Yazar: Muhammad Shehada
Çeviri: M. Hulusi Cengiz
Avrupa yaptırımlar ve diplomatik eylemlerle karşılık vermeli.
17 Mart'ta İsrail, Gazze'ye yönelik savaşını yeniden başlattı ve yoğun hava saldırılarında 400'den fazla kişiyi öldürdü. Bu yeni saldırı, Batı Şeria'nın da hızlanan yerleşim inşası, yaygın yerleşimci vahşeti ve genişleyen İsrail askerî harekâtı nedeniyle şiddet patlamasına tanık olduğu bir zamanda bölgesel istikrarsızlığı artırma riski taşıyor.
Arap komşuları, özellikle Ürdün ve Mısır, çatışmanın daha fazla yayılmasının kendi istikrarsızlıklarını riske atacağından ve kamuoyunu daha da alevlendireceğinden endişe ediyor. İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'a karşı yürüttüğü felç edici kampanya (şimdilik) caydırıcı olsa da İran'ın “direniş ekseni”nin bir diğer üyesi olan Yemen'deki Husiler, Gazze ile dayanışma içinde İsrail'e karşı füze saldırılarına yeniden başladı.
Ancak İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump'ın desteğine güvenebilir. ABD, Trump'ın sağlanmasına yardımcı olduğu ilk ateşkes anlaşmasının garantörü olarak hareket etmesine rağmen, Başkan şimdi İsrail'in Hamas'a yeni şartlar dayatma çabalarını destekliyor. Gazze'ye “cehennemin kapılarını açma” konusunda açık çek verdi.
ABD'nin Husilere karşı yeni bir askerî harekât başlatması ve Trump'ın İran destekli grupların eylemlerinden Tahran'ı sorumlu tutma sözü vermesiyle birlikte, Gazze'deki çatışma bölgeyi bir kez daha topyekûn savaşa sürükleyebilir.
Bir buçuk yılın ardından İsrail daha fazla askeri kazanım elde edemez.
Bu yüksek risk göz önünde bulundurulduğunda, Avrupa hükümetleri ve AB, İsrail hükümetinin, İsrail'in tüm rehinelerin serbest bırakılması ve Hamas'ın Gazze üzerindeki yönetim ve güvenlik kontrolünün sona erdirilmesi gibi hedeflerine ulaşmasını sağlayabilecek güvenilir bir diplomatik yolun ilerletilmesi ihtimalini ortadan kaldıran, istikrarsızlaştırıcı ve siyasi amaçlı bir savaşı benimsemesine şiddetle karşı çıkmalıdır.
Avrupalılar aynı zamanda derhal ateşkes çağrısında bulunan rehine ailelerine tam destek vermeli ve Netanyahu'nun İsrail'i, daha geniş bir bölgeyi ve ABD'yi bir kez daha sarmal bir çatışmanın içine çekme riski taşıyan mevcut gidişatının tehlikelerini dile getirmelidir.
Ancak Avrupalılar, İsrail'in uluslararası hukuka aykırı eylemlerinin bir bedeli olduğunu göstermek için kınamalarını nihayet yaptırımlarla desteklemelidir. Yerleşim ürünlerini ve finansal hizmetleri yasaklamalı, AB-İsrail Ortaklık Anlaşmasını (tercihli ticaret tarifeleri de dahil olmak üzere) askıya almalı ve İsrail, Gazze'ye insani yardım ve elektriğe izin verene, Ocak ateşkes anlaşmasını uygulayana ve Filistinlilerin kendi kaderini tayin etmesine izin veren diplomatik bir yolu kabul edene kadar tüm askeri desteği sona erdirmelidir.
Avrupa hükümetleri ayrıca Gazze'de savaş suçu işlediği iddiasıyla Netanyahu hakkında çıkarılan UCM tutuklama emrinin uygulanması konusundaki istekliliklerini bir kez daha teyit etmelidir.
İsrail bugüne kadar Gazze'de 48,000'den fazla Filistinliyi öldür
Bu haftaki yeni saldırı, İsrail'in üzerinde anlaşılan üç aşamalı ateşkes anlaşmasının, Hamas'ın elinde kalan tüm İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını ve İsrail'in Gazze'den tamamen çekilmesini sağlayacak olan ikinci aşamasını uygulamayı reddetmesinin ardından geldi.
Netanyahu, aşırı sağcı bakanlarının baskısı altında “birinci aşama 'artı'sını” dayatmaya çalıştı. Bu senaryoda Hamas, ateşkesin birkaç hafta uzatılması karşılığında İsrailli rehineleri serbest bırakacak, ancak İsrail Gazze'den çekilmeyi ya da savaşı sona erdirmeyi taahhüt etmeyecekti. İsrail, Hamas'a baskı yapmak için hem ateşkes şartlarını hem de uluslararası insancıl hukuku ihlal ederek Gazze'nin kuşatılmış halkına giden elektrik ve yardım malzemelerini çoktan kesti.
Ancak İsrail hükümetinin sertlik yanlıları, Trump'ın Gazze'nin 2,2 milyon sakinini zorla sınır dışı etme çağrısını uygulamaya koymak için bastırıyor. Muhtemelen İsrail yerleşimlerinin Gazze'ye geri dönmesinin bir başlangıcı olarak değerlendiriliyor.
Kaynak: Avrupa Dış İlişkiler Konseyi ( ECFR )
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.