Hudutların mühim ve büyük aksanı deniz olan Türk Devleti’nin donanması da mühim ve büyük olmak gerektir. O zaman Türk Cumhuriyeti daha müsterih ve emin olacaktır. Mükemmel ve kadir bir Türk Donanması’na malik olmak gayedir.
Mustafa Kemal Atatürk
20 Eylül 1924, TCG Hamidiye
Amerika’nın taze başkanı Joe Biden, göreve gelir gelmez özellikle Suriye’de ve Doğu Akdeniz’de bölücü faaliyetlere hız verdi. Trump'ın Suriye’den kısmen çekilme adımlarını geri çevirerek atağa kalktı. Göreve geldiği ilk andan itibaren Irak'tan Suriye'ye asker kaydıran Biden yönetimi, özellikle terör örgütüne yönelik askeri sevkiyatları da artırdı.
Yunanistan’a da gemi, silah ve çeşitli askeri envanter yardımında bulunan ABD, bu adımlarıyla Trump’tan farklı bir strateji izleyeceğini hem Biden’ın adaylık döneminde hem de göreve başladıktan sonra göstermiş oldu. ABD’nin saldırgan tutumuna karşı bölgede kuvvetlenen Türkiye merkezli önemli bir denklem var. Bu denklemi kısaca; Rusya-İran-Çin-Suriye olarak açıklayabiliriz. ABD, bu denkleme karşı koyamayacak durumda ama ataklarını da durduracak gibi gözükmüyor. Bir önemli tehdit de Fransa. Fransa geçen günlerde Yunanistan ile "Savunma ve Güvenlik için Stratejik Ortaklık Anlaşması" imzaladı. Bu anlaşma, Yunanistan'ın Fransa’dan 3 milyar değerinde, 3 adet FDI Belharra tipi fırkateyn satın alımını da öngörmekte.
ATLANTİĞİN KUŞATMA STRATEJİSİ
ABD Başkanı Joe Biden’ın önderliğinde yayımlanan ulusal güvenlik stratejisi belgesinde, ABD’nin en güçlü askeri varlığının Pasifik Bölgesi ve Avrupa üzerinde kurgulandığını aynı zamanda Orta Doğu ve Doğu Akdeniz’deki askeri varlığının belli ihtiyaçlara göre belirleneceği açıklandı. Bu belge, Doğu Akdeniz’den vazgeçilmeyeceğini gösteren irade beyanıdır. Özellikle ABD’nin ittifakları artırma ve müttefiklerini de canlandırma vurguları bölgenin bir ucundan tutmak istediğinin de göstergesi.
Bu yayımlanan belgede Çin ve Rusya hedef alınıyor, ABD’nin ise strateji değiştirdiği ilan ediliyor. O stratejik hamle ise kuşatma olarak belirtiliyor. Bölgede yaşanan önemli gelişmeleri derleyerek bunu okuyucularımıza sunmak mümkün. ABD’nin, hem Türkiye hem de Rusya’yı çevrelemek için Yunanistan’ı bir üs haline getirdiğine dair işaretler var. Yunanistan’la Batı Trakya'da Türklerin yoğun olduğu İskeçe Kayalar’da ortak tatbikat gerçekleştiren ve akabinde temaslarına Türkiye’yi dâhil etmeden Yunanistan’la görüşen ABD, donanmanın en büyük gemilerinden birini kalıcı olarak Girit Adası'ndaki askeri üsse demirledi. Uzun vadede Girit, önemli bir askeri bölge ve mühimmat alanı haline getirilmek üzere hazırlanıyor. Çin'in Kuşak-Yol stratejisinin varış noktası Yunanistan'ın Pire limanı. Buradaki geçiş güzergâhı da kontrol altında tutulmak isteniyor.
