İRAN'IN BÖLGEDEKİ PLANLARI SUİKASTLARLA SEKTEYE UĞRADI

System.Web.UI.WebControls.Label / İRAN'IN BÖLGEDEKİ PLANLARI SUİKASTLARLA SEKTEYE UĞRADI / İRAN'IN BÖLGEDEKİ PLANLARI SUİKASTLARLA SEKTEYE UĞRADI / hamaset.com.tr

19 Ağustos 2024 Pazartesi

160 Görüntüleme

DÜNYA
Çeviren:Haber Merkezi |

Haniye'nin Tahran'da öldürülmesi, Pezeşkiyan'ın İran'ın nükleer programı üzerindeki Batı yaptırımlarını kaldırma sözü verdiği yemin törenine katılmasından sadece birkaç saat sonra gerçekleşti.

İRAN

Yazar: James Durso

Çeviri: M. Hulusi cengiz

 

İran'ın bölgeye yönelik planları, Hamas lideri İsmail Haniye'nin öldürülmesiyle büyük bir darbe aldı.

 

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Raisi'nin ani ölümünün ardından, reformist siyasetçi Mesud Pezeşkiyan, Ali Hamaney'in muhtemel halefi olarak erken seçimle başa geçti.

 

Seçim kampanyasını bir değişim programı üzerine inşa eden Pezeşkiyan, sistem değişikliğinden çok, mevcut düzeni geliştirmeye odaklandı. ABD ile nükleer anlaşma müzakerelerini destekleyen ve İran'daki sistemi eleştiren Pezeşkiyan, aynı zamanda Devrim Muhafızları Ordusu'nun (DMO) bir destekçisi olarak, "Hâlâ DMO üniforması giyiyorum" demekten çekinmedi.

 

Pezeşkiyan, seçim zaferinin ardından "Yeni Dünyaya Mesajım" adlı kitabında programını açıkladı. Irak, Türkiye ve Körfez İş birliği Konseyi'nden (KİK) altı üye ülkeyi özellikle vurgulayarak, İran'ın komşularıyla ilişkilerini güçlendirmek istediğini belirtti. Ayrıca, Avrupa ile ‘yapıcı diyalog’ arzusunu dile getirip ABD'yi Kapsamlı Ortak Eylem Planı'ndan (KOEP) çekildiği için eleştirerek Washington'a "gerçeklerle yüzleşmesi" çağrısında bulundu.

 

Her şey yolunda giderken, İsrail'in, Hamas'ın İsrail ile müzakerecisi olan İsmail Haniye'yi öldürmesiyle işler tersine döndü. Katar Başbakanı bu durumu, "Bir taraf diğer tarafın müzakerecisini öldürürken arabuluculuk nasıl başarılı olabilir?" şeklinde eleştirdi.

 

Haniye'nin Tahran'da öldürülmesi, Pezeşkiyan'ın İran'ın nükleer programı üzerindeki Batı yaptırımlarını kaldırma sözü verdiği yemin törenine katılmasından sadece birkaç saat sonra gerçekleşti.

 

İsrail'in hedefi, Katar'daki evinde öldürülebilecek olan Haniye'den çok daha fazlasıydı. İsrail, Filistinlilerin desteğini kazanabilecek ılımlı bir İran hükümetini tehdit olarak görüyordu. Bu durum, İsrail'in Gazze ve Batı Şeria'daki sivillere karşı yürüttüğü savaş nedeniyle duyulan memnuniyetsizliğin artmasıyla birlikte, İran'ın sertlik yanlılarının nüfuzunu arttırdı ve Netanyahu hükümetinin İran'ı suçlamasına olanak tanıdı.

 

Hamas lideri Yahya Sinvar, sürpriz bir kararla Hamas Siyasi Bürosu'nun başına getirildi ve suikasta kurban giden Haniye'nin yerini aldı. İsrail, Batı ile diyaloğa açık bir İranlı lideri ve Hamas yetkilisini etkisiz hale getirerek yerine en büyük düşmanlarıyla çatışmaya açık olan Sinvar'ı getirdi. Bu atama, İran ve İsrail'in caydırıcılıklarını yeniden tesis etmeye çalıştığı bir dönemde Kudüs'teki gerilimi tırmandıracaktır.

 

İran'ın dini lideri Ali Hamaney, Haniye'nin öldürülmesine misilleme yapılmasını emretti ve ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, İsrail'e saldırı olması durumunda ABD'nin destek vereceğini açıkladı. Bu durum, ABD-İran ilişkilerinde ya da bölgede hemen bir barış umudu bırakmayabilir ve İran'ın geçmişteki barış girişimleri, artık bir teslimiyet olarak görülecektir.

 

Ancak Katar'ın eski Başbakanı, İsrail'e misilleme yapmaktansa, İsrail'in “acil ve kalıcı ateşkes” ilan etmesi, esir değişimi yapılması ve tüm Filistinlilerin Gazze'deki evlerine dönmesi şartıyla İran'ın misillemeden vazgeçmesini önerdi. Ancak bunun gerçekleşmesi için Biden yönetiminin İsrail'e karşı duruşunu değiştirmesi gerekecek.

