ESAD İLE GÖRÜŞMEK İÇİN ERDOĞAN NEDEN ACELE EDİYOR?

System.Web.UI.WebControls.Label / ESAD İLE GÖRÜŞMEK İÇİN ERDOĞAN NEDEN ACELE EDİYOR? / ESAD İLE GÖRÜŞMEK İÇİN ERDOĞAN NEDEN ACELE EDİYOR? / hamaset.com.tr

18 Temmuz 2024 Perşembe

136 Görüntüleme

MERCEK
Çeviren:Haber Merkezi |

Erdoğan, istihbarat bilgilerine dayanarak, mevcut koşullarda Suriye rejiminden taviz koparmak için bir fırsat olduğunu ve bunun Suriye'nin kuzeyinde PKK'ya karşı askeri operasyonları kolaylaştırmak ve mültecilerin güvenli bölgelere dönmesini sağlamak için kullanılabileceğini düşünüyor olabilir

ESAD İLE GÖRÜŞMEK İÇİN ERDOĞAN NEDEN ACELE EDİYOR? / hamaset.com.tr

Yazar: İsmail Yaşa

Çeviri: M. Hulusi Cengiz

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, birkaç gün önce Beşar Esad'ı Türkiye'yi ziyaret etmesi için davet edebileceğini belirterek, ülkesinin Suriye rejimiyle ilişkilerini düzeltme arzusunu dile getirdi. Gazetecilere yaptığı açıklamada, "Öyle bir noktaya geldik ki, Beşar Esad Türkiye ile ilişkileri düzeltme yönünde bir adım atarsa, biz de ona karşılık veririz" dedi. Daha önce Beşar Esad'ı "Sayın" olarak nitelendiren Erdoğan, kendisiyle geçmişte görüştüğünü ve tekrar görüşebileceğini kaydetmişti.

 

Erdoğan'ın bu açıklamaları, Esad'la görüşmek için acele ettiğini düşündürüyor. Bu açıklamalar ve arkasındaki nedenler konusunda farklı görüşler var. Kimileri bunu Kürdistan İşçi Partisi'nin (PKK) Suriye'de kontrol ettiği bölgelerde yapmak istediği seçimlere, kimileri ise İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırısı ışığında değişen uluslararası ve bölgesel dengelere bağlıyor. Üçüncü bir dünya savaşı ihtimalinden bahsedenler de var. Türkiye'deki Suriyeli mülteciler konusu da Erdoğan'ın Esad ile yapacağı görüşmenin fizibilitesine ilişkin tartışmalarda masada.

 

Türkiye, PKK'nın Suriye'nin kuzeydoğusunda kontrol ettiği bölgelerde yerel seçimlerin yapılmasını engellemek için ABD'ye baskı yaptı ve bu da seçimlerin ertelenmesine neden oldu. ABD Dışişleri Bakanlığı "özgür, adil, şeffaf ve kapsayıcı" seçimler için gerekli koşulların mevcut olmadığını belirtirken, Ankara Washington'dan bu bölgelerde yerel seçim planını ertelemesini değil tamamen iptal etmesini istiyor.

 

Analistler, Erdoğan'ın NATO zirvesi öncesinde ABD'ye bir mesaj niteliği taşıyan açıklamaları ve zirve kapsamında Amerikalı yetkililerle yaptığı görüşmede, ABD'nin bölücü terör örgütünün emellerini dizginlememesi ve onu desteklemeye devam etmesi halinde, Türkiye'nin PKK tehdidini bertaraf etmek için Rusya'nın arabuluculuğunda Suriye rejimiyle normalleşme de dahil olmak üzere tüm seçeneklere açık olduğunu ifade ettiğini düşünüyor.

 

Erdoğan, geçtiğimiz mart ayında Ankara'da askerlerle birlikte katıldığı bir iftar programında, yaz aylarına kadar Türkiye'nin Irak sınırının tamamen güvenli hale geleceğini ve Suriye'de kalan işlerini de tamamlayacağını söyledi. Bugünlerde Türk ordusu, PKK'ya yönelik kuşatmayı tamamlamak ve terör örgütünün manipüle ettiği boşlukları doldurmak için Kuzey Irak'ta büyük bir askeri operasyon yürütüyor. Erdoğan'ın açıklamaları Suriye'nin kuzeyinde de benzer bir askeri operasyona hazırlık olabilir.

