Yazar: Qutb Al-Arabi
Çeviri: M. Hulusi cengiz
Bu durum, onları rahatsız etmekte ve hayatlarını çekilmez hale getirerek ulusal hafızadan silinmesini istemelerine neden olmaktadır. Bu silme sürecinde devrimi çarpıtarak Mısır halkının yaşadığı tüm krizleri yanlış bir şekilde devrime yüklemektedirler. Oysa Anayasa, devrimden hala takdir ve saygıyla bahseder ve yıldönümünü resmî tatil olarak kabul eder.
Ocak Devrimi'nin yıldönümünü kutlayan bu ulusal bayram bile rejimin medya sözcüleri tarafından, Ocak Devrimi'nin değil Polis Günü'nün kutlandığı bir bayram olarak değerlendirilmiştir. Bu durum, yine Anayasa ve yasalara aykırıdır. Hatırlatmak gerekirse, 25 Ocak 1952, Mısır polisinin İsmailiye'de İngiliz işgaline karşı kahramanca savaştığı ve silahlarını teslim etmelerini istediği bir gündür.
Ancak polis bunu reddederek 50 şehit vermiştir. Bugün, her yıl Polis Günü olarak kutlanmaya başlanmıştır. 2011'deki Mısır Devrimi'nin ilk gösterileri ise polis ihlallerini protesto etmek amacıyla o gün düzenlenmiştir. Ocak Devrimi'nden sonra bugün, devrimin başlangıcının yıldönümü olmuştur.
Anayasa'nın onurlandırdığı ocak ayının hatırası, devrimi defalarca Mısırlıların yaşadığı krizlere neden olmakla suçlayan en üst düzey yetkili El Sisi tarafından çarpıtılmaktadır. Ayrıca, devrimin bir daha gerçekleşmesine izin vermeyeceğine dair defalarca söz vermiştir. Ancak bu devrim olmasaydı, gizli kalacak, kimse tarafından bilinmeyecek ve en fazla bir sınır ilinin valisi olabilecekti.
Bu yılın ocak ayının yıldönümü, rejimin korkularını artıran hem içeride hem de dışarıda birçok önemli olayla aynı zamana denk gelmiştir. Suriye devriminin, 13 yıllık zorlu bir mücadelenin ardından zafere ulaşması bu olaylar arasındadır. Bu zafer, Esad rejimini, ordusunu, polisini, partisini, milislerini ve bölgesel destekçilerini devirmeyi başarmıştır.
Aynı zamanda başta Mısır Devrimi olmak üzere, karşı devrimin darbelerine maruz kalan Arap Baharı devrimcisi kardeşlerine umut kapılarını açmıştır. El Sisi rejiminden daha güçlü olan Beşar rejiminin düşmesi, Mısır rejiminin de düşmesinin imkânsız olmadığı mesajını vermektedir.
İkinci olay ise İsrail işgal ordusunun ve tüm destekçilerinin, Direnişi yok etmekte başarısız olmasıyla Gazze savaşının sona ermesidir. Direniş'in kendisine yönelik bölgesel ve uluslararası komplolara rağmen savaştaki kararlılığı, tüm özgürlük savaşçıları için bir ilham kaynağı olmuştur.
Üçüncü önemli mesele ise, artan fiyatlar, Mısır poundunun değerinin düşmesi ve yerel ile uluslararası borç krizinin yoğunlaşması gibi nedenlerle Mısır'da artan yaşam krizleri nedeniyle halkın öfkesinin tırmanmasıdır.
Ocak ayının yıldönümünden birkaç gün önce değişim çağrıları artmıştır ve bu çağrılar üç şekilde gelmiştir: Mısır içindeki partilerden kısmi reform çağrıları, yine Mısır içindeki ve dışındaki güçler tarafından yapılan barışçıl siyasi değişim çağrıları ve son olarak Şam'da, önünde silahı masanın üzerinde duran ve yanında maskeli bazı adamlar bulunan Mısırlı bir adam tarafından ilan edilen silahlı değişim çağrısı.
Şahsen silahlı değişime karşı olmama ve bunun Mısır'daki durum için uygun olmadığını düşünmeme rağmen, Suriyeli yetkililerin çağrıyı yapan kişiyi (Ahmed El Mansur) ve arkadaşlarını tutuklamasına rağmen, Mısır rejimi ve silahları arasında panik hali hala devam etmektedir. Rejim, Mısırlıların gözünü korkutmak ve onları değişim ya da kısmi reform taleplerinden vazgeçirmek için bu çağrıyı istismar etmektedir.
Rejim, değişim ve hatta kısmi reform talepleri karşısında, bu çağrılardan korkmadığı ve bu taleplerle kararlı bir şekilde yüzleşeceği mesajını vermek için baskıcı tutumunu sıkılaştırmaya heveslidir. Mısır polisi, birçok bölgede yeni bir tutuklama kampanyası başlatmıştır ve daha önce tutuklanmış olan birçok kişiyi yeniden tutuklamıştır.
Polis, kısa bir süre önce tutuklu gazetecilerden birinin eşini ve bir internet sitesi için röportaj yapan bir medya mensubunu da tutuklamıştır. Gazeteci Ashraf Omar'ın eşi Nada Mougheeth'i büyük bir kefaletle serbest bırakmalarına rağmen, röportajı gerçekleştiren medya mensubu Ahmed Serag'ı tutuklu olarak yargılamışlardır. Yetkililer ayrıca yayıncı Hisham Kassem'i daha önce yargılandığı ve hapsedildiği suçlamalarla ilgili olarak yeniden soruşturmaya sevk etmiştir.
Tüm bu baskıcı girişimlere rağmen, Mısır içinden değişim çağrıları yükselmeye devam etmektedir.
Çeşitli siyasi partiler ve güçler, tüm ülkenin bedelini ödeyeceği beklenen kaostan kaçınmak için barışçıl değişim çağrısında bulunmuştur. Değişim talepleri arasında şu ana kadar, tam yargı denetimi ve uluslararası insan hakları gözetimi altında gerçek, adil, rekabetçi cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin yapılması, medyanın güvenlik güçlerinin pençesinden kurtarılması ve siyasi tutukluların serbest bırakılması gibi talepler yer almıştır.
Rejimin güvenliği içinde, rejimin ömrünü uzatmak için bir miktar rahatlama çağrısında bulunan sesler vardır. Bu çağrılar, 30 yıl boyunca iktidarda kalmasını sağlayan az sayıda reforma izin veren Mübarek'in deneyimine dayanmaktadır. Ancak, daha aşırı ve daha etkili diğer sesler, ne kadar küçük olursa olsun, herhangi bir rahatlamanın bir halk patlamasına kapı açmak için yeterli olduğuna inanmaktadır.
Bu görüş, özellikle Ocak Devrimi sonrasında maruz kaldıkları nedeniyle devrime karşı derin bir kan davası güden Ulusal Güvenlik Teşkilatı tarafından benimsenmektedir. Bu görüş, Sisi için en kabul edilebilir olanıdır. Çünkü her zaman korkularına göre hareket eder.
Ancak şu anda baskı ve aşırılık politikalarına yol açan bu görüş, halk patlamasının nedeni olacaktır. Bu tür politikalar Ocak Devrimi'nden önce de vardı. Ancak Ocak öncesindeki baskı şu anda olandan çok daha azdı ve bu nedenle bu politikalar devam ederse, patlama er ya da geç gelecektir.
Kaynak: Middle East Monitor
Bu makale 19 Ocak 2025'te Arabi21'de Arapça olarak yayınlandı
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.