Yazar: James W. Carden
Çeviri: M. Hulusi Cengiz
Otuz yıl önce, Mart 1994'te, Dışişleri Bakanlığı'nda kariyer sahibi bir memur olan E. Wayne Merry, George Washington Üniversitesi'ndeki saygıdeğer Ulusal Güvenlik Arşivi'nin geçen ay web sitesinde yayınlamasına kadar gizli kalan bir muhalefet telgrafı gönderdi.
Şimdi pek çok kişi Merry'nin telgrafını kapsamı ve öngörüsü bakımından George F. Kennan'ın Uzun Telgrafı ile karşılaştırıyor. Merry bana bu tür karşılaştırmaları utanç verici bulduğunu söyledi ama bu karşılaştırmaların hem kaçınılmaz hem de hak edilmiş olduğunu düşünüyorum.
Elbette arada büyük farklardan biri, etkili konumdaki insanların Kennan'ı dinlemiş olmaları (en azından ilk başta), ancak Merry'yi göz ardı etmeleri ve bunun ABD-Rusya ilişkileri açısından tahmin edilebileceği gibi feci sonuçlar doğurmasıdır.
Harvard'dan esinlenen ekonomi politikaları, "şok terapi" adı altında modern sanayileşmiş bir ülkenin barış zamanında kaydedilen en büyük demografik ve ekonomik çöküşüne katkıda bulundu. Bu politikalar, daha önceki 70 yıl boyunca planlı, sosyalist bir ekonomi olan Rusya'yı bir gecede Anglo-Amerikan çizgisinde bir serbest piyasa sistemine dönüştürmeyi amaçlıyordu.
Rus ekonomistler ve akademisyenler, Amerika'nın dayattığı kemer sıkma programının Rusya üzerindeki ekonomik ve sosyal sonuçlarını "orta düzey bir nükleer saldırıdan" beklenebilecek sonuçlarla kıyasladı.
1990-1994 yılları arasında ABD'nin Moskova Büyükelçiliği'nde baş siyasi analist olarak görev yapan Merry, Washington'daki siyaset kurumunda pek çok kişinin görmemeyi tercih ettiği şeyi gördü: Rusya'ya dayatılan bir dizi yabancı ekonomik doktrin, sıradan insanların hayatlarını mahvetmiş ve ABD-Rusya ilişkilerini daha da kötüye götürmüştü.
Washington'un 1990'larda Rusya'ya karşı yaptığı yanlışların hikâyesi yeni değil. Nobel ödüllü Alexander Solzhenitsyn, "The Russia Question" (1994) adlı kitabında Washington'un eski Sovyet coğrafyasına müdahalesinin yanlışlığına dikkat çekmişti.
Sovyet muhalif Andrei Sinyavsky, "The Russian Intelligentsia" (1997) adlı kitabında Rusya'nın Batıcılarını yermişti. Ülkemizde ise ünlü Rusya uzmanı Stephen F. Cohen, "Failed Crusade" (2000) adlı kitabında Clinton yönetiminin beceriksizliğini ve hem akademik camianın hem de medyanın miyopluğunu yerden yere vurmuştu.
Yine de Merry'nin telgrafının yayınlanması önemlidir. Çünkü Clinton yönetiminin Rusya'ya yabancı bir ekonomik model dayatma projesinin baş mimarlarının, daha 1993'ün sonlarında Moskova'daki ABD Büyükelçiliği'nin en iyi ve en parlak analistleri tarafından yeterince uyarıldığını şüpheye yer bırakmayacak şekilde gösteriyor.
Kibir (hatta belki de nihilizm), 1990'larda Rusya'yı kendi imajına göre yeniden şekillendirmeye yönelik Amerikan projesinin ayırt edici özelliği olmuştu. Yine de Merry, "Washington Konsensüsü" olarak adlandırılan projenin altında yatan varsayımlara cesurca meydan okudu ve açık sözlülüğünün bedelini ödedi.
