Yazar: Nigel Gould-Davies
Çeviri: M. Hulusi Cengiz
Binlerce Kuzey Kore askeri Rusya'nın Kursk bölgesinde Ukrayna güçleriyle çatışmaya başladı ve yakında Ukrayna'ya girebilir. Bu şaşırtıcı gelişme, endişe verici daha geniş bir eğilimi güçlendiriyor: Rusya'nın savaş ihtiyacı onu dünyanın dört bir yanındaki revizyonist devletlere bağımlı hale getiriyor. Bunun Batı'nın güvenliği ve uluslararası istikrar açısından geniş kapsamlı sonuçları olacaktır.
Başkan Putin Şubat 2022'de Ukrayna'yı işgal ettiğinde, kısa bir zaferle sonuçlanacak bir savaş bekliyordu ve Rusya'nın ekonomisini ya da toplumunu uzun ve belirsiz bir savaşa hazırlamamıştı. Gecikmiş seferberlik önemli olsa da yetersizdir.
Rusya bu boşluğu doldurmak için Kuzey Kore ve İran'dan düzinelerce balistik füze, binlerce askeri insansız hava aracı ve milyonlarca top mermisi tedarik etti. Çin ise askeri istihbarat ve çift kullanımlı askeri ürünler sağlıyor ve uzun menzilli saldırı dronları için ortak bir üretim tesisine ev sahipliği yapıyor.
Bu gelişmelerin istikrarı bozmasının üç yolu var
Birincisi, bu ülkeler Rusya'ya malzeme -ve Kuzey Kore örneğinde olduğu gibi insan- sağlayarak Avrupa'nın 1945'ten bu yana yaşadığı en büyük savaşı uzatıyor ve bir Rus zaferini daha olası hale getiriyor. Bu sadece Batı'nın güvenliği için felaket olmakla kalmayacak, aynı zamanda düşmanlarını başka zayıflık alanları aramak ve bunlardan faydalanmak için cesaretlendirecektir.
İkincisi, Rusya ortaklarının kabiliyetlerini arttıran karşılıklar veriyor. Kuzey Kore'ye yönelik yaptırımların BM tarafından denetlenmesini veto etmiş ve uzun menzilli füze geliştirmesini desteklemiştir. Batılı istihbarat yetkilileri Rusya'nın İran'a nükleer teknoloji sağladığından korkuyor.
Rusya, Çin ile giderek daha agresif ortak hava ve deniz devriyeleri yürütüyor- ve Japon hava sahasını ihlal etmeye başladı. Rusya'nın desteği bölgesel güç dengelerini Batılı düşmanlar lehine değiştirecektir.
Üçüncüsü, bu işbirliği sadece üç istikrarsız bölgeyi- Avrupa, Orta Doğu ve Doğu Asya - istikrarsızlaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda onları birbirine bağlıyor. Bir zamanlar pragmatik, işlemsel ve sınırlı olan bağlar, anlaşmalarla resmileştirilen derin ortak çıkar ittifaklarına dönüşüyor.
Haziran ayında Rusya Kuzey Kore ile karşılıklı bir savunma anlaşması imzaladı. İran ile de yeni ve önemli bir ortaklık anlaşması imzalamaya hazırlanıyor. İki yıl içinde gerçekleşen iki Çin-Rusya devlet ziyareti Çin'in savaşla ilgili tedirginliğini büyük ölçüde gidermiş görünüyor. NATO onu çatışmanın “belirleyici destekçisi” ilan etti.
Biri Amerikan gücüyle, diğeri Rus zayıflığıyla şekillenen iki farklı ittifak sistemi arasında yeni bir küresel çatışma biçimi şekilleniyor. Amerikan gücü, Avrupa, İsrail, Güney Kore ve Tayvan'a yönelik köklü taahhütler yoluyla daha küçük devletleri koruyor.
Rusya'nın zayıflığı ise Amerika'nın müttefiklerine düşman olan ve daha geniş bir revizyonist gündemi paylaşan devletlerle (bunlardan ikisi, Kuzey Kore ve İran, Rusya'dan çok daha küçük) yakın bağlar kuruyor.
Batı'nın bu meydan okumayla başa çıkabilmek için acilen bir stratejiye ihtiyacı var.
Ukrayna'da uzlaşmacı bir barış hayallerinden ve devasa gizli gücünü harekete geçirme konusundaki isteksizliğinden sıyrılmalı ve üç şey yapmalıdır:
İlk olarak, Batı bu yeni jeopolitik anlayışını yeniden çerçevelendirmelidir. Geçtiğimiz dört yıl içinde birçok Avrupa ülkesi ve AB'nin kendisi, bazen daha fazla ticaret fırsatı ve birkaç liman ziyaretinden biraz daha fazlasını ifade eden stratejilerde bir “Hint-Pasifik eğilimi” ortaya koydu. Şimdi bu durum, Asya'nın Rusya'nın emriyle kıta güvenliğini tehdit eden ölümcül “Avrupa yönelimi” tarafından gölgede bırakılıyor.
İkinci olarak, Batı bu tehdidi görmezden gelmemeli, onunla yüzleşmelidir. Rusya'yı savaş için silahlandıran ülkeler hiçbir gerçek sonuçla karşılaşmadı. Bu durum değişmelidir. Bu da Rusya'ya destek akışını durdurmak için çok daha iddialı bir yaptırım kampanyası ve diğer araçların kullanılması anlamına gelmektedir.
Burada kilit rol, hem Rusya'nın en önemli ortağı olan hem de Batı ile karşılıklı bağımlılığı göz önüne alındığında hala en az kararlı olan Çin'in olacaktır. Bu da Çin'e Rusya'ya verdiği desteği yeniden gözden geçirmesi için baskı yapacak sağlam ve yaratıcı bir diplomasiyi gerekli kılmaktadır.
Üçüncü olarak, Batı Ukrayna'ya verdiği desteği arttırmalıdır. Bunun nedeni sadece Rusya'nın dış destekle savaş alanında üstünlüğü ele geçirmesi değil, aynı zamanda savaş ne kadar uzun sürerse bu bağların o kadar yakınlaşacak olmasıdır.
En kötü durumda, tek bir ciddi olay- bir Franz Ferdinand anı- üç çatışma alanını bir araya getiren rakip ittifak sistemlerinde karşılıklı taahhütleri tetikleyebilir. Bunu önlemenin en açık yolu Rusya'yı yenmektir.
Kaynak: The Moscow Times
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.