Yazar: Ninad D Sheth

Çeviri: M. Hulusi Cengiz

İran zor bir dönemden geçiyor. Tahran, kafa karışıklığı ve aşağılanmanın diktatörlükleri devirebileceğini iyi biliyor. Şii İran'ın Irak, Suriye, Lübnan ve ötesindeki hakimiyeti de tehdit altında.

Başka bir deyişle, İsmail Haniye suikastı İran'ın elini kolunu bağladı. Rejim istikrarını korumak için karşılık vermek zorunda ama hem İsrail'le hem de Bahreyn'deki güçlendirilmiş ABD Beşinci Filosu'nun muhtemel müdahalesiyle aynı anda doğrudan bir çatışmaya girecek durumda değil.

İran, güvenlik aygıtının daha fazla erozyona uğramasını önlemek için stratejisini yeniden ayarlarken, bu güvenlik tavizinin boyutunu değerlendirmesi ve hafifletmesi de acil bir zorluk teşkil ediyor.

Haniye'nin öldürülmesinin ardından İran'ın Lübnan ve ötesindeki vekillerini güçlendirmesi muhtemel. Ancak İran'ın seçenekleri, bocalayan ekonomisi nedeniyle ciddi şekilde kısıtlı. Yıllardır süren yaptırımlar, ülkeyi istikrarsız bir durumda bıraktı.

Ekonomik sıkıntılara katlanmaktan bıkan İran halkı giderek artan bir hoşnutsuzluk sergiliyor. Bu durum, İran'ın askerî harekâtları finanse etme kabiliyetini sınırlamakla kalmıyor, aynı zamanda iç huzursuzluğu körükleyerek stratejik hesaplarını daha da karmaşık hale getiriyor.

Suriye, Lübnan ve Irak'tan hedefli füze saldırıları da dahil olmak üzere yenilenen saldırganlık, uygulanabilir tek yanıt gibi görünüyor. Doğrudan bir savaş, Tahran'ın göze alamayacağı bir şey. Böyle bir çatışmada İran için temel sorun, nükleer programının potansiyel imhasıdır ki bu devrim için felaket olur.

İran'ın büyük bir savaş istememesi, bunun olmayacağı anlamına gelmiyor. Parmağını nükleer tehdidin üzerine koyan İsrail'e manevra alanı bırakmıyor. Tel Aviv ya da Tahran'ın askeri angajman ölçeğini yanlış hesaplaması, topyekûn savaşı tetikleyebilir. Bu, en üst düzeyde bir risk yönetimi muammasıdır.

Şimdilik İran'ın mollaları, başörtüsünü protesto eden silahsız kadınları bastırmanın başka bir şey, bölgesel bir güce ve küresel bir süper güce karşı iki cepheli bir savaş yürütmenin ise bambaşka bir şey olduğunu keşfediyor.

Kaynak: Firstpost