ERDOĞAN'IN SURİYE'DEKİ JEOPOLİTİK HAMLESİ

System.Web.UI.WebControls.Label / ERDOĞAN'IN SURİYE'DEKİ JEOPOLİTİK HAMLESİ / ERDOĞAN'IN SURİYE'DEKİ JEOPOLİTİK HAMLESİ / hamaset.com.tr

6 Aralık 2024 Cuma

165 Görüntüleme

MERCEK
Çeviren:Haber Merkezi |

Halep'in düşüşünün Türk liderin jeopolitik manevralarıyla, özellikle de uzun süredir devam eden uzlaşma teklifini reddettiği için Esad'a duyduğu kızgınlıkla çok ilgisi var.

ERDOĞAN

Yazar: Jamie Dettmer

Çeviri: M. Hulusi Cengiz

Suriye diktatörü Beşar Esad'ın güçleri, ülkenin kuzeybatısında İslamcı milislerden oluşan bir ittifakın uzun süredir planladığı ve şaşırtıcı bir şekilde başlattığı saldırı karşısında kuyruğunu kıstırıp Halep'ten kaçarken, İran Dışişleri Bakanı Abbas Araghchi bir açıklama bulmak için çırpınıp duruyordu.

 

Suriye'nin en büyük ikinci kentinin El Kaide'den kopan Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) liderliğindeki ittifakın eline geçmesi sadece Esad için bir aşağılanma değil, aynı zamanda müttefikleri İran ve bir ölçüde Rusya için de bir aşağılanma.

 

2016 yılında İran komutasındaki Şii milisler, Rusya'nın yakıp yıkan bombardıman kampanyasının da yardımıyla, Suriyeli otokratın Halep'i dört yıl boyunca şehrin yaklaşık yarısını kontrol eden isyancılardan geri almasına yardım etmişti.

 

Bundan sonra Halep'in Esad'ın elinde güvende olması gerekiyordu. Ancak geçen hafta Halep'in ele geçirilmesi sadece 72 saat sürdü ve Esad'ın demokrasi yanlısı protestoları acımasızca bastırmasıyla başlayan uzun soluklu Suriye iç savaşı yeniden alevlendi.

 

Neden mi?

Acil görüşmeler için Şam'a vardığında, Araghchi aklına gelen en kötü açıklamayı yaptı: Tüm bunlar “İsrail rejiminin bölgeyi istikrarsızlaştırmak için kurduğu bir komploydu.” Tahran için Siyonistleri suçlamak uygun olsa da -İsrail füzeleri ve hava saldırıları isyancılara marjinal bir şekilde yardım etmiş olabilir- Halep'in düşüşünün İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun Ortadoğu'yu yeniden şekillendirme arzusuyla pek ilgisi yok. Bu durum, Esad'ın silahlı kuvvetlerinin durumuyla çok daha fazla ilgili.

 

Aynı zamanda Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın jeopolitik manevraları ve Suriye'nin ABD destekli Kürtlerinden gelebilecek gerçek ya da hayali tehditleri engelleme kararlılığıyla da yakından ilgili. Ayrıca, Erdoğan'ın uzun süredir devam eden uzlaşma teklifini reddettiği için Esad'a duyduğu kızgınlık da bu olayda etkili oldu.

 

Her şeyin bir sırası var.

 

Halep'in bu kadar kolay düşmesinin nedeni Esad güçlerinin çöküşüdür. ABD'nin yıllarca eğitip finanse ettiği ancak Taliban'a karşı gerçek bir mücadele veremeyen Afgan güçleri kadar moralsiz, zayıf ve motivasyonsuz oldukları ortaya çıktı.

