Yazar: Sayid Marcos Tenório
Tercüme: Muhammet Hulusi Cengiz
Gazze ile dayanışma içindeki Amerikan öğrenci hareketi, Vietnam Savaşı döneminde gösterdiği etkiyi yeniden canlandırıyor. Birçok kişi, bu hareketin, Asya ülkesine yönelik emperyalist askeri saldırganlığın sona ermesinde önemli bir faktör olduğuna inanıyor.
ABD'nin "İsrail"i desteklediği ve silah sağladığı bir dönemde, Gazze'de yaşanan büyük katliam, Amerika'nın dört bir yanında üniversite kamplarında büyük bir tepkiye neden oldu. Bu tepki, tarihte benzeri görülmemiş bir büyüklükte ve etkideydi.
Amerika Birleşik Devletleri, hem adaletsizliği, tahakkümü ve ulusların kaderlerine müdahalesini temsil eden dünyanın en yozlaşmış, sosyal açıdan adaletsiz ve yıkıcı siyasi sistemine sahiptir, hem de iç ve dış insani ve siyasi meseleleri ele alan devrimci bir bilinç geçmişine sahiptir. Bu paradoksal durum, Amerika'nın hem sorunların kaynağı hem de çözümünün bir parçası olduğunu göstermektedir.
Öğrenci hareketi, Amerika'daki üniversitelerde hızla yayılıyor ve dünyanın dört bir yanına ulaşıyor. Ancak, birçok öğrenci lideri, Gazze'deki duruma kayıtsız kalmış gibi görünüyor ve genellikle kimlik ve kurumsal meselelere odaklanıyor. Bu durum, Brezilya dışında özellikle dikkat çekiyor.
Filistin için insan hakları ve adalet mücadelesinin ABD üniversitelerinde öncü bir şekilde gerçekleşiyor olması şaşırtıcı gelebilir. Çünkü bu mücadelenin öncüsü konumundaki üniversiteler, Columbia ve Yale gibi, Amerikan elitinin yetiştiği yerler olarak bilinir. Örneğin, Başkan Joe Biden, Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ve diğer birçok Amerikalı yetkili bu üniversitelerden mezundur.
Kesinlikle, 1960'larda üniversite kampüslerinde "ifade özgürlüğü" için mücadele eden, Afrika kökenli öğrencilerin haklarını savunan ve Afro-Amerikalı tarihi ve kültürüne odaklanan içerik talep eden öğrenci hareketinin önemi unutulmamalıdır. Filistin meselesi, bu hareket tarafından küresel bir dava olarak kabul edilir ve "El Aksa Tufanı" operasyonu gibi tarihi dönemlerde daha da önem kazanmıştır.
Filistin Direnişi, Amerika Birleşik Devletleri, Latin Amerika, Afrika ve Orta Doğu'da öğrenci hareketinin canlanmasına ve Siyonist rejimlere karşı yerel dönüşümlere öncülük etmiştir. Washington'daki polis baskınları ve rektörlük yaptırımlarına rağmen, öğrenciler Gazze'deki zulme karşı üniversitelerini bir insanlık vitrini olarak göstermeye kararlıdır.
Antisemitizm suçlamaları artık genel kabul görmüyor çünkü siyasi ve ideolojik gerçeklikler gün yüzüne çıkıyor. Filistinliler ve dayanışma hareketleri, işgale karşı dini ya da mezhepsel ayrımcılığı reddederken, antisemitizm suçlamalarının Siyonist politikaları eleştirenleri susturmak için kullanıldığı görülüyor.
Çoğu Amerikan üniversite protestocuları Yahudi kökenlidir ve İsrail'in Yahudilerin düşmanı olduğunu kabul ederler. Dünya genelinde, Yahudilerin dini inançları ve Gazze'deki Siyonist zulmü desteklemedikleri için baskı altında oldukları bilinir.
"El Aksa Tufanı" olarak adlandırılan bu devrimci yolculuk, bugünün en önemli olaylarından biridir. Dünya, Siyonist rejimin ABD desteğine dayalı diktasını temizlemeye çalıştığı bu dönemde devrimci bir hareketin yükselişini görmektedir.
Amerika'da ve dünyanın diğer yerlerindeki anti-Siyonist öğrenci hareketinin canlanması, Gazze Direnişi için umut verici bir gelişmedir. Amerikan öğrenci hareketinin Gazze'deki durumu değiştirebileceği sorusu tarihin bir sonucu olacaktır, ancak bu gençlik hareketi Filistin haklarının savunuculuğunu yapıyor ve gerçekleri değiştirmek için büyük bir potansiyele sahiptir.
Kaynak: www.middleeastmonitor.com
Sayid Marcos Tenório: Tarihçi ve uluslararası ilişkiler uzmanıdır. Brezilya-Filistin Enstitüsü'nün başkan yardımcısı ve "Palestina : do mito da terra prometida à terra da resistência" kitabının yazarıdır.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede ifade edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.