 

ABD, PKK'yı para ve silahla destekliyor ancak Rusya, İran ve Suriye rejiminin haydutları da Suriye'de terör örgütünü destekliyor ve koruyor. Türk ordusunun Suriye'nin kuzeyinde bombaladığı yerlerde PKK'lılarla birlikte Suriye rejimi askerlerinin de öldürülmesi ve yaralanması iki taraf arasındaki koordinasyonu gösteriyor. Dolayısıyla Ankara, PKK ile mücadelede Şam ile normalleşmeden olumlu bir sonuç elde edemeyecek ve terör örgütü, Suriye rejimi ve müttefikleri tarafından Türkiye'ye şantaj yapmak için kullanılan bir baskı kartı olarak kalacaktır.

 

İsrail'in İranlı subayları hedef alan saldırıları ve medya danışmanı Luna Al-Shabal'ın İran Devrim Muhafızları tarafından tutuklanıp casusluk suçlamasıyla suikasta kurban gitmesi haberleri ışığında, Beşar Esad'ın İran'ın Suriye'nin içişlerine müdahalesinden bıktığını ve İran'la arasına mesafe koymaya çalıştığını söyleyenler var.

 

Erdoğan, istihbarat bilgilerine dayanarak, mevcut koşullarda Suriye rejiminden taviz koparmak için bir fırsat olduğunu ve bunun Suriye'nin kuzeyinde PKK'ya karşı askeri operasyonları kolaylaştırmak ve mültecilerin güvenli bölgelere dönmesini sağlamak için kullanılabileceğini düşünüyor olabilir.

 

Suriye rejimini İran'dan uzaklaştırma girişimi daha önce de Arap ülkeleri tarafından denenmiş ancak İran'ın Suriye'deki olaylara müdahalesinin boyutu ve rejimin İran'ın desteğine olan ihtiyacı göz önüne alındığında her seferinde başarısız olmuştur.

 

Ankara bu girişimlerin başarısızlığının farkında. Görünen o ki Türkiye'nin Suriye rejiminden tek istediği, Suriye topraklarında yeni bir askeri operasyon gerçekleştirmesine yeşil ışık yakması.

 

Beşar Esad'ın BM ve uluslararası kurumlarda Suriye'yi temsil etme konusundaki meşruiyeti göz önüne alındığında, Türkiye'nin amacının Esad'ı dönüştürmek ve rejimini rehabilite etmek olması pek olası değildir.

 

Türkiye, yaklaşık bir ay önce Savunma Bakanı aracılığıyla 2254 sayılı Güvenlik Konseyi kararının uygulanması, kapsamlı bir anayasanın hazırlanması, özgür ve adil seçimlerin yapılması ve Suriye genelinde güvenlik ve istikrarın sağlanması konularında kararlı olduğunu teyit etmiştir.

 

Tüm bunların gerçekleşmesi mevcut rejimin gitmesi ve yeni bir demokratik rejimin kurulması anlamına gelmektedir. Türkiye'nin bu koşullardan geri adım attığına dair hiçbir belirti yok ve Erdoğan'ın Esad'la görüşme arzusu, rejimin Türk güçlerinin Suriye topraklarından çekilmesi talebinden geri adım atmasının ardından geldi.

 

Adalet ve Kalkınma Partisi sözcüsü Ömer Çelik, "Ankara, Şam ile normalleşme süreci yoluyla Suriye'yi evlerini terk etmek zorunda kalan milyonlarca Suriyeli için güvenli hale getirmeyi amaçlıyor" diyerek, ülkesinin kendisine güvenen ve kendisiyle çalışan hiç kimseyi hayal kırıklığına uğratmayacağını vurguladı.

 

Bu açıklamalar, Türk hükümetinin Suriye'deki ayrılıkçı terör tehdidini ortadan kaldırmak, sınırlarını güvence altına almak ve mültecilerin ülkelerine geri dönmeleri için güvenli bölgeler oluşturmak için bazı manevralar yaptığını göstermektedir.

 

Ancak, Suriye devriminin liderleriyle iletişim kurarak onlara güven vermeli, onlarla koordinasyon ve iş birliği içinde olmalı ve Türkiye'deki mültecileri hedef alan ırkçılara karşı hoşgörülü davranmayarak kendisine güvenen milyonları hayal kırıklığına uğratmamalıdır.

 

Kaynak: middleeastmonitor.com

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.
 
Bu makale ilk olarak  10 Temmuz 2024'te Arabi21'de Arapça olarak yayınlandı.
 


DİĞER YAZILAR


Haritalar ile belirlenen sınırların ötesinde

2022 © Tüm hakları saklıdır.