 

Eski ABD'li diplomat Alberto M. Fernandez, “Suriye Arap Ordusu içi boşaltılmış bir kabuk, görünürdeki sayı ve silahlarının gösterdiğinden çok daha zayıf” dedi. “Suriye ekonomik açıdan bir sepet kutusu. Subaylar yetersiz maaşlarını, askerlerin uzun süreli izin almaları ve memleketlerinde başka işlerde çalışmaları için rüşvet alarak tamamlıyorlar. Bazı birlikler subaylarını kaybettikten sonra dağılmış ve kaçmış görünüyor.”

 

Elbette Tahran, İsrail'in İran'ın bölgedeki en önemli ortağı olan Lübnan'ın militan Hizbullah hareketinin başını hızla kesmesinin ardından bir başka müttefikinin daha zayıflığının reklamını yapmak istemiyor.

 

Ancak Suriye'nin kuzeyinde yaşananların arkasındaki asıl büyük gücün rolünü de vurgulayamaz çünkü Halep'in 90 mil güneyindeki Hama'ya yönelik saldırının orada durmasını sağlamak için muhtemelen kurnaz Erdoğan'la bir tür anlaşmaya varması gerekecek.

 

İsrail tarafından zayıflatılmış olsalar da ne İran ne de Hizbullah, Esad'a 2015'te Suriye'deki iç savaşın gidişatını değiştirmeye yardımcı olacak insan gücü ve askeri güç sunabilecek durumda değil. Reuters'a konuşan Lübnanlı kaynaklara göre de Hizbullah'ın, Esad'ın ordusunu desteklemek üzere bu hafta Suriye'ye geçen İran destekli yüzlerce Iraklı savaşçıya katılmak üzere birlik gönderme planı yok.

 

Erdoğan ise sınırın ötesinde yaşananlarla arasına mesafe koymaya çalışarak, kendisini kontrolü dışındaki gelişmelerden yakınan bir seyirci gibi göstermeye çalışıyor. Pazartesi günü yaptığı açıklamada, “Olayları çok yakından takip ediyoruz” dedi. “Uzun zamandır Orta Doğu'daki şiddet sarmalının Suriye'yi de etkileyebileceği konusunda uyarılarda bulunuyorduk. Son olaylar Türkiye'nin haklı olduğunu teyit etti.”

 

 

Ancak çok az gözlemci saldırının Ankara'nın bilgisi ve onayı olmadan gerçekleşebileceğine inanıyor.

 

Uluslararası toplum tarafından tanınan Suriyeli isyancı muhalif grubun lideri Hadi El Bahra'ya göre, Halep'e saldırı hazırlıkları geçen yıldan beri yapılıyordu ve bu hazırlıklar HTŞ'nin yanı sıra Türkiye'nin desteklediği ve büyük ölçüde Suriye'deki Kürtleri hedef alan Suriye Ulusal Ordusu'na bağlı bir düzineden fazla milisi de kapsıyordu.

 

Dolayısıyla Türk yetkililerin bu planlamadan haberdar olmadıklarını düşünmek inandırıcılıktan uzaktır. Eski ABD ve İngiltere istihbarat görevlileri ve diplomatları tarafından kurulan bir araştırma grubu olan Soufan Center tarafından yayınlanan bir istihbarat brifingine göre, “Halep saldırısı ... Türkiye'nin müdahalesiyle ertelendi ve zamanlama değişti.”

 

Genel olarak, Suriye'deki iç savaşın cephe hatları 2020'den beri durgun, ancak dönemsel olarak şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Son dört yıldır Esad ülkenin büyük bir bölümünü ve en büyük şehirlerini kontrol ediyor. Türkiye'nin hoşgörüyle karşıladığı, çoğunlukla İslamcı isyancılardan oluşan HTŞ liderliğindeki ittifak, İdlib'deki bir yerleşim bölgesinde ve Halep'in batısındaki kırsal kesimde sıkışıp kalmış durumda.

 

Türk birlikleri ve Türkiye destekli milisler, Halep'in kuzeyindeki sınır boyunca bir zamanlar Kürt bölgesi olan bir şeridi denetliyor. Suriye'nin kuzeydoğusunda ise cihatçı İslam Devleti'ne karşı ABD'nin müttefiki olan Kürt ağırlıklı Suriye Demokratik Güçleri (SDG) büyük ölçüde kendi hallerine bırakılmış durumda.

