Alman gazetesi die Welt, Münih Güvenlik Konferansı Başkanı Christoph Heusgen ile NATO ve Ukrayna Savaşı üzerine görüştü. Ankara’nın İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini engellediğini belirten die Welt, Heusgen’a Erdoğan yönetimindeki Türkiye’nin hâlâ güvenilir bir ortak olup olmadığını sordu. Heusgen Türkiye’nin coğrafi konumu nedeniyle Avrupa için stratejik olarak çok önemli olduğunu vurguladı. Heusgen daha önce Angela Merkel’in danışmanlığını yapmıştı.
NATO’YU DAHA ÖNCE DE ENGELLEMİŞTİ
Die Welt, Erdoğan'ın ilk kez Batı’nın güvenlik çıkarlarına aykırı davranmadığını hatırlatırken Heusgen “Türkiye’nin zor bir ortak olduğunu” belirtti ve sözlerine aşağıdaki gibi devam etti:
“2009'daki NATO zirvesinde de benzer bir vaka yaşanmıştı. O zaman Anders Fogh Rasmussen Genel Sekreter olarak atanacaktı. Türkiye ortak kararı son dakikaya kadar engelledi ama sonunda bir çözüm bulundu.”
Erdoğan, Danimarka’da bir gazetenin Hz. Muhammed ile ilgili yayını dolayısıyla tepki göstermişti.
“BAŞARISIZ OLURSAK PUTİN KAZANACAK”
Heusgen İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği konusunda ise aşağıdaki ifadeleri kullandı.
“Haziran sonunda Madrid'de yapılacak NATO zirvesinde olumlu bir sonuç elde etmeliyiz. Başarısız olursak Putin kazanacak. Erdoğan'ın bu kadar ileri gitmesine izin verileceğini düşünemiyorum.”
“BALKANLARDA TÜRKİYE ETKİSİ KIRILMALI”
Heusgen Putin’in Batı’dan başlayarak siyasi kırılma noktalarını kullanmada usta olduğunu, bunun Balkanlar ve Türkiye için de geçerli olduğunu belirtti.
Heusgen ayrıca AB’nin Balkanlar’ın en önemli ticaret ortağı ve yatırımcısı olduğuna dikkat çekti. Balkanlarda Çin ve Rusya’nın yanı sıra Türkiye’nin çok daha büyük bir etkisi olduğunu söyleyen Heusgen, bunun değişmesi gerektiğini ifade etti.
“RUS DIŞİŞLERİ SÜREKLİ BELGRAD’DA”
Heusgen Almanya ve AB’nin medya ve kamuoyunda çok daha fazla yer alması gerektiğini söyledi. AB’nin katkılarını görünür kılmak gerektiğini belirtirken, “Rus dışişleri bakanı düzenli olarak Belgrad'da. Biz de tüm Balkan ülkelerinde aynı şeyi yapmalıyız.” dedi.
AB YENİ BİR FEDERASYON ÖNERİYOR
Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron Ukrayna, Türkiye, Moldova ve Batı Balkanlar gibi AB üyesi olmayan ülkeler için yeni bir federasyon öneriyor. Heusgen ise bu ülkelerin Macron’un önerdiği “Avrupa Topluluğu” gibi ikinci sınıf bir modele ikna olmadıklarını belirtti.
“AB’YE ÜYE OLSUNLAR AMA OY KULLANMASINLAR”
Heusgen Ukrayna, Türkiye, Moldova ve Batı Balkanlar’ın AB üyeliğine ilişkin aşağıdaki ifadeleri kullandı:
“Katılmak isteyen ülkeler hızla AB üyesi olabilmeli, Avrupa Konseyleri ve Bakanlar Konseylerinde yer alabilmelidir. Ancak, bu ülkelere sadece kriterleri karşılamaları halinde oy kullanma hakkı verilmelidir. Aksi takdirde AB'yi zayıflatırız. Bunu Polonya'da ve hukukun üstünlüğü bakımından büyük açıkların olduğu Macaristan'da görüyoruz.”
ALMANYA DAHA FAZLA SORUMLULUK ALMALI
Heusgen die Welt’in ABD’nin Rusya ve Çin ile sorunlu ilişkilerine dair “Washington ikisini aynı anda üstlenecek kadar güçlü mü?” sorusuna aşağıdaki cevabı verdi:
“ABD'nin gücü hakkında spekülasyon yapmanın bir anlamı yok. Her halükarda, biz Avrupalılar ve Almanlar dünyada daha fazla sorumluluk almalıyız.”
TRUMP YENİDEN SEÇİLİRSE NE OLACAK?
2024’te Trump’ın yeniden ABD başkanı seçilmesi ihtimaline ilişkin Şansölye Scholz'un açıkladığı değişikliğin hızla hayata geçirilmesinin çok önemli olduğunu belirten Heusgen, “ABD'yi bununla değiştiremeyiz, ancak ABD ile daha iyi bir ortak olacağız. Örneğin, Washington'un dışarıda kaldığı durumlarda da harekete geçebilmek için hızlı bir tepki gücü geliştirmeliyiz.” dedi.
UKRAYNA NATO’NUN GÜVENLİĞİNİ SAVUNUYOR
Heusgen Ukrayna savaşının gidişatına ilişkin sözlerinde, Avrupa’nın desteğini Ukrayna’nın belirlemesi gerektiğini vurguladı. Sözlerine aşağıdaki gibi devam etti:
“Ağır silahlar da dâhil olmak üzere Kiev'e yardım etmek için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız. Çünkü Ukrayna aynı zamanda bizi ve NATO ülkelerinin güvenliğini de savunuyor.”
Putin’in Sovyetler Birliği'nin çöküşünü “20. yüzyılın en büyük felaketi” olarak nitelendirdiğini hatırlatan Heusgen “İşgal başarılı olursa, Rusya Ukrayna’yla yetinmeyecek.” dedi.
“GIDA KITLIĞININ SEBEBİ MOSKOVA”
Heusgen son olarak gıda kıtlığına ilişkin, “Şimdi bir gıda kıtlığı varsa, bunun nedeni sadece Moskova'nın ihracatı kısıtlamasıdır. Bunun Rusya ve NATO arasındaki bir çatışma ile ilgisi yok.” ifadelerini kullandı.