ELON MUSK DÜNYANIN İLK TRİLYONERİ OLMAYA ÇOK YAKIN

System.Web.UI.WebControls.Label / ELON MUSK DÜNYANIN İLK TRİLYONERİ OLMAYA ÇOK YAKIN / ELON MUSK DÜNYANIN İLK TRİLYONERİ OLMAYA ÇOK YAKIN / hamaset.com.tr

16 Eylül 2024 Pazartesi

147 Görüntüleme

MERCEK
Çeviren:Haber Merkezi |

Görünüşe göre dünya ilk trilyonerini karşılamaya hazırlanıyor. Ticari istihbarat ajansı Informa Connect’in hazırladığı bir rapora göre, Elon Musk’ın bugünkü servet biriktirme hızıyla üç yıl içinde dünyanın ilk trilyoneri olma yolunda olduğu belirtiliyor.

ELON MUSK DÜNYANIN İLK TRİLYONERİ OLMAYA ÇOK YAKIN / hamaset.com.tr

Yazar: Richard Dennis

Çeviri: M. Hulusi Cengiz

 

Musk'ın şu anki serveti 195 milyar ABD doları (293 milyar A$) değerinde.

Ancak serveti son yıllarda %110 oranında artmaya devam ederse, 2027 yılında 1,195 trilyon ABD dolarına ulaşacak. Musk'tan sonra trilyoner olması beklenen kişi ise Hintli maden patronu Gautam Adani olacak. Onu Nvidia'nın başkanı Jensen Huang ve Endonezyalı maden kralı Prajogo Pangestu izleyecek; bu isimlerin hepsinin 2028'de trilyonerlik kilometre taşına ulaşması öngörülüyor.

 

Dünyada halen evlerine elektrik bağlanmamış yaklaşık 1 milyar insan, teknoloji devleri ve madencilik patronlarının 13 haneli servetlere ulaşma yarışını şüphesiz ilgiyle izliyor olacak.

 

Bir insanın nasıl trilyon dolarlık bir servete sahip olabileceğini ve dünya servetinin bu kadar büyük bir kısmının tek bir kişinin elinde toplanmasının ne anlama geldiğini sorgulamadan önce, bir trilyonun büyüklüğünü anlamak önemli.

 

Bir trilyon saniye 31.000 yıl eder

 

Bir milyon büyük bir rakamdır: 1.000 bin eder. Eğer bir milyon dolar biriktirip emekli olursanız, diğer emeklilerin %90'ından daha fazla birikim yapmış olursunuz.

 

Bir milyar ise 1.000 milyon eder. Bir milyon saniye 12 gün sürerken, bir milyar saniyenin geçmesi 31 yıl alır. Bu da bir trilyon saniyenin 31.000 yıl sürdüğü anlamına gelir.

 

Eğer 1 trilyon dolarınız olsaydı ve bu parayı sadece %4 faiz kazandıran bir bankaya yatırsaydınız, yılda 40 milyar dolar faiz alırdınız.

 

Kimsenin 1 trilyon dolara ihtiyacı yoktur ve bu kadar büyük bir serveti harcayabilecek birini görmek de zordur. Bu da, hükümetlerin trilyonerlerin oluşmasına izin verdiği durumda toplumların, ekonomilerin ve demokrasilerin nasıl etkileneceği konusunda önemli soruları gündeme getiriyor.

 

Ölümlüler için bir trilyonu haklı çıkarmak zor

 

Versailles Sarayı'nın bugünün parasıyla 300 milyar dolara mal olduğu düşünülüyor. Fransa Kralı 14. Louis, bu sarayı inşa etmek için 200-300 milyar dolar harcadı ve bu, onun tek sarayı değildi.

 

Piramitler ve sfenksler de ucuz değildi. Ancak bu tür harcamalar, tanrıların seçtiği varlıklar için gerekli görülüyordu. Ölümlüler için, bazıları kaynakların küçük bir azınlık tarafından kontrol edilmesinin herkesin yararına olduğuna inanır.

 

Tarihte olduğu gibi, günümüzde de çok çalışmaya devam edersek, zenginlik ve refahın eninde sonunda bize de ulaşacağı söylenir. Ne yazık ki, en zengin 200 Avustralyalının serveti son 20 yılda 40,6 milyar A$'dan 625 milyar A$'a çıkmış olmasına rağmen ne Avustralya ekonomisi ne de sıradan insanların maaşları artıyor.

 

Yüksek kârlar geçici olmalıdır

 

Teşvikler ekonomilerde önemli bir rol oynar. 18. yüzyıl ekonomisti Adam Smith'in öngördüğü serbest piyasa modelinde, birinin başarılı bir inovasyon yaparak kâr elde etmesi adil görülür. Ancak zamanla, diğerleri de benzer ürünler sunarak rekabet etmeye başlayacak ve bu kârlar düşecektir.

 

Sorun şu ki, bazı piyasalar serbest değildir ve düzgün çalışmaz. Dünyanın en büyük servetlerinin, doğal kaynaklar, patentler veya kullanıcıları kilitleyen sistemler üzerinde tekel hakları olanlar tarafından elde edilmesi tesadüf değildir. Bu, zenginliğin daha adil bir şekilde dağılmasını bekleyenler için kötü bir haber.

 

Teknofeodalizm kârları artırıyor

 

Eski Yunanistan Maliye Bakanı Yannis Varoufakis, son kitabında, modern teknolojik devlerin işçileri, tüketicileri ve üreticileri sömürdüğü bir “teknofeodalizm” içinde yaşadığımızı iddia ediyor. Dijital platformlar, kişisel verilerinizi kullanarak sizi platformlarına bağımlı hale getiriyor ve bu yolla hem kullanıcıları hem de reklamcıları sömürüyorlar.

 

Teknoloji platformları, fiziksel sınırları olan geleneksel iş modellerinin aksine, sınırsız büyüme potansiyeline sahiptir. Tüketicilere üretmedikleri ürünler için bile reklam satabilen bu devler, servetlerini hızla artırabiliyor.

 

Kârları kısıtlamak piyasa yanlısıdır

 

Bu kârların rekabet yoluyla azalmasını istemek, anti-kapitalist değil, piyasa yanlısı bir yaklaşımdır. ABD, 20. yüzyılın başında J.D. Rockefeller'in petrol tekelini kırdığında, endüstri daha da güçlendi ve tüketiciler de bundan fayda sağladı.

 

Demokrasiler, kıt kaynakların satışıyla milyarderler ve trilyonerler sınıfına akan muazzam faydaları vergi ve düzenlemelerle yeniden dağıtma gücüne sahip. Ancak bu gücü nasıl kullanacağımıza karar vermek bize bağlı.

 

Yeni milyarderler ve trilyonerler sınıfı ne kadar güçlenirse, siyasi sistemi kendi çıkarlarını korumak için o kadar fazla kullanacaklar.

 

Kaynak: The Conversation

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.



DİĞER YAZILAR


Haritalar ile belirlenen sınırların ötesinde

2022 © Tüm hakları saklıdır.