Kırgızistan ile Özbekistan arasındaki sınır uyuşmazlığı Sovyetler Birliği’nin kurulduğu ilk yıllara dayanmaktadır. Sovyetlerden miras kalan sınır politikası iki devlet arasında zaman zaman gerginliğe sebep olmuştur. Sovyetler döneminde temeli atılan suni sorunlar Sovyetlerin dağılması ile, özellikle de Orta Asya’daki cumhuriyetlerin bağımsızlıklarını ilan etmesiyle yeniden gündeme geldi. Sorunların yaşandığı temel bölge olan Fergana Vadisi; Özbekistan, Kırgızistan ve Tacikistan sınırlarının kesiştiği bölgeydi. Bölgeyi yakinen takip edenlerin de bildiği üzere, Kırgızistan ve Özbekistan arasında bir taraftan sınır sorunları yaşanırken diğer taraftan da Eksklavlar ve Anklavlar konusu etnik kökenleri aynı olan, tabiri caizse dili bir dini bir iki toplum arasında gerginliğin yaşanmasına sebebiyet veriyordu. 30’un üzerinde tartışmalı alanın olduğu Soh, Şahimerdan, Taş-Döbö, Çon Kara, Tayan, Ala-Buka, Aksı, Kadamcay, Batken ve Leylek ve Barak gibi bölgelerde zaman zaman daha yoğun sorunlar yaşanmaktaydı.
SINIRLARIN KAPATILMASINDAN BUGÜNE
İki devlet arasında yaşanan sorunlar bazen gerginliğin oldukça yükselmesine sebep oluyordu. 1999-2000 yılları arasında basına “Batken Olayları” olarak yansıyan hadiseler, 2009 yılında bölgede yaşananların ardından 2010 yılında sınır, Kerimov tarafından tek taraflı olarak kapatılmıştı. 2013 yılında Soh sakinleri ile Kırgız Sınır Birlikleri arasında yaşanan olaylar da düşünüldüğünde mevcut durum, bugünlerde bölgeden aldığımız sevindirici haberlerin tahmin edilmesini zorlaştırıyordu.
Tüm bunlara rağmen İslam Kerimov’un vefatından sonra 2016’da yapılan seçimleri kazanarak iktidara gelen Şevket Mirziyayev, Kırgızistan’la ilişkileri düzeltmek için bazı adımlar atmış, bu adımlar çerçevesinde 2017 yılında Kırgızistan`a resmi bir ziyarette bulunmuş ve 2010 yılından itibaren kapalı olan sınırları da açtırmıştı. Hatta o dönemde sorunların çözülmesi adına bazı toprakların takasının gerçekleştiğine dair haberler medyaya da yansımıştı. Bu gelişmeler Anklav ve Eksklavlarda yaşanan sorunların çözüleceği yönünde yerli halkların umudunu artırıyordu.
TÜRK DÜNYASI’NIN ZAFERİ
Ve nihayet beklenen adım 4 yıl sonra atıldı. 23-25 Mart'ta Özbekistan'ın başkenti Taşkent'te iki ülke arasındaki sınır sorunlarının çözümüyle ilgili görüşmeler yapıldı. Toplantı sonrası basın açıklamasında bulunan Kırgızistan Milli Güvenlik Devlet Komitesi Başkanı General Kamçıbek Taşiyev, Özbekistan ile sınır sorununun çözüme kavuşturulduğunu açıkladı. Taşiyev: "Kırgızistan ile Özbekistan arasındaki sınır sorunu yüzde yüz çözüme kavuşturuldu" sözü ile Türk Dünyası’na müjdeli haberi verdi. Bu anlaşma başta Özbekistan ve Kırgızistan olmak üzere Türk Dünya’sının, bizim coğrafyamızın zaferidir. Türkistan’da iki kardeş devlet arasındaki antlaşmanın, geçen haftalarda Taşkent’i ziyaret eden Kırgızistan’ın yeni Cumhurbaşkanı Sadır Caparov’un Şevket Mirziyayev ile ikili görüşmlerinde Kırgızca ve Özbekçe konuşmalarından kısa bir süre sonra çözülmüş olması da anlamlıdır. Sovyet rejiminin Özbek, Kırgız diye ayrıştırdığı Türk soylu halkların liderlerinin Özbekçe ve Kırgızca konuştuklarında birbirlerini anlamaları dünya medyası önünde manidar bir görüntü ortaya çıkardı.
“ÖZBEKİSTAN’A SU VERDİK VE TOPRAK ALDIK”
Taşiyev’in “Özbekistan'a su verdik ve toprak aldık” ifadesi de manidardı. Toprak ve su hayattır. Bundan sonra bölge halklarının yaşamında yeni umutların filizlenmesi için atılan bu adımı dünyada Türkler lehine yaşanan olayların bir parçası olarak görmek gerekmektedir. Türkiye`nin izlediği başarılı politikalar, Azerbaycan’ın Karabağ zaferi ve Türkistan coğrafyasında Türk devletlerinin yıllardır biriken sorunlarını çözmesi, farkında olanlar için sıradan olaylar değildir. Bu yaşananlar bütünün bir parçasıdır.
Sizce Azerbaycan-Türkmenistan arasında “Gordion Düğümü”ne dönüşen Hazar denizindeki sorunun geçtiğimiz ay aniden çözülmesi de bir tesadüf müydü?!