ANGELA MERKEL SESSİZLİĞİNİ BOZDU

System.Web.UI.WebControls.Label / ANGELA MERKEL SESSİZLİĞİNİ BOZDU / ANGELA MERKEL SESSİZLİĞİNİ BOZDU / hamaset.com.tr

30 Kasım 2024 Cumartesi

115 Görüntüleme

KÜLTÜR
Çeviren:Haber Merkezi |

Angela Merkel, 16 yıllık iktidarının ardından Aralık 2021'de Almanya başbakanlığını bıraktığında, 21. Yüzyılın en büyük siyasetçilerinden biri olma konusunda inandırıcı bir iddiaya sahipti. Şimdi, üç yıllık sağır edici sessizliğin ardından ve mirası darmadağın olmuşken siyasi anı kitabının tanıtımını yapıyor.

ANGELA MERKEL SESSİZLİĞİNİ BOZDU / hamaset.com.tr

Yazar: Slawomir Sierakowski

Çeviri: M. Hulusi Cengiz

 

Sessizliği daha ikna ediciydi.

 

İlk röportajını haftalık Alman Der Spiegel dergisine verdi ve Almanya ile Avrupa'nın bugünkü halini almasına yardımcı olan başlıca politikaları savundu. Bunlar arasında Soğuk Savaş'ın 'ticaret yoluyla değişim' (Wandel durch Handel) ilkesine bağlı kalarak Rusya'yı yatıştırması, 2015 yılında bir milyondan fazla mülteciyi (çoğu Suriye ve Orta Doğu'dan) kabul etmesi ve Almanya'nın nükleer enerji santrallerini aşamalı olarak kapatması vardı.

 

Dördüncü bir mesele ise bir politikadan ziyade politikasızlıkla ilgili. Merkel'in Alman ekonomisini bu yüzyılın teknolojik zorluklarına adapte etmek için kayda değer bir şey yapmaması nedeniyle, ülke utanç verici derecede zayıf internet erişimi, saçma bir şekilde büyümüş bir bürokrasi, hala faks makineleri kullanan yönetim kurumları ve artık Amerikalı ve Asyalı meslektaşlarıyla rekabet edemeyen bir zamanlar baskın olan şirketlerle dijitalleşmemiş durumda.

 

Alman otoyolları ve köprüleri dökülüyor, trenler düzenli olarak geç kalkıyor ve büyük altyapı projeleri (Berlin'deki tren istasyonu ve havaalanı gibi) Polonya ve hatta Romanya'dakinden iki ya da üç kat daha uzun sürüyor.

 

Bir zamanlar Almanlar Polonyalıları sözde aptal ve beceriksiz oldukları için küçümserken, şimdi durum tersine döndü. Bugünlerde Almanya'yı ziyaret ettiğinizde kredi kartınızla kahvaltı için ödeme bile yapamayacağınızı görebilirsiniz. Bir ATM'ye koşmanız gerekecek, ancak ATM'nin bozuk olduğunu ya da Visa veya Mastercard kabul etmediğini görebilirsiniz (zamanın üçte ikisinde olduğu gibi). Ve wi-fi'ye bağlanmayı aklınızdan bile geçirmeyin. Bir Rus vasal devleti olan Belarus'ta daha iyi erişim (ve daha dinamik bir bilgi teknolojisi sektörü) bulacaksınız.

 

Dahası, Merkel 16 yıllık iktidarı boyunca Almanya'nın gurur duyduğu endüstrileri -kimyasallar, eczacılık, içten yanmalı araçlar- 21. yüzyıla uyum sağlamaya teşvik etmek için hiçbir şey yapmadı ve şimdi de bunu gösteriyor. Bu arada Alman ordusu da Avrupa basınında düzenli olarak alay konusu oluyor.

 

Almanlar faks makinesi kullanmayı ve internetten uzak durmayı tercih ediyorsa, bu onların bileceği bir iş. Ancak ne yazık ki hükümetlerinin kararları tüm Avrupa'yı etkiliyor. Merkel'in 2015 yılında mültecilere yardım ve barınak sağlamaya yönelik ahlaki argümanı tartışmaya açık değil.

 

Ancak böylesine büyük ölçekli bir göçün sadece Almanya'da değil tüm Avrupa'da popülist bir tepkiye yol açacağını bilmesi gerekirdi. Merkel liberal demokratik değerleri savunuyormuş gibi yaptı ama izlediği politika bu değerlere saldırılmasına neden oldu. Sonuç ise daha zayıf bir liberal demokrasi ve daha az göç oldu.

