Yazar: P.K. Balachandran
Çeviri: M. Hulusi Cengiz
Hindistan ve Bangladeş arasındaki ilişkiler, son 49 yılda sadece iki kez dokunduğu nadir bir noktada, bir kez daha tehlikeli bir dönemeçte. Bu hassas ilişkileri kurtarmak için ölçülü adımlara ihtiyaç var.
Hindistan’ın Bangladeş ile olan ilişkisi, Başbakan Şeyh Hasina’nın görevinden ayrılarak Hindistan’a kaçmasıyla, bu ay en düşük seviyesine ulaştı. Hasina, 15 yıllık yönetimi boyunca halkını temel demokratik haklardan mahrum bırakmıştı.
Bu, Hindistan-Bangladeş ilişkilerinin ikinci kez böylesine düşük bir noktaya gelmesiydi. İlki, Ağustos 1975’te, Hasina’nın babası ve Bangladeş’in kurucusu Şeyh Mujibur Rahman’ın, otoriter yönetimi ve çöken ekonomiyi düzeltememesi nedeniyle suikasta uğradığı zamandı.
1975’ten 1996’ya kadar, Şeyh Hasina’nın ilk kez başbakan seçildiği döneme kadar, Bangladeş’te Hint karşıtı bir duygu hakimdi, bu duygu, Hindistan’ın Bangladeş’in kuruluşundaki doğrudan rolüne rağmen varlığını sürdürüyordu. Bu dönemde, 1975-1990 yılları arasında ordu hüküm sürdü ve Bangladeş Milliyetçi Partisi (BNP) 1991-1996 ve 2001-2006 yılları arasında iktidardaydı. Hem ordu hem de BNP, militan İslamcı ve Pakistan yanlısı Jamaat-e-Islami ile ittifak halindeydi.
Şeyh Hasina, 2009’da Awami Ligi’nden tekrar iktidara geldi ve Temmuz-Ağustos 2024’te devrilene kadar Dakka ile Yeni Delhi arasındaki ilişkiler son derece iyiydi. Teesta Nehri’nin sularının paylaşımı dışında, çoğu ikili sorun çözülmüştü ve Bangladeş’e milyarlarca dolarlık Hint yatırımı akmıştı. Ancak Hasina, Hindistan ile iyi ilişkileri teşvik ederken, Bangladeş’i yeni bir Asya Ekonomik Kaplanı yaparken, aynı zamanda giderek otokratik bir yönetime dönüştü. Rakiplerini, özellikle de BNP lideri Khaleda Zia’yı hapse attı. Hızlı Eylem Taburu, yargısız infazlarıyla ünlendi.
Hasina, BNP’nin boykot ettiği seçimleri kazandı ve yalnızca “özgürlük savaşçılarının torunları” olarak etiketlenen kendi partisinin üyelerine yarar sağlayan adaletsiz bir kota sistemi uyguladı. Sonunda, bu sistemden etkilenen üniversite öğrencileri ayaklandığında, Hasina isyanı şiddetle bastırdı ve Temmuz-Ağustos aylarında 450 kişiyi öldürdü.
Hasina’nın bu sert tutumu, Hindistan’dan aldığı iddia edilen destekle bağlantılandırıldı ve bu durum, Bangladeş’te Hint karşıtı duyguların tırmanmasına neden oldu. Bu duygular, Hindu mülklerine ve tapınaklarına yönelik vandalizm eylemleriyle ortaya çıktı, bu da Yeni Delhi’de endişe ve Hindistan’daki Hindu çoğunluğu arasında öfke yarattı.
Yeni Delhi’nin Hassas Duruşu
Yeni Delhi, Hasina’ya geçici bir barınak sağladı ancak Bangladeş’teki yeni geçici hükümetin yerleşmesini kolaylaştırmak amacıyla geri planda kaldı. Hindistan Dışişleri Bakanı S. Jaishankar, 6 Ağustos’ta parlamentoya yaptığı açıklamada, Hindistan’ın defalarca itidal tavsiyesinde bulunduğunu ve durumun diyalog yoluyla çözülmesini istediğini belirtti.
Hindistan’ın, Hasina’ya karşı çıkan siyasi partilerle de temas halinde olduğunu ifade eden Jaishankar, Yeni Delhi’nin tüm umutlarını Hasina-Awami Ligi sepetine koymadığını vurguladı.
Jaishankar, Hindistan için özellikle önemli olan Bangladeş’teki Hinduların durumunu gündeme getirdi ve Bangladeş’te bazı grupların azınlıkların korunması için çabalarına devam ettiğini kabul etti. "Azınlıkların korunmasını ve refahını sağlamak için çeşitli grup ve kuruluşların girişimlerine dair raporlar var, bunu memnuniyetle karşılıyoruz" dedi. Ayrıca, Hindistan'ın, önemli bir komşuyla ilgili hassas konularla ilgili olarak meclisten anlayış ve destek talep etti.
Medya ve Akademi
Ancak, Yeni Delhi’nin ılımlı duruşu, medya ve uzman yorumcuların ortaya attığı iddialarla çelişiyor. Bu yorumcular, Hindistan’ın düşmanı Pakistan ve bölgesel rakibi Çin’in, Hasina’nın otoriter yönetimine karşı halkın ayaklanmasını kışkırttığını iddia ediyor. Bazıları, bu işin arkasında CIA’in de olabileceğini öne sürüyor.
