Yazar: Ramona Wadi
Çeviri: M. Hulusi Cengiz
ABD Başkanı Joe Biden'ın Time dergisine verdiği mülakat, özellikle bir yorumu nedeniyle ana akım medya ve İsrail basınının dikkatini çekti. Biden, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun "kendi siyasi çıkarları için savaşı uzatıp uzatmadığına" ilişkin soruya, "İnsanların bu sonuca varması için her türlü neden var" dedi. Biden, "Pozisyonunu değiştirip değiştirmeyeceğini söylemek zor, ama yardımcı olmadı" diye ekledi.
Ancak, ABD'nin İsrail'in Gazze'deki soykırımını mümkün kılmadaki rolü özenle göz ardı edildi. Biden, İsrail'in Gazze'de savaş suçu işlediğinin kesin olmadığını belirterek, İsrail'e mutlak cezasızlık sağlamak için en net kanıtları bile sorgulayan Ulusal Güvenlik Memorandumu 20'yi yansıttı.
İsrail'in açlığı bir savaş silahı olarak kullanıp kullanmadığı sorusuna Biden, "Hayır, ben öyle düşünmüyorum. Bence uygunsuz bir faaliyette bulundular" yanıtını verdi. Ancak, İsrail bir anaokulu sınıfı değildir. İsrail, yerleşimci-sömürgeci bir varlık ve güçlü bir askeri kuvvettir. "Uygunsuz faaliyet" ifadesi, ABD'li politikacılar ve yetkililer dışında herkes için acı verici bir şekilde aşikâr olan savaş suçlarını tanımlamak için garip ve çok küçümseyici bir yoldur. İsrail'in uluslararası insancıl hukuku ihlal ederek ABD silahlarını kullanmasının "makul" olduğu ifadesinden "uygunsuz faaliyet" ifadesine kadar Washington'un hoşgörüsünün parametrelerinin İsrail'in lehine sürekli genişlediğini görebiliriz.
Netanyahu ABD'den İsrail'in İstediğini Alacağını Biliyor
ABD, İsrail'e yaptığı askeri yardımı durdurmadı. Salı günü, apartheid devletinin savunma bakanlığı, ABD askeri yardımı ile finanse edilen 25 Lockheed Martin hayalet savaş uçağı alımı için 3 milyar dolarlık bir anlaşma imzaladı. Savunma Bakanı Yoav Gallant, anlaşmayı "ABD ve İsrail arasındaki stratejik ittifakın gücünün ve yakın ve uzak arenalardaki kapsamlı etkilerinin bir başka örneği" olarak tanımladı. Jetler, 2028 yılından itibaren her yıl beşer adetlik partiler halinde teslim edilecek.
Bu arada, Washington, ihlalci ve sözde insani yardım sağlayıcısı rolüyle övünse de ABD Merkez Komutanlığı, görünüşte kötü hava koşulları nedeniyle 9 Mayıs'tan bu yana hiçbir insani yardım uçuşunun gerçekleşmediğini belirtti. Gazze'ye deniz yoluyla insani yardım girişini kolaylaştırmak için inşa edilen ve fırtınalı hava nedeniyle hasar gören iskelenin ardından Pentagon, insani yardımın kara yoluyla ulaştırılmasını savundu. İsrail, Gazze'deki soykırımında açlığı bir savaş silahı olarak kullanıyor ve ABD de bu stratejiyi kolaylaştırıyor.
Pentagon Basın Sekreter Yardımcısı Sabrina Singh, İsrail Refah'ta askeri operasyonlar yürütürken ABD'nin yardımları havadan bırakamayacağını belirtti. "Sivillerin aktif savaş alanına girmesini istemiyoruz. Bu yüzden son zamanlarda hava yardımı yapılmadı."
Bu da ABD'nin Filistinlilerin nasıl öldürüldüğünü umursamadığı anlamına geliyor, yeter ki ölsünler.
ABD, İsrail'in soykırım yapmasına açıkça yardım ettiğine göre, Biden'ın iki devletli söylemi neden sorgulanmıyor? Geçerliliğini yitirmiş olsa da bu kavramın hayata geçirilebilmesi için hem bir nüfusa hem de mevcut bir toprağa ihtiyaç vardır. Birkaç yıl önce, Orta Doğu Dörtlüsü de dahil olmak üzere diplomatlar, İsrail'in devam eden sömürgeci genişlemesinin bir sonucu olarak iki devletli paradigmanın geçerliliğini yitirdiğini ilan ettiler. Dolayısıyla, bu paradigmayı uygulamak için zaten yeterince az toprak vardı. Şimdi İsrail soykırım yaparken ve ABD de ona yardım ederken, Filistinliler her gün yok edilirken hala iki devletli uzlaşmadan söz etmek kabul edilebilir?
Kaynak: middleeastmonitor.com
Ramona Wadi bağımsız bir araştırmacı, serbest gazeteci, kitap eleştirmeni ve blog yazarıdır. Yazıları Filistin, Şili ve Latin Amerika ile ilgili bir dizi temayı kapsıyor.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.