Yazar: Motasem Dalloul

Çeviri: Muhammet Hulusi Cengiz

Cumartesi gecesi, İran, İsrail'in Tahran'daki Suriye'deki diplomatik misyonuna gerçekleştirdiği ve bir üst düzey İranlı yetkilinin hayatını kaybettiği saldırıya karşılık olarak, İsrail'e benzeri görülmemiş büyük çapta bir misilleme saldırısı düzenledi.

Saldırı, 170 civarında insansız hava aracı ve 120'den fazla balistik füze dahil olmak üzere 350'den fazla mermiden oluşuyordu. Bunlardan bazıları İsrail'in Nevatim askeri havaalanı da dahil olmak üzere İsrail'deki bazı hedeflere ulaştı.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada "Uluslararası ortaklardan oluşan bir savunma koalisyonu ile birlikte, İran tarafından başlatılan hava tehditlerinin %99'unu başarılı bir şekilde durdurmayı başardık" denildi.

Birleşmiş Milletler ‘deki İran misyonu, saldırıyla ilgili olarak İsrail'in saldırılara misilleme yapması durumunda "daha güçlü ve kararlı" eylemlerle karşılık vereceğini uyararak yorum yaptı.

Ancak asıl soru: İran ve vekilleri, İran topraklarında ve yurtdışında ölümcül İsrail saldırılarına maruz kalırken bu neden gerçekleşti?

Bu saldırı ABD ve İsrail için kritik bir ihtiyaçtı. İsrail ve İran'ı, koruyucuları olan ABD'nin gözetiminde kavga eden kardeşlere benzetiyor ve ABD'nin bu kavgayı kontrol altında tutarak birbirlerine varoluşsal bir tehdit oluşturmalarını engellemek için müdahale ediyor.

Geçtiğimiz birkaç hafta ve hatta ay boyunca ABD, İsrail'in Gazze'deki soykırımına verdiği körü körüne destek nedeniyle bölgesel ve uluslararası eleştirilere maruz kaldı. Bu durum dayanılamayacak kadar büyük bir hal aldı ve işgal devletine ve onun savaş suçlarına verdiği desteği meşrulaştırmak için yeni bir bahane bulmuş oldu.

İsrail'in Gazze'deki suçlarını örtbas etmek, dünyanın dikkatini devam eden soykırımdan uzaklaştırmak, Araplara İsrail'in düşmanları olmadığını hatırlatmak ve İran'ı işaret etmek için bu "saldırıya" ihtiyacı vardı. Tel Aviv bu şekilde uluslararası sempatiyi yeniden kazanmayı ve Batı'dan silah satışlarının devamını sağlamayı umuyor.

Kişisel düzeyde ise, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu Gazze savaşıyla kaybettiği popülaritesini kurtarmak için bu saldırıya ihtiyacı vardı. İsrail'in karşı karşıya olduğu yeni "tehditler" ışığında görevden alınması yönündeki çağrıların azalacağını umuyor.

İran'ın saldırısının ardından Netanyahu ile bir telefon görüşmesi yapan ABD Başkanı Joe Biden "Amerika'nın İsrail'in güvenliğine olan sarsılmaz bağlılığını" bir kez daha vurgulandı.

Beyaz Saray tarafından yayınlanan bir açıklamada, "ABD ordusu, İsrail'in savunmasını desteklemek için geçen hafta boyunca bölgeye uçak ve balistik füze savunma sistemlerini gönderdi" söylendi.

Yine diğer bir açıklamada “Bu konuşlandırmalar ve askerlerimizin olağanüstü becerileri sayesinde İsrail'e gelen insansız hava araçlarının ve füzelerin neredeyse tamamını düşürmesine yardımcı olduk." söyledi.

İngiltere de İsrail'e tam desteğini yinelerken bölgede konuşlu Kraliyet Hava Kuvvetleri uçaklarını kullanarak müdahale etmeye hazır olduğunu vurguladı. Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada "İngiltere'ye ait bu jetler, mevcut görevlerimizin menzili içerisinde gerektiğinde havadan gelebilecek saldırıları önleyecektir" denildi.

BMGK'ya ateşkes önerisinde bulunacağını söyleyen Fransa bile bu oyuna dahil oldu. İsrailli bir askeri sözcü ise "Bu gece harekete geçen ABD, İngiltere ve Fransa ile yakın çalışıyoruz. Bu ortaklık her zaman yakın olmuştur, ancak bu gece alışılmadık bir şekilde kendini daha fazla gösterdi" dedi.

Bu arada İran, Filistin'de eşi benzeri görülmemiş İsrail soykırımı karşısında ordusunun ve vekillerinin sessizliği nedeniyle ciddi eleştirilere maruz kalmıştı; buna rağmen Filistinlilerin ve direnişlerinin yegâne destekçisi olduğunu iddia ediyordu.

Tahran'ın İsrail'e karşı düşmanlığını ve Filistin direnişine desteğini kanıtlamak için bu iyi kurgulanmış saldırıya ihtiyacı vardı. Ancak bu destek çok geç geldi.

Tahran'ın İsrail'e karşı düşmanlığını ve Filistin direnişine desteğini kanıtlamak için bu iyi kurgulanmış saldırıya ihtiyacı vardı. Ancak bu destek çok geç geldi; İsrail'in Filistinlileri katletmeye başlamasından 190 gün sonra.Sözde İsrail'i yok etmeyi amaçlayan bu büyük saldırı, tantanayla, uyarılarla ve önceden haber verilerek gerçekleştirildi. İsrail’e insansız hava araçlarının fırlatıldığını ve sınırlarına ulaşmalarının iki saat süreceğini duyurdu. Sonuçta sadece bir Arap kökenli İsrail vatandaşı kadın yaralandı, İran kendisine destek topladı, Netanyahu'yu kurtardı, dünyanın dikkatini Gazze'deki soykırımı örtbas etmekten uzaklaştırdı, ABD ve Batı'nın İsrail'e desteğini haklı çıkardı ve işgal devletine yönelik küresel sempatiyi yeniden canlandırdı.

Dünya "büyük saldırıyı" haber yapmak ve sonuçlarını analiz etmekle meşgulken Filistinliler Gazze'de katledilmeye ve işgal altındaki Batı Şeria'da saldırıya uğramaya devam edecek.!

Tercüme Kaynak: www.middleeastmonitor.com

Motasem Ahmed Dalloul: Gazze'de yaşayan bir gazeteci ve Orta Doğu meseleleri uzmanıdır. Londra'daki Westminster Üniversitesi'nden uluslararası gazetecilik alanında yüksek lisans derecesine sahiptir.

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazarlara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset ’in editoryal politikasını yansıtmayabilir.