Bu durum, Bangladeş’te büyük bir öfke ve hayal kırıklığına yol açtı. Illinois Eyalet Üniversitesi Siyaset ve Hükümet Bölümü’nde Seçkin Profesör Ali Riaz, Prothom Alo’da yazdığı makalede, Hindistan’ın, Bangladeş’i kendi ticari ve jeopolitik çıkarları doğrultusunda hareket etmeye zorladığını ve Bangladeş’i etki alanı içinde tutmaya çalıştığını belirtti.
Riaz, "Bu zihniyet sadece politika yapıcılarla sınırlı değil. Hindistan’da Bangladeş hakkında araştırma yapanların algısı, milliyetçi şovenizm tarafından yönlendiriliyor” dedi. "Hintli gazetecilerin ve araştırmacıların Bangladeş’e dair bu algısı, Hindistan’a karşı duyulan minnettarlığın bir yük haline geldiğini fark edemediler. Şeyh Hasina’nın düşüşü, bu politikaların ve zihniyetin geçersizliğinin kanıtıdır."
İslami Komplo
Riaz, Hintli yorumcuların bu halk ayaklanmasını İslamcıların yükselişi olarak nitelendirdiğini söyledi. 6 Ağustos’ta Kalküta merkezli bir gazete, "Jamaat yanlısı öfke, Hasina’nın istifasına ve Hindistan ordusunun Bangladeş’e müdahalesine yol açtı" manşetini attı.
Riaz, bunun sadece bir gazetenin görüşü olmadığını belirtti. "Son birkaç gündür Hint TV talk şovları ve YouTube klipleri aynı melodiyi çalıyor."
Bu tür tartışmaların, Batı ülkelerini etkileme girişimi olduğunu söyleyen Riaz, "Hindistan, Bangladeş’in aşırılık yanlısı güçler tarafından desteklenen bir hükümet olduğunu savunarak, Batı’yı durumun gözlemlenmesi için zaman ayırmaya ve böylece ekonomik yardımı geciktirmeye ikna edebilir. Bu, şüphesiz Bangladeş’te istikrarsızlığa yol açacaktır" dedi.
Riaz, Hindistan’ın güvenlik danışmanı Ajit Doval’ın, Hasina’nın indiği Hindon hava üssünde bulunmasının ve görüşmelerinin, Hindistan’ın hala Hasina’ya önem verdiğini ve onu Bangladeş siyasetinde bir aktör olarak gördüğünü gösterdiğini söyledi.
"Otokratik liderlerin devrimler, kitlesel ayaklanmalar, askeri darbeler ve iç savaşlar karşısında başka bir ülkeye kaçıp sığınması yeni bir şey değil. Ancak bu tür kişilerin havaalanında resmi olarak bir resepsiyona kabul edilmesi alışılmış bir durum değil. Şeyh Hasina, bu resepsiyonu aldığı için şanslıydı. Hindistan, Sri Lanka’nın eski Cumhurbaşkanı Gotabaya Rajapaksa ve Afganistan’ın eski Cumhurbaşkanı Ashraf Ghani’ye böyle bir imtiyaz tanımamıştı" dedi.
Ülkesine iade edilir mi?
Riaz, İngiltere ve ABD’nin Hasina’ya giriş izni vermediği göz önüne alındığında, Bangladeş’in Hindistan’dan Hasina’yı iade etmesini isteyebileceğini öne sürdü. "Bu, Bangladeş ve Hindistan arasında 2016 yılında imzalanan anlaşma kapsamında yapılabilir. Şeyh Hasina ile ilgili olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne başvurmanın da mümkün olabileceğini" belirtti.
Güney Asya Üzerindeki Etki
Bangladeş, Nepal ve Sri Lanka’dan önde gelen beş kişi, Hindistan’ın ülkelerinin içişlerine "müdahalesine" güçlü bir şekilde karşı çıktı. Yeni yayımlanan açıklamada, bu eylemlerin siyasi istikrarsızlığa ve bölgede otokratik rejimlerin yükselmesine katkıda bulunduğu belirtildi. Grup, Hindistan hükümetini, komşularının egemenliğine saygı duymaya ve Güney Asya’daki halkların demokratik özlemlerini baltalayan politikalardan vazgeçmeye çağırdı.
Hindistan’ın Bangladeş’e yönelik ince hareketi, Güney Asya’daki diğer ülkelerde de yankı uyandırabilir. Bu, hem bölgedeki mevcut güç dengelerini değiştirebilir hem de Hindistan’ın komşularıyla olan ilişkilerini yeniden şekillendirebilir. Bu nedenle, Hindistan’ın atacağı her adım, büyük bir dikkat ve özenle planlanmalıdır.
Kaynak: Eurasia Review
P. K Balachandran, Sri Lanka'da yerel ve uluslararası medya için çalışan kıdemli bir Hintli gazetecidir ve son 21 yıldır Güney Asya konuları üzerine yazmaktadır.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.