Yazar: George Friedman
Çeviri: M. Hulusi Cengiz
Roosevelt Modeli Trump’ın kılavuzu
Birincisi başkanlık seçimlerini takip ederken, ikincisi ise yeni başkanların seçilmesiyle aynı zamana denk gelen 50 yıllık bir süreci açıklar. Bu döngüler, geniş sosyal, ekonomik ve jeopolitik evrimleri içeriyordu.
Şimdi, önümüzdeki 50 yıl için altıncı döngü beklentisini ortaya koyacağım. Bunun amacı, ABD siyasetinin evrimini öngördüğümüz genel sosyal ve ekonomik kalıplarla ilişkilendirmektir.
Amerika Birleşik Devletleri'nde yeni bir sosyo-ekonomik döngü ortaya çıktığında, kusurlarını ve gücünü zaman içinde gösterirken bazen gerçekliğe aldırış etmeyen bir başkan, onu yönetecek ve karşılığında onun tarafından yeniden şekillendirilecek olan siyasi sistemi yönetir.
Amerika Birleşik Devletleri başkanının yönetim yaptığını unutmamak önemlidir. O, doğrudan yönetmez. Onun gücü, ulusun ruhuna ve onu şekillendirecek olan, yerel ekonomiden küresel çıkarlara kadar uzanan güçlere dair derin bir farkındalığa dayanır.
Başkanlığı tanımlayan bu güçler ve başkanın bunları kavrama biçimidir. Ancak bu güçler -ister teknolojik yenilik ister öngörülemeyen ekonomik felaket olsun- başkanın kendi eseri değildir. Başkan, ortaya çıkan ve kaçınılmaz olanla yüzleşen gerekliliği yönetir ve kolaylaştırır.
Başkan Ronald Reagan, yatırım sermayesini artıracak bir iklim yaratarak içinde bulunduğumuz döngünün finansal temelini siyasi olarak tasarladı. Yeni başkanların göreve gelirken kullandıkları modellerden birini izleyerek, yeni bir finansal ve sosyal düzenin kurulmasına nezaret etti. Bunun yolu, eskinin acımasızca ve hatta pervasızca yıkılmasından geçiyordu.
Eski düzen, İkinci Dünya Savaşı öncesine kadar uzanıyordu.
Franklin Roosevelt, 1933 yılında Büyük Buhran ve yaklaşan büyük savaşın ortasında göreve geldi. Sorunu nasıl çözeceğini bilmiyordu. Ancak ulusal güvenliğin, Amerikan toplumunda ekonomik ve sosyal bir değişim gerektirdiğinin farkındaydı. Kendisine, düşmanlarına ve destekçilerine pervasızca görünen bir hedef koydu: Buhranı sona erdirmek için bir program oluşturmak.
Bunu yapmak için, siyasi düşünceye hâkim olan ekonomik ortodoksluğu yıkmak zorundaydı. Örneğin, esasen denk bütçenin refahın anahtarı olduğunu savunan ortodoksluğa meydan okudu. Hükümetin ve mali sistemin işleyişinde çılgınca, gelişigüzel ve pervasızca bir dizi değişiklik yaptı. Buhran'ı o anda sona erdirmedi ama onu çözmek için zemin hazırladı.
Ortodoksluğa meydan okudu, onu yıktı ve ABD ekonomisinde temel bir değişime kapı açtı. Bu da dünyanın işleyişini yeniden şekillendirmek için zemin hazırladı. Muhalefet dehşete düşmüştü ama halk, birilerinin krizin büyüklüğünü kavramış olmasından dolayı rahatlamıştı.
Kasıtlı ya da değil, Başkan Donald Trump da Roosevelt modelini takip etti. Roosevelt, eski düzenin tükendiğini ve sağlam olan her şeyin yıkılması gerektiğini fark etmişti. Muhalefetinin fark edemediği şeyi fark etti: Sistemin bozuk olduğunu ve bir şeyler yapılması gerektiğini.
Büyük Buhran'ın kendi kendine çözülebilecek sistemik bir başarısızlığın sonucu olduğunu reddedenlerden, planlarının çok ılımlı olduğunu düşünenlerden ve 100 günün amacının övgüye değer olduğunu düşünen ancak ihtiyatın hala gerekli olduğuna ikna olanlardan büyük bir muhalefetle karşılaştı.
Roosevelt'in çözümleri ebedi değildi.
Sonunda Reagan'ın başlattığı döngüyle birlikte çöktüler ama bir orta sınıf yaratarak ve küresel bir savaşı finanse ederek ülkeyi kurtardılar. Rakipleri hiçbir zaman taviz vermedi ve ona hakaret etmeye devam ettiler. Ancak Roosevelt ve mirasçıları da taviz vermedi.
Trump şu anda 100 günlük döneminde.
Roosevelt'in amacı, eski düzenin gücünü elinden almak ve onu eskimiş ve zararlı hale gelmiş ahlaki ilkelerle yönetmekti. Şu anki görünür rastgelelik, öngörülemezlik ve pervasızlık bu ışık altında değerlendirilmelidir. Roosevelt'in amacı, evrimi engelleyen eski elit tabakayı parçalamaktı. Radikal bir şekilde farklı ifade edilse de Trump'ın hedefi de budur.
Roosevelt için seçkinler, ekonomi konusundaki eski ortodoksileri ve bunu takip eden kaçınılmaz eşitsizliği temsil ediyordu. Trump’ın ana düşmanı ise tartışmanın selameti açısından hiper eşitlikçilik olarak adlandırabileceğimiz ve ona göre ülkeyi ve vatandaşlarını şeytanlaştıran bir ideolojidir. Trump, eski düzenin eşitsizliklerini çözmek için kültürel kurumlara ve değerlere bir düzen dayatıldığını düşünüyor.
Aynı zamanda ahlaki yükümlülüklerin ve hatta tıbbi normların yeniden tanımlandığına inanıyor. Gerçek anlamda, Trump’ın amacı ülkeyi eski haline getirmek değil. Henüz tasarlamadığından şüphelendiğim yeni bir çerçeve çizmek istiyor. Şimdilik, normal olana uyum sağlamaktan ziyade görünürdeki düzensizliğe başkanlık ediyor.

Bunu, her 50 yılda bir olduğu gibi şimdi de değişen yeni bir ekonomik döngü izleyecek.
Her döngü, ihtiyaca dayalı yeni bir teknolojiye dayanıyordu. Andrew Jackson, ülke ekonomisini birbirine bağlamak için kanalların yaratıldığını gördü. Rutherford B. Hayes, demiryolu devrimine, Roosevelt otomobil devrimine ve orta sınıfın ortaya çıkışına, Reagan ise benim mikroçip çağı olarak adlandırdığım döneme yol açacak yeni finansal düzene başkanlık etti.
Bu teknolojilerin her birinin kökleri ekonomik ve sosyal ihtiyaçlara dayanıyordu. Bunlara başka birçok yenilik eşlik etti ancak bunlar Amerika’nın özü olan duyulmamış çözümlerin sembolleridir.
Daha da önemlisi, bir başkan dönüşüme başkanlık ettiğinde, ulus herhangi bir başkana bağlı kalmaz ve kendi başına yeni sorunlar çözmeye ve yaratmaya devam eder. Trump yönetiminde yaratılmakta olan çağ, birçok önemli teknolojiye de sahip olacak.
Bunların çoğunu hayal bile edemeyebilirim.
Ancak bunların yaklaşan demografik krizle ilgili olacağından eminim. Doğum oranları düşerken yaşlı Amerikalıların sayısı artıyor. Yaşlıların fiziksel ve finansal olarak bakıma ihtiyacı var. Bu da tıpta ve tıp anlayışında bir devrimin kaçınılmaz olduğu anlamına geliyor.
Şimdi başkanın görevi, tüm başkanların olduğu gibi, sürece başkanlık etmek, diğerlerinin sorunları çözmesi için yolu açmak ve kaçınılmaz düşmanlarla savaşta düello yapmaktır. Başkanlar yönetmezler ama zemini hazırlarlar. Tarihsel olasılık, kuruluştan bu yana süregelen döngülerdeki tutarlı başarıların ve kaçınılmaz çatışmaya izin vermenin devam edeceği yönündedir.
Kaynak: Geopolitical Futures
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.