 

Benzer şekilde Merkel ve diğer Alman liderler Kuzey Akım ve Kuzey Akım 2 boru hattı projelerinde inatla ısrar ederek Doğu Avrupa üzerinde revizyonist tasarımları olan tehlikeli bir diktatörü güçlendirdiler. Ve Almanya 2008 Bükreş zirvesinde NATO'nun Ukrayna ve Gürcistan'a bir 'üyelik eylem planı' sunmasını engelleyerek Rusya'yı fiilen işgale davet etti. Rusya'nın dış politikası hakkında temel bilgilere sahip olan herkes Kremlin'in ortaya çıkan belirsizliği istismar edeceğini biliyordu.

 

Merkel Spiegel'e verdiği röportajda bu başarısızlıklar silsilesi için başkalarını suçluyor.

 

Ukrayna ve Gürcistan'ın NATO'ya katılım sürecine karşı çıkan tek kişinin kendisi olmadığını söylüyor; ama bu onu mazur göstermeli mi? Avrupalılar o günlerde ipuçlarını Almanya'dan alıyordu ve Merkel'in sesi diğerlerinden daha önemliydi- kendisinin de çok iyi bildiği gibi.

 

Benzer şekilde Merkel, Kuzey Akım'ın tamamen ekonomik bir proje olduğu yalanını, öyle olmadığı açık olmasına rağmen, hala tekrarlıyor. Rusya'nın yatıştırılmasını savunurken, Polonya ve Ukrayna'nın bundan kar elde ettikleri sürece kendi topraklarından gaz geçmesine aldırış etmediklerini ileri sürüyor.

 

Ancak Kuzey Akım'la ilgili tartışmalar, Polonya ve Ukrayna'nın etrafından dolanarak Moskova karşısında sahip oldukları etkiyi azalttığı yönündeydi. Merkel daha ucuz gazın Polonya ya da Ukrayna'nın güvenliğinden daha önemli olduğuna karar verdi. Sonuçta Merkel'in bu yaklaşımı bir enerji krizine yol açtı ve Avrupa kıtasında yeni bir kara savaşının nedenlerinden biri oldu. Sonuç olarak ucuz enerji ve güvenlik kalmadı.

 

Merkel'in 2011'de Japonya'da yaşanan Fukushima felaketinin ardından Almanya'nın nükleer santrallerini aşamalı olarak kapatma kararı da Alman ekonomisini Rus hidrokarbonlarına daha da bağımlı hale getirerek Rusya'yı güçlendirdi. Vladimir Putin'in gerçek karakterinden habersiz yaşasaydık bu tür tercihler yine de savunulabilirdi. Ancak 2008'den ve özellikle de 2014'ten sonra onun kim olduğu ve ne yapmak istediği konusunda artık hiçbir soru işareti kalmamıştı.

 

Merkel'in kendisi de defalarca uyarıldı.

 

Daha 2006 yılında, dönemin Polonya Savunma Bakanı Radek Sikorski, Kuzey Akım projesini Molotov-Ribbentrop Paktı (1939 yılında Hitler ve Stalin'in birbirlerine saldırmamaları için yaptıkları gizli anlaşma) ile kıyaslıyordu. Beş yıl sonra hala aynı davulu çalıyor, Polonya ve Avrupa'nın Alman gücünden çok Alman pasifliğinden korkması gerektiği uyarısında bulunuyordu.

 

Merkel bu argümanları görmezden geldi. Uzun görev süresi boyunca Almanya, Doğu Avrupa'nın güvenliğini ucuz enerjiyle takas etmeye çalıştı, mevcut bir yenilenebilir enerji kaynağını terk etti ve nativist popülistlere güçlü bir kampanya konusu verdi. Avrupa'yı hem dış hem de iç tehditlere karşı daha az güvenli hale getirdi. Bugün, Almanya bir liderlik krizine saplanmış ve yeni küresel rüzgârların etkisindeyken, Merkel kendine her şeyi doğru yaptığını söylemeye devam ediyor.

 

Kaynak: The Strategist

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.

 



DİĞER YAZILAR


Haritalar ile belirlenen sınırların ötesinde

2022 © Tüm hakları saklıdır.