HARİTALARI KABUL ETMEYECEĞİZ
21.yüz yılın ilk çeyreğinde Mavi Vatan’a yönelik ikinci Sevr ile karşı karşıyayız. Bugünün Çanakkale’si, Conkbayır’ı Mavi Vatan’dır ve aynı savaş verilmektedir.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Kriter Dergisi’ne verdiği mülakatta, küresel sistemin kapsamlı bir meydan okumayla karşı karşıya olduğunu belirterek, “Haklarımızı korumaktan da çekinmiyoruz. Bizim burada karşı olduğumuz şey, uluslararası hukuku bahane ederek bize dayatılmaya çalışılan çifte standart. Şimdi Doğu Akdeniz’de haklarımızı korumayacak mıyız? Masa başında üretilmiş haritaları kabul mu edeceğiz?” diye konuştu. Bu ABD’nin bize dayattığı Sevilla Haritasını yerle bir eden önemli bir açıklama.
“KARARLILIK 2021” TATBİKATI BİR İRADE BEYANIDIR
Geçen haftalarda ve bu haftayı takip eden gelişmelerde, GKRY adına faaliyet yürüten Fransız Nautical Geo araştırma gemisinin Türk kıta sahanlığı içinde yer alan Girit’in doğusundaki sahada izinsiz girişimi, Türk Deniz Kuvvetleri tarafından engellendi.
Buna karşılık Türkiye, Yunanistan’ın Türkiye-Libya mutabakatındaki alana taşan NAVTEX’ine karşı bir NAVTEX yayınlayarak Yunan makamlarına eşgüdüm uyarısında bulundu. Türk Deniz Kuvvetleri, Eylül ayında ise Yunanistan’ın Parmenion Tatbikatı’ndan hemen önce, “Kararlılık-2021” Tatbikatı yapmıştı. Bu tatbikatın isminin kararlılık olması, Türkiye’nin bölgedeki haklarından taviz vermeyeceği anlamını taşımaktadır.
KARADENİZ-AKDENİZ BARIŞ VE DOSTLUK PLANI BÖLGENİN ÇIKIŞ YOLU
Doğu Akdeniz’deki meydan okumaların ve hesaplaşmaların sonucunu kuvvet belirleyecektir. Türkiye bölgede kuvvete karşı kuvvet politikası izlemektedir. Bölgede savaşı engelleyecek yegâne seçenek de kuvvettir. Türkiye, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku (BMDHS) gereğince haklıdır. Bu haklı konumun sağlam zemini bölgedeki dostluklarla pekiştirilmelidir. Asya’daki dostluk birikimimize yaslanmak en yakıcı görevlerimiz arasında yer almaktadır.
Vatan Partisi’nin, 21 Haziran 2020 günü Karadeniz-Akdeniz Barış ve Dostluk Planı ilanı bu haklı davanın kuvvetli zeminini oluşturuyor. Mavi Vatanımızı savunma ve bölge ülkeleriyle ortak mücadele stratejisini Vatan Partisi bu şekilde belirlemiştir. Bu plan, Karadeniz’den Umman Denizi’ne kadar uzanan tek cephede bütüncül stratejiyi ve siyasetleri de ortaya koyuyor.
Ayrıca bölgedeki kuvvetlerle de işbirliği artırılmalı, tatbikatların sayısına da bu yansımalıdır. Türkiye’nin Mavi Vatan, Deniz Kurdu ve Akdeniz Kalkanı, Kararlılık 2021 Tatbikatlarına Çin-Rusya-İran-Mısır-Suriye-Pakistan gibi kuvvetleri de dâhil ederek ilerlemesi, bölgedeki emperyalist baskıyı kıracaktır.
Türkiye oyunu kuran ve yöneten ülke olarak bu tarihi sorumluluğu da omuzlarına yüklemelidir. Türkiye şah derse, emperyalizm mat olacaktır. Dostlukları baki kılmanın en kilit rolü, bölge ülkeleriyle güçlü ittifaklar olacaktır.
Vatan Partisi-Öncü Gençlik Denizli İl Başkanı-GYK Üyesi