Merry'nin de belirttiği gibi, "Washington haklı olduğu kanıtlanan kötü haber taşıyıcısını asla affetmez. Asla." Her ne kadar Dışişleri Bakanlığı, hâkim görüşe karşı çıkanlara nadiren de olsa hoşgörülü davransa da Merry o dönemki patronu Büyükelçi Thomas Pickering'e Washington'a popüler olmayan mesajlarını ilettiği için teşekkür ediyor. Merry'nin eleştirileri, özellikle Amerika'nın Hazine Bakanlığı'ndaki ve Dışişleri Bakanlığı'nın Moskova Büyükelçiliği'ndeki Ekonomi bölümündeki serbest piyasa misyonerlerini kızdırdı.
"Rusya'daki demokratik güçlerin başı ciddi belada. Piyasa ekonomisine yaptığımız yanlış yönlendirilmiş aşırı vurgu, bize yardımcı olmuyor," diye yazdı Merry. "Rus ekonomisinin hızlı bir piyasa reformu yapabileceğine inanmak için hiçbir neden yok," diye devam etti.
"Ancak Batı'nın, Rus halkının istekleri dışında ekonomiyi değiştirmeye yönelik müdahaleci bir çabasının, Amerika'ya yönelik zaten azalan iyi niyet rezervini tüketebileceğinden, antidemokratik güçlere yardımcı olabileceğinden ve Rusya ile Batı arasında düşmanca bir ilişkinin yeniden yaratılmasına neden olabileceğinden korkmak için bir neden var."
Rus dış politikasının daha sonra izleyeceği yol konusunda Merry'nin kristal küresi pek çok kişiden daha iyiydi. "Eski Sovyet alanında istikrar için kilit mesele," diyordu Merry, "federasyon sınırlarının ötesindeki yirmi beş milyon etnik Rus'un statüsü ve refahıdır. Kilit ülke ise bunların yaklaşık yarısına ev sahipliği yapan Ukrayna'dır."
Merry ayrıca "Kırım ve Ukrayna'nın doğu bölgesinin, Kafkasya ve Orta Asya'daki yerel çatışmaları gölgede bırakacak şekilde, eski imparatorluğun en tehlikeli potansiyel çatışma bölgeleri olduğunu" belirtti.
Merry'nin telgrafı, son olaylar ışığında okunduğunda, planlı ekonomiden piyasa ekonomisine zorunlu geçişle ilgili sayısız sorunu doğru bir şekilde analiz eden ve bazı durumlarda öngören, şaşırtıcı, iç karartıcı ve sürükleyici bir okuma sunuyor. Bunu yaparken Merry, ileride ortaya çıkacak sorunları da sezmişti.
Merry, 70 paragraflık yazısının sonuna doğru Clinton yönetiminin Rusya'yı dönüştürmek için yaptığı en iyi planlarda çok önemli bir eksiklik olduğu sonucuna varıyor: saygı.
Merry, "Rus demokrasilerinin gelişimini desteklemede yapıcı bir Amerikan rolünün anahtarı, karşılıklı saygıdır," diye yazıyordu.
Devam etti;
"Yıllar boyunca kendisine bu kadar çok başarısızlık yaşatmış bir ülkeye neden saygı göstermemiz gerektiği sorulabilir. Öncelikle bunu yapmalıyız çünkü saygı, gelişmekte olan herhangi bir demokrasiyle uygun bir iletişim aracıdır [ve] son olarak saygı göstermeliyiz çünkü Rusya onların ülkesidir ve istedikleri gibi davranabilirler. Tavsiyelerimize para ile karşılık vermeye hazır olmadığımız için daha da fazla."
Burada Simone Weil'in, insanların ve ulusların neden saygıya ihtiyaç duyduklarına dair öğüdünün bir yankısı duyulabilir.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Weil şöyle yazmıştı:
"Bir insanın ebedi bir kadere sahip olduğu gerçeği, tek bir yükümlülüğü beraberinde getirir: saygı. Bu yükümlülük ancak saygının hayali değil gerçek bir şekilde ifade edilmesi halinde yerine getirilebilir ve bu da ancak insanın dünyevi ihtiyaçları vasıtasıyla yapılabilir."
ABD-Rusya ilişkilerinin son otuz yılda neden bu şekilde geliştiğini açıklamak için uzun bir yol kat eden şey -belki de her şeyden önce- bu eksik bileşendir.
Kaynak: The American Conservative
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.