Yazar: Tasnim Nazeer
Çeviri: M. Hulusi Cengiz
Bu tarihi an sadece Suriye'de değil, bölgenin en kötü şöhretli diktatörlerinden birinin düşüşünün derin yankı uyandırdığı Müslüman dünyasında da kutlamalara ilham kaynağı oldu.
Esad rejimi, 2011 yılında barışçıl protestoları acımasızca bastırmasıyla başlayan on yılı aşkın bir süre boyunca şiddeti birincil kontrol aracı olarak kullandı. Direnişin bedeli ağır oldu: yaklaşık 500.000 kişi hayatını kaybetti, şehirler harabeye döndü ve ülke nüfusunun yarısı olan 14 milyon Suriyeliyi yerinden eden akıl almaz bir insani kriz yaşandı. Neredeyse yedi milyon kişi ülkeyi tamamen terk ederek çağımızın en büyük mülteci krizlerinden birini yarattı.
Esad'ın saltanatı, Suriye halkı üzerinde derin izler bırakan zulümlerle tanımlandı. Rejimin zalimliğinin sembolü olan meşhur Sednaya Hapishanesi, işkence gören, aç bırakılan ve idam edilen binlerce kişiyi barındırıyordu. Uluslararası Af Örgütü, 2011-2016 yılları arasında en az 13.000 kişinin burada asıldığını tahmin ediyor. Aileler, Sednaya'ya götürülen sevdiklerinin bir daha asla geri dönemeyeceğini bilerek dehşet içinde yaşadılar. Suriye genelinde en az 113.000 kişi zorla kaybedildi ve devlet şiddetinin korkunç boşluğunda yok oldu.
Esad yönetiminde yaşanan acılar son 13 yılla sınırlı değildi.
Rejimin tek bir ayaklanmada 40.000 kadar sivili katlettiği 1982 Hama Katliamı'nın gölgesi hâlâ ülkenin üzerinde dolaşıyordu. Kimyasal silahlar, varil bombaları ve kitlesel açlık kuşatmaları, Suriye devrimi sırasında Esad'ın alamet-i farikası haline geldi. Esad'ın savaş araçları sadece öldürmek için değil, aynı zamanda milyonlarca insanın kalbine felç edici bir korku salmak için tasarlanmıştı.
Ama artık Suriye özgür. Esad'ın devrilmesi, onun iktidarının sona ermesinden daha fazlasını ifade ediyor. Bu, birçok neslin hayatını tanımlayan bir tiranlık döneminin sona ermesi anlamına geliyor.
Muhalif güçler Suriye'deki hapishanelerin kapılarını açtıkça, aileler yıllarca ayrı kaldıktan sonra yeniden bir araya geliyor. Suriyeliler bir daha asla göremeyeceklerini düşündükleri sevdikleriyle kucaklaşırken Şam ve diğer şehirlerin sokakları sevinçle dolup taşıyor.
Dünyanın dört bir yanındaki Suriyeli mülteciler için yıllar sonra ilk kez evlerine dönme ihtimali umutları yeniden alevlendirdi. Lübnan'da Suriyeliler kitlesel kutlamalar yapıyor, hayatlarını ve vatanlarını yeniden inşa etmenin hayalini kuruyor. Sürgünde bile gösterdikleri direnç, baskıyı kaderleri olarak kabul etmeyi reddeden bir halkın boyun eğmeyen ruhunun bir kanıtı olmuştur.
Esad'ın düşüşü aynı zamanda küresel Müslüman toplumu için de bir hesaplaşma anıdır.
Yıllarca onun yönetimi altındaki Suriyelilerin durumu, baskının trajik bir sembolü olarak hizmet etti. Şimdi ise Esad'ın yenilgisi, adalet için mücadele eden ve dua edenler için bir zafer anlamına geliyor. Suriye'nin özgürleşmesi bize, ne kadar kökleşmiş olursa olsun hiçbir zalimin sonsuza kadar hesap vermekten kaçamayacağını hatırlatıyor.
Yine de kutlamaların ortasında, önümüzdeki zorluklar ürkütücü.
Esad rejiminin kalıntıları, savaşın yarattığı yıkım ve Suriye toplumunun parçalanmış halinin iyileşmesi, on yıllar olmasa bile yıllar alacaktır. Aralarında Uluslararası Af Örgütü'nün de bulunduğu insan hakları grupları, yeni yönetim güçlerine intikam yerine adalete öncelik vermeleri çağrısında bulundu.
Suriye'nin geleceği, kapsayıcılık, demokrasi ve hesap verebilirlik üzerine inşa edilmelidir.
Etnik köken, din ya da siyasi görüş farkı gözetmeksizin tüm Suriyelilerin onuruna ve haklarına saygı gösteren bir yol çizmek, şu anda iktidarda olan muhalefet liderlerinin görevidir. Suriye ancak bu şekilde savaşın küllerinden zaferle birleşmiş bir ulus olarak çıkabilir.
Yıkılan şehirlerini yeniden inşa etmeyi hayal eden Şamlı Ahmed ve yıllar sonra ilk kez özgürlüğüne kavuşan memleketine dönen Zainab Hameed gibi konuştuğum Suriyeliler için önümüzdeki yol uzun olacak. Ama aynı zamanda Esad yönetimi altında hayal bile edilemeyecek olasılıklarla da dolu olacak.
Suriye'nin özgürleşmesi sadece halkı için bir zafer değil, insanlığın amansız özgürlük arayışı için de bir zaferdir. Bu yeni sayfa, çok uzun süredir acı çeken bir ulus için adalet, barış ve refah dolu bir sayfa olsun. Suriyeliler daha parlak bir geleceğe doğru ilk adımlarını atarken, dünya onların yanında durmalı ve bu tarihi anın vaatlerinin yerine getirilmesini sağlamalıdır.
Kaynak: Middle East Monitor
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.