TRUMP GELİNCE AMERİKA ORTA DOĞU'YA NASIL GERİ DÖNECEK

System.Web.UI.WebControls.Label / TRUMP GELİNCE AMERİKA ORTA DOĞU'YA NASIