TÜRKİYE AFRİKA BOYNUZU'NDA MISIR VE ABD'Yİ NASIL ALT ETTİ?

System.Web.UI.WebControls.Label / TÜRKİYE AFRİKA BOYNUZU'NDA MISIR VE ABD'Yİ NASIL ALT ETTİ? / TÜRKİYE AFRİKA BOYNUZU'NDA MISIR VE ABD'Yİ NASIL ALT ETTİ? / hamaset.com.tr

6 Ocak 2025 Pazartesi

140 Görüntüleme

DÜNYA
Çeviren:Haber Merkezi |

Ankara'nın son dönemdeki jeopolitik kazanımları Suriye'nin ötesine geçiyor.

TÜRKİYE AFRİKA BOYNUZU

Yazar: Sinan Ciddi

Tercüme: M. Hulusi Cengiz

 

Türkiye, Etiyopya ve Somali arasında arabuluculuk yaparak iki Afrika ülkesi arasındaki yaklaşık on yıllık rekabeti sona erdiren bir anlaşmaya imza attı.

Anlaşma, bölgesel istikrar açısından memnuniyet verici bir gelişme olsa da Türkiye'nin arabuluculuğu, Kahire'nin bu çatışmaya aktif olarak müdahil olmaya devam etmesi nedeniyle Mısır'ın bölgesel stratejisini zorlaştırıyor.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, anlaşmayı “tarihi bir anlaşma” olarak selamladı. Etiyopya ve Somali'nin “fikir ayrılıklarını ve tartışmalı konuları geride bırakmayı” kabul ettiğini belirtti. Anlaşma, Etiyopya'ya Somali egemenliği altında “güvenilir, güvenli ve sürdürülebilir” deniz erişimi sağlayacak ve dolaylı olarak Addis Ababa'nın fiili Somaliland devletini tanımasını iptal edeceğinin sinyalini verecek.

 

Ocak ayında, karayla çevrili Etiyopya'nın Somaliland ile tanıma karşılığında bir liman ve askeri üs kiralamak için bir anlaşma yaptığı bildirildiğinde gerginlik zirveye çıktı.

Addis Ababa, anlaşmayı hiçbir zaman doğrulamazken Somali, anlaşmayı egemenliğinin ihlali olarak gördü. Nil su kaynakları konusunda Etiyopya ile kendi anlaşmazlığına karışan Mısır, Etiyopya'ya baskı yapmak için daha geniş stratejisinin bir parçası olarak Somali'yi destekledi.

Ağustos ayı itibariyle Mısır'ın 10.000 asker konuşlandırdığı ve Mogadişu'ya iki silah sevkiyatı yaptığı bildirildi. Addis Ababa, Somali'deki güvenlik durumunu daha da kötüleştirebileceğini ve silahların El Şebab gibi İslamcı grupların eline geçebileceğini söyleyerek askerlerin ve silahların gelişinden duyduğu endişeyi dile getirdi.

Mısır Dışişleri Bakanı Badr Abdelatty, 18 Ekim'de verdiği bir röportajda Etiyopya'nın Büyük Etiyopya Rönesans Barajı'nı (GERD) doldurmanın beşinci aşamasını tamamlamasının ardından Kahire'nin Somali'nin güvenliğine olan bağlılığını bir kez daha teyit etti.

Abdelatty ayrıca Birleşik Ulusal Güvenlik Konseyi'ne yazdığı bir mektupta, Etiyopya'nın tek taraflı eylemine itirazını yinelediğini açıkladı. Addis Ababa, BMGK'ya yazdığı kendi mektubuyla yanıt vererek Mısır'ı tekrar tekrar güç tehdidinde bulunmakla suçladı. Kasım ayında Mısır, Somali'ye üçüncü bir silah sevkiyatı yaptı.

 

Bu arada, Mısır ile Türkiye arasındaki ilişkiler de temkinli bir şekilde hareketleniyor.

 

 Eylül ayında Erdoğan, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah El Sisi'yi Ankara'da ağırlayarak Sisi'nin Türkiye'ye ilk ziyaretini gerçekleştirmiş oldu. İki ülke arasındaki ilişkiler, Erdoğan'ın Sisi'nin Mısır'ın o dönemki Müslüman Kardeşler lideri Muhammed Mursi'ye karşı gerçekleştirdiği askeri darbeyi kınadığı 2013 yılından bu yana pek de sıcak değildi.

 Erdoğan'ın Sisi'yi “tiran” olarak nitelendirmesi de dahil olmak üzere ateşli söylemi aradaki uçurumu derinleştirdi.

 

Bu dinamik, 2020'de Erdoğan'ın stratejisini yeniden değerlendirmesiyle değişmeye başladı. Türkiye ile bağları onarmak, Mısır'ın bölgesel tehditlerini etkisiz hale getirebilir ve zor durumdaki ekonomisini canlandırabilir. Erdoğan için Kahire ile ilişkileri yeniden inşa etmek, başarısız izolasyonist politikalarını tersine çevirme, Türkiye'nin bölgesel rolünü yeniden ortaya koyma ve Doğu Akdeniz Gaz Forumu'na dahil olma şansı sunuyor.

Erdoğan, Somali ve Etiyopya ile arabuluculuk yaparak Mısır'ın bölgedeki nüfuzuna ve Etiyopya ile olan rekabetine darbe vurdu. Elindeki kozlar bir gecede kaybolan Mısır, stratejisini yeniden ayarlamak zorunda kaldı. Kahire ile Ankara arasında ısınan bağlar bazı alternatifler sunsa da Türkiye'nin bu olaydaki başarısı, bölgesel sahnede Mısır'ı geride bırakma kabiliyetinin altını çiziyor.

 

Bu anlaşma, Ankara'nın dünya sahnesinde artan iddiasını ve etkisini gösteriyor.

 

Erdoğan, Türkiye'nin ayak izini Afrika'da ve ötesinde, hatta ABD'nin geleneksel nüfuz alanlarına kadar genişletmek istediğini açıkça ortaya koydu. Bu da Türkiye'nin geleneksel güç dinamiklerine, çoğu zaman ABD ve müttefikleri pahasına, aktif bir şekilde meydan okuduğunu hatırlatıyor.

 

Türkiye'nin manşetleri domine ettiği tek örnek bu değil.

 

Türkiye, geniş Orta Doğu coğrafyasında, özellikle de Suriye'de daha güçlü hale geldi. Esad rejimini deviren son isyan hareketi, Ankara'nın Heyet Tahrir el-Şam ve Suriye Ulusal Ordusu'nun tüm dünyayı şaşırtan ve Rusya ile İran'ın müttefiklerini desteklemekteki yetersizliğini gösteren Şam'a yönelik askerî harekâtına yeşil ışık yakmasına bağlanıyor.

 

Türkiye, Washington'un yokmuş gibi göründüğü ya da Biden ve Trump yönetimleri arasındaki geçiş süreci nedeniyle dikkatinin çok dağınık olduğu tüm alanlarda kendi iradesini ortaya koymakla ilgileniyor.

ABD için Türkiye'nin manevrası, bir uyandırma çağrısı işlevi görmelidir. Afrika Boynuzu, ABD dış politikasında bazen bir kenara itilse de bölge istikrarsızlıkla mücadele, aşırıcılığı engelleme ve dünyanın en hızlı büyüyen kıtasındaki kilit deniz yollarını güvence altına alma açısından stratejik olarak kritik öneme sahip. Türkiye'nin Washington'un yokluğunda bir anlaşmaya aracılık edebilmesi, güç boşluklarının nasıl doldurulabileceğini gösteriyor.

 

Bölgesel bir varlığı olmayan Washington, farklı hedefleri olan güçlere nüfuzunu kaptırma riskiyle karşı karşıya kalır. Mısır ve Etiyopya arasındaki Nil anlaşmazlığının etkili bir şekilde arabuluculuğa kavuşturulması, Amerika'nın güvenilirliğini yeniden tesis edebilir ve Afrika Boynuzu'nu istikrara kavuşturabilir.

Bunu başaramamak, ABD'nin müttefikleri arasındaki kırılmaları derinleştirebilir, giderek daha rekabetçi hale gelen küresel ortamda etkisini zayıflatabilir ya da daha kötüsü Ankara'nın eline konumunu daha da güçlendirmek için bir fırsat daha verebilir.

 

Kaynak: The National Interest

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.



DİĞER YAZILAR


Haritalar ile belirlenen sınırların ötesinde

2022 © Tüm hakları saklıdır.