Brüksel kritik minerallerin peşine düşmesini yeşil söylemlerle gizliyor
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Özbekistan'da düzenlenen Semerkant İklim Forumu'nda, AB'nin küresel çalkantıların ortasında, Rusya ve Çin'in etkisinin arttığı bir bölgede kendini göstermeye çalıştığı bir dönemde, Orta Asya ile ilişkilerde “yeni bir dönem” başladığını ilan etti.
Doğal kaynaklar açısından zengin ve stratejik bir kavşak noktasında bulunan Orta Asya, uzun zamandır küresel güçlerin ilgisini çekiyor. Von der Leyen, bölge liderlerine “Bu, kadim dostluğumuzda yeni bir dönemin başlangıcıdır” dedi.
Geleneksel ittifaklar zayıflarken, von der Leyen AB'nin güvenilir müttefiklere olan ihtiyacını vurguladı. “Yeni küresel engeller ortaya çıkıyor, yatırımlar yeniden yönlendiriliyor, dünyanın dört bir yanındaki güçler yeni etki alanları oluşturuyor,” dedi.
Açıklama, ABD Başkanı Donald Trump'ın AB'ye yönelik misilleme gümrük tarifelerini açıklamasından sadece iki gün sonra geldi. Bu durum, transatlantik bağları daha da gererek Brüksel’in küresel ticarete yaklaşımındaki kırılganlıkları ortaya çıkardı.
Artan iç muhalefet ve ekonomik baskılarla karşı karşıya kalan Avrupa Komisyonu, dış pazar arayışını hayırsever bir iklim misyonu olarak yeniden markalaştırmaya hevesli görünüyor. Von der Leyen, Orta Asya'nın bir “temiz enerji merkezi” haline gelmesine yardımcı olmaktan bahsetti. Ancak bu, AB’nin kendi yeşil teknoloji hedefleri için hayati önem taşıyan nadir minerallere erişimi güvence altına alma çabasıyla uygun bir şekilde örtüşüyor.
Bölgenin uranyum, kobalt ve bakır rezervlerinin altını çizen von der Leyen, bölgeyi “küresel oyuncular için bir bal küpü” olarak tanımladı. Avrupa’nın üstün teknoloji ve yüksek hızlı internete filtresiz erişim sunduğunu iddia ederek Rusya ve Çin’i üstü kapalı bir şekilde eleştirirken, AB’nin kendi içinde – özellikle iç politika konusunda ulusal hükümetlerle çatışırken – Brüksel’in giderek daha fazla bekçilik rolü üstlendiği ironisini görmezden geldi.
AB yetkilileri insan hakları kaygılarına sözde hizmet ettiklerini söylese de kısa sürede daha pragmatik bir tona döndüler. Bir yetkili, “Oraya vaaz vermeye değil, endişelerimizi duyurmaya ve birlikte çalışmaya gidiyoruz,” diyerek, AB’nin siyasi ya da ekonomik açıdan uygun olduğunda ilkelerini bir kenara bırakmaya istekli olduğunu vurguladı.
Kaynak: The European Conservative
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.