ÖZBEK MİLLİ MİRASI “ASKİYA” SANATI

System.Web.UI.WebControls.Label / ÖZBEK MİLLİ MİRASI “ASKİYA” SANATI / ÖZBEK MİLLİ MİRASI “ASKİYA” SANATI / hamaset.com.tr

16 Mayıs 2021 Pazar

1348 Görüntüleme

KÜLTÜR
Avazhan Umarov | ÖZBEKİSTAN

ÖZBEK MİLLİ MİRASI “ASKİYA” SANATI / hamaset.com.tr

Askiya sanatı hakkında bilgi vermeden önce bu kelimenin anlamını açıklamakta fayda var. Bu kelime Arapça’dan alıntı olup zeki kelimesinin çoğuludur. Kelime “çok zeki” anlamını taşıyan zekiyâ fiilinden türetilmiştir. Askiyayı icra eden kişiye askiyacı, askiya icra etme eylemine de askiyabâzlık (askiyacılık) denir.

Askiya Özbeklere has eğlence sanatıdır. Genelde iki veya daha fazla kişi tarafından icra edilir. Hızlı ve hazırcevaplıkla yapılan söz yarışmasıdır. Rakiplerini sözle köşeye sıkıştıran, kendi cevaplarıyla izleyicileri güldüren kişi galip sayılır. Hazırcevaplık askiyanın en önemli şartlarından biridir. Askiyayı icra eden kişinin Özbek dilini çok iyi bilmesi gerekir. Askiyada çok anlamlı, mecazi kelimeleri kullanmak yaygındır.

MİZAHTA HADDİNİ AŞMAYAN ASKİYACI BAŞARILI OLUR

Usta bir askiyacı rakibinin cevabini işitir işitmez akla yatkın, güzel ve komik bir cevap vermek zorundadır. Çünkü askiya öyle bir sanat ki hem rakibine ders vermek hemde güldürmek aynı anda gerçekleşir. Bunları tutturabilen ve mizahta haddini aşmayan askiyacı başarılı olur.

Yine halkın anlayabileceği şekilde hitap etmek akiyacıyı başarılara ulaştırır. Askiyada mimikler ve rol yapma o kadar önemli değildir. Askiyacı bir senaryoya bakarak rol icra etmez ve taklit yapmaz. Askiya söze dayalı zekâ sanatıdır. Ondan dolayı sanatın adı “askiya”dır.

HALK ŞÖLENLERİNİN OLMASZSA OLMAZI "ASKİYA"

Askiyada dinleyici kitlesi ve ona hitaben kullanılan kelimeler çok önemlidir. Eğer dinleyici askiyacının kullandığı sözcüğü anlamaz ise arada kopukluk ortaya çıkar. Ondan dolayı askiya ustaları dinleyicilerin ilgi duyabilecekleri konu üzerinden atışma yapmaya çalışırlar Eski dönemlerde de han ve beylerin saraylarında diğer sanatçıların yanı sıra askiyacılar da bulunuyordu. XVI. asırda yaşayan Zeyniddin Vasifi, Hirat’da eğlence ve mizahın çok geliştiğini ve Mir Sarbarahna, Mevlana Burhani Leng, Hasan Vaiz, Muhammed Bedehşi, Said Giyasiddin, Mevlana Halil Sahap gibi mahir ve meşhur askiyacıların olduğu hakkında önemli bilgiler verir. Onların arasında en yeteneklisi Mevlana Abdulvasi Münşi olduğunu da zikreder. XVII- XIX. asırlarda özellikle de Fergana ve Taşkent bölgesinde askiya çok gelişti.  Hokand şehri hanlıklar döneminde ve ondan sonra da askiyacıların merkez şehriydi. Halk şölenleri askiyasız geçmezdi. Bu gelenek günümüzde de devam etmektedir.

Araştırmacılara göre günümüzde Askiya’nın 30’dan fazla şekli mevcuttur: Payrav, Benzettim, (O’xshatdim) Olurmusunuz? (Bo’lasizmi?), Çiçek misiniz, reyhan mısınız, geyik otu musunuz? (Gul misiz, rayhonmisiz, janbilmisiz?). Yalnız hiçbir kaynakta askiyanın birkaç şekilleri dışında başka şekilleri hakkında bilgi verilmemektedir. Bu konuda bilgi eksikliğimiz vardır. Bu makalede Askiyanın payrav ve daha az yaygın olan diğer şekilleri hakkında fikir yürüteceğiz.

