Savaşına,Diplomaside Kadının Rolünden Pandemi Sonrası Ticari Olanaklara,  Enerjiden Güvenliğe ve daha çok sayıda panellerin olduğu Antalya Diplomasi Forumu, oldukça verimli geçti.

ADF Youth

Antalya Diplomasi Forumuna en büyük ilgi ise, gençlerden olmuştur. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun özel isteği ile, Türkiye’nin seksen bir şehrinden 258 kadar öğrenci, Antalya Diplomasi Forumuna iştirak ederek; böylesi büyük bir programdan faydalanma fırsatı bulmuştur. İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif de, “Bugüne kadar çok sayıda uluslararası zirvelere ve programlara katıldım ve ilk defa böylesi hevesli ve çok sayıda öğrenci görüyorum. Bu programlara devlet temsilcilerinden ziyade öğrencilerin de iştirak etmesi, gençlerin hevesini ve azmini de göstermektedir” demiştir. OECD Genel Sekreteri ve aynı zamanda Avusturya eski Maliye Bakanı olan Mathias Cormann’ın da gözünden kaçmayan ADF Youth grubu, pek çok devlet adamı tarafından takdirle karlışanmıştır.

Yenilikçi Diplomasi: Yeni Dönem Yeni Yaklaşımlar temalı düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu, gelecek yıllarda daha da büyüyerek, diplomasinin nabzını Antalya’ya ve doğrudan Türkiye’ye çekmeyi hedeflemektedir. Dünyanın birçok yerinde düzenlenen ekonomik, siyasal ve güvenlik zirvelerinin yanı sıra; diplomatik bir zirvenin merkezini Antalya’ya çekmek, Türkiye’nin uluslararası alanda yürütülen teorik çalışmalarını da olumlu etkileyecektir.