 

Taarruz tüm bunları dramatik bir şekilde değiştirdi ancak sonuçlarını tahmin etmek zor. Artık iplerin çoğu Erdoğan'ın elinde, ama iplerin onun elinden kayıp kaymayacağı başka bir mesele. İşlerin kontrolden çıkmasını ve Esad'ın düşmesini kesinlikle istemiyor. Ancak bu, kısmen HTŞ'nin senaryoya sadık kalıp kalmayacağına bağlı.

 

Halep'te güçlenip güçlenmeyeceği ve İdlib'de olduğu gibi orada da İslamcı tarzda bir hükümet kurmaya odaklanıp odaklanmayacağı önemli bir belirleyici olabilir. Eğer Esad'ın savunması çöktüğü için Hama'nın güneyine doğru ilerlerse, o zaman Erdoğan umduğundan fazlasını bulabilir.

Türk lider, son birkaç aydır Esad'a uzlaşmayı kabul etmesi için baskı yapıyor.

 

Ancak Suriye lideri, Türkiye'nin önce binlerce askerini ve desteklediği milisleri Suriye topraklarından çekmesi konusunda ısrar ederek bu teklifi reddetti. Bu nedenle bazı gözlemciler, bu saldırıyı Ankara'nın Esad'a ilişkileri normalleştirmesi ve iç savaşa siyasi bir çözüm bulması için baskı yapma çabasının bir parçası olarak görüyor.

 

Bu çözüm, Erdoğan'a Türkiye'de yaşayan 4,7 milyon Suriyeli mülteciyi ülkelerine geri gönderme fırsatı sağlayabilir.

 

Bu uzlaşmanın Kürtlere ciddi bir maliyeti olacak ve kuzeydoğudaki yarı özerkliklerinin de kısıtlanmasını beraberinde getirecektir. Türkiye ve vekilleri halihazırda sınıra yakın Kürt kontrolündeki kasaba ve köylerdeki kontrollerini genişletiyor. Hafta sonu Türkiye destekli Suriye Ulusal Ordusu, Halep'in doğusundaki diğer SDG kasaba ve köylerinin yanı sıra Kürtlerin kalesi Tel Rıfat'ı da ele geçirdi.

 

Peki, bu durum Rusya'yı ne hale getiriyor?

 

Esad'ın diğer kilit müttefikleri İran ve Hizbullah şu anda çok daha az ilgili görünüyor. Ancak Moskova, Erdoğan ile Esad arasında bir uzlaşma sağlamaya çalışıyor. Kremlin, bu uzlaşmayı Suriye'de Rus şirketleri için ekonomik fırsatlar sağlama ve stratejik üslerini -Hmeymim Hava Üssü ve Tartus Limanı- koruma fırsatı olarak görüyor.

 

Araghchi, Halep'in düşüşünün ardından hemen Ankara'ya giderek Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile bir araya geldi. Görüşmelerin ardından İran, Türkiye ve Rusya'nın yeni bir üçlü müzakere süreci başlatması kararlaştırıldı.

 

Fidan, gazetecilere verdiği demeçte, “Şam'ın uzlaşmaz tavrı bu çatışmaların ana nedeni. Ancak Halep'teki son olayların başlıca nedeni bu.” dedi. Ancak Erdoğan'ın ne kadar önemli bir rol oynadığı konusunda yorum yapmaktan kaçındı.

 

Kaynak: Politico

Jamie Dettmer, POLITICO Europe'da fikir editörüdür. 2013'ten 2016'ya kadar Voice of America ve Daily Beast için Suriye'deki iç savaşı ele aldı.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.

 



DİĞER YAZILAR


Haritalar ile belirlenen sınırların ötesinde

2022 © Tüm hakları saklıdır.