Askiyanin halk arasında ve askiyacılar içinde yaygın olan şekli payravdır. Payrav Farsça pey “iz”, rav ise gitmek, anlamındaki reftan fiilinin şimdiki zaman şeklidir. Bir bakıma bir konuyu peşpeşe takip etmek, onun dışına çıkmamak mantığıyla hareket etmektir.

ATIŞMANIN CEVABINA HAZIR OLUN

Genellikle askiyacılar payravda bir konu seçip o konu üzerinden sohbet havasıyla birbirleriyle atışırlar. Sahnede iki kişi atışırsa sırayla birbirlerini dinlerler. Eğer sahnede daha fazla askiyacı olursa herhangi bir sıra olmaz ve böylece istediğiniz kişiyi sözle imtihan edebilirsiniz. Ancak karşılığında siz de atışmanın cevabına hazır olmalısınız. Payravda seçilen konunun kesinlikle çözüme ulaşması gerekir. Payravda insanın kişiliğini aşağılayan, kaba ve bel altı sözler söylenmez. Bu yollara başvurarak insanları güldürmek askiyacıların zayıflığını gösterir. Payrav Özbekistan’in Fergana, Taşkent ve Cizzah vilayetlerinde daha fazla yaygındır. Askiya sanatının payrav türünde kullanılan kelimeler birden fazla anlam içermektedir. Payravda tecnis, mübalağa, benzetme, tezat gibi klasik söz oyunları aktif rol alır. 

Payrava başlamadan önce askiyacılardan genellikle en tecrübeli ve sözü iyi kullananlardan biri kısaca giriş konuşması yapacaktır. Payravın hangi konu hakkında gideceğini onun konuşmasından anlayabiliriz. Konu iyice işlendikten sonra yine aynı kişi diğer konuya geçer. Arada hiç kopukluk olmaz. Mesela payrav konusu yer adları, meslekler, futbol olduğunu düşünün. Bu konuyu işlerken birisi konunun dışına çıkarsa askiyacılardan birisi onu mizahla tenbih eder ve onun yanlışı düzeltilir.

İZLEYİCİ, ASKİYACILARIN LAKABINI TAHMİN EDEBİLİR

Askiyada lakap da çok önemlidir ve bu askiyaya ayrı bir neşe katmaktadır. Askiyayı çok dinleyen kişiler askiyacıların lakaplarını tahmin edebilmektedir. Lakaplar üzerinden askiya yapılırken aşağılayıcı tavırlar kullanılmaz.

Askiyanın payrav türünden sonra en çok yaygın ve uzun olan türü “Çiçek misiniz, reyhan mısınız, geyik otu musunuz?” şeklidir. Bu şekilde askiyacı kendi rakibini herhangi bir nesneye ve kişiye benzeterek onu mizah etmeye çalışır.

Askiyanın yine bir şekli "Ohşettim"- benzettim diye adlandırılır. Bu şekilde de rakip nesneye, şahıs ve onun hal ve hareketlerine benzetilir. Benzetmelerde genelde fiziki ve ahlaki kusurlar ön plana çıkarılır.

Askiyanın Bolesiz mı? (Olur musunuz?) şekli de askiyanın eski şekillerinden biridir. Konu ve içerik bakımından “benzettim” şekliyle aynıdır.

Askiyanın “olur musunuz?”, “benzettim”, “Çiçek misiniz, reyhan mısınız, geyik otu musunuz?” gibi türlerinde herhangi bir konu olmaz. Askiyacılar rakiplerine soru şeklinde müracaat ederler ve konu böyle ilerler.

Askiyanın nazıma yakın şekilleri şiir, kafiye diye adlandırılıyor. Şiir şeklinde askiyacı herhangi bir şairden nazım parçası okur diğer askiyacı ona uygun nazım ile cevap vermek zorunda kalır. Bu şekli icra edebilmek için şiir sanatını iyi bilmek gerekir ki başarıyı elde edebilsin.

ŞAKA YAPABİLEN HERKES ASKİYACILIK YAPAMAZ

Askiyanın kendine özgü bazı yönleri:

Askiya sanatı Özbekistan’da yaygın olan ve Özbeklere mahsus eğlence ve zeka sanatıdır (Kırgızistan’daki, Tacikistan’daki Özbekler arasında da Askiya yaygındır).

Askiya anlatılmaz, doğaçlama yoluyla icra edilir.

Askiya sanatı doğaçlamaya dayalı olduğundan metin önceden ezberlenmez, bir defa icra edilen askiya tekrar başka yerde icra edilmez.

Askiya fıkra gibi sözlü gelenekle nesilden nesle aktarılmaz.

Askiya sanatı her zaman her ortamda icra edilmez. Askiya yapabilmek için en az iki kişi olması lazım. Genelde düğün, Nevruz bayramı ve Özbekistan’ın geleneksel bayram ve törenlerinde icra edilir. Fıkrayı anlatabilmek için bir kişi bile yeterlidir.

Askiyacılar usta sanatçılardır. Usta-çırak ilişkisiyle yetişirler. Şaka yapabilen herkes de askiyacılık yapamaz.  En önemlisi sözü yerinde kullanabilmektir. Askiyada askiyacılar çoğu durumda geleneksel kıyafetler giyerler.

Askiyada daha çok söz sanatının tezat, sıfatlama, sinonim şekileri yaygın kullanılmaktadır.

Askiyada herhangi bir müzik aleti yoktur ve asıl amaç âşık atışmasında olduğu gibi çıraklıktan ustalığa geçiş için söz söylemekteki marifetini ortaya koymak değil aynı zamanda dinleyicileri güldürmektir. Askiyada dinleyiciyi iyi tanımak ve ona göre söz kullanmak ta askiyacıdan ustalığı ister.

ASKİYA TOPLUMUN FARKLI KESİMLERİNDEN İNSANLARI BİR ARAYA GETİRİR

Özbeklerin hayatında önemli yere sahip olanve Askiya adı verilen atışma sanatı, hem mizah duygusunu geliştirir hem de insanların birbirleriyle iletişimlerini kolaylaştırır. Dolayısıyla, aynı zamanda yaşları ve içinde yetiştikleri ortam ne olursa olsun, toplumun farklı kesimlerinden insanları tek bir etkinlik ile bir araya getirir.

Bunun yanı sıra, Askiya sanatının terbiye verici yönü son derece önemlidir. Askiya insana hızlı ve net düşünmeyi öğretir. Özbekistan’da ve Özbekler arasında hâlen devam etmekte olan askiya sanatı Özbek ve Türk Dünyası’nın milli mirasıdır.

Askiya sanatının doğaçlamaya dayalı olduğu çok ehemmiyetlidir. Askiya sanatı Özbek Türkçesi’nin en zarif kelimelerini ve söz varlığını ifade etme bakımından çok önemlidir. Çünkü her zaman askiyada bir kelimenin birkaç anlamı bulunmaktadır.

 

Kaynaklar

AHMADOVA, N. (2012). Gulmisiz, rayhonmisiz?, O’zbekiston Adabiyoti va San’ati Gazetasi, s. 1.

BAYDEMİR, H. (2016). “Askiya Şekilleri ve Benzer Türlerle Mukayesesi”. Erzurum: A.Ü, Türkiyat Araştırmalari Enstitüsü Dergisi, sayı 56.

FEDAKĀR, S. (2009). “Özbek Mizahında Nasreddin Hoca Tipi ve Fıkraları”. İzmir: Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi. Sayı:1

KIRBAŞOĞLU. F (2000). Askiya, A.Ü, Türkiyat Araştırmalari Enstitüsü Dergisi, sayı 15, s. 143-146.

MUHAMMADİYEV. R. (1970). Askiya (O’zbek xalq ijodi turkumi ) Toshkent: G’afur G’ulom Nomidagi Adabiyot va San’at Nashriyoti.

RAHMATULLAYEV. Ş. (2003). O’zbek tilining etimologik lug’ati, II. (Arab so’zlari va ular bilan xosilalar). Toshkent : Milli Üniversitet.

SOLMAZ. E (2018). “Özbek Mizahında Türler ve bu Türlerin Genel Özellikleri” Uşak: Sosyal Bilimler Dergisi, sayı :11



Yazara Ait Diğer Yazılar

DİĞER YAZILAR


Haritalar ile belirlenen sınırların ötesinde

2022 © Tüm hakları saklıdır.