 

Başkan Pezeşkiyan, mevcut krizle başa çıkmalı ve eğer bu kriz çok büyük bir hasara yol açmadan sona ererse, BRICS ülkeleri ile Orta Doğu, Güney ve Orta Asya'da iş birliği çabalarına odaklanmalıdır. Özellikle 2025 yılında sona erecek olan BM Güvenlik Konseyi’nin 2231 sayılı kararı ve KOEP sonrası İran'ın müzakerelerde zaman kazanması hayati önem taşımaktadır.

 

Bu kararın yürürlükte olması, İslam Cumhuriyeti'ne yönelik yaptırımların "geri çekilmesine" yol açacak ancak ABD, her zaman tek taraflı adımlar atabilecektir.

 

 

İran'ın “güçlü bölge” politikası, Batı'dan uzaklaşarak Avrasya'ya yönelmesini ve Rusya ile Çin gibi ülkelerle uzun vadeli iş birliği anlaşmaları yapmasını öngören bir stratejinin devamıdır.

 

Orta Asya'da Özbekistan, Kazakistan, Türkmenistan ve Tacikistan, İran ile ticari ilişkilerini artırdı ve liderler, yüz yüze görüşmeler gerçekleştirdi. Çin'in Tahran ve Riyad arasındaki başarılı arabuluculuğu sonrası İran Cumhurbaşkanı, Suudi Arabistan'ı ziyaret etti. İkili ticaret yeniden başladı ve düzenli tarifeli hava seferlerinin yeniden başlaması planlanıyor.

 

ABD, Irak'ın dolar cinsinden petrol gelirlerini kontrol etmesine ve Bağdat'ın İran'dan elektrik satın almasına karşı olmasına rağmen, Irak-İran ticareti Mart 2024'ten bu yana aylık 150 milyon dolar artarak büyümeye devam ediyor.

 

Bağdat  Eylül 2025'e kadar tüm ABD askerlerinin ülkeden çekilmesini istedi.

 

İran, Pakistan ile ekonomik ilişkilerini geliştirmeye çalışıyor ve Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru'na katılmak istiyor. Ancak İran-Pakistan sınırındaki Belucistan bölgesi, iki ülkenin karşı ayaklanma operasyonları yürüttüğü ve birbirlerini teröristlere yataklık etmekle suçladığı bir çatışma noktası olmuştur.

 

İran-Pakistan doğal gaz boru hattı projesi, Pakistan'ın boru hattının kendi ayağını tamamlamaması nedeniyle yavaşlamıştır. Eğer ABD, Pakistan'ın enerji ihtiyacına karşı çıkmaya devam ederse, Çin bu sorunu çözerek bölgedeki etkisini artırabilir.

 

İran ve Afganistan, son dönemde ticari ve ekonomik bağlarını genişletme konusunda ilerleme kaydetmiştir. Taliban'ın haşhaş ekimini yasaklaması, İran'ın narkotikle mücadele çabalarına yardımcı olacaktır. Ancak Helmand Nehri sularına erişim konusunda İran ve Afganistan arasında devam eden gerginlik, su paylaşımı konusunda adil bir anlaşmanın sağlanmasıyla çözüme kavuşturulabilir.

 

İsrailli liderler, ılımlı liderlerden çekiniyor çünkü Kudüs'ün Yahudi devleti için varoluşsal tehditler karşısında Washington'dan destek alma gerekliliği devam ediyor. İsrailli sertlik yanlıları, Filistin Yönetimi'ni zayıflatmak ve Hamas'ı güçlendirmek için geçmişte suikast ve sabotajlar düzenleyerek ılımlılığı bastırmayı başardı.

 

Ancak, bölgedeki ekonomik ve siyasi dengeler her zamanki gibi para üzerine kurulu olmaya devam ediyor.

 

Orta Doğu'nun en önemli yerli teknoloji kaynakları İran ve İsrail'dir. İsrail, İran'ı izole etmek, yaptırımlara maruz bırakmak ve zayıflatmak zorundadır. Çünkü doğrudan yabancı yatırımlar, İran'ın 90 milyonluk pazarına karşılık, İsrail'in 9 milyonluk pazarının cazibesine kapılabilir. Startup Nation kavramı eskide kaldı ancak İran, ekonomik savaşa rağmen büyüyen bir pazar ve gelişmiş teknoloji alanlarındaki yetenekleriyle dikkat çekiyor.

 

Filistinliler, daha iyi bir anlaşma için direnmekle suçlanıyor olabilir ancak İsrail liderleri hiçbir anlaşmaya yanaşmıyor. Bu nedenle “güçlü bir bölge” inşa etmek ve yıkıcı bir savaştan kaçınmak, Tahran ve Washington'daki sağduyulu liderlerin elinde.

 

Kaynak: RealClearWorld

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.



DİĞER YAZILAR


Haritalar ile belirlenen sınırların ötesinde

2022 © Tüm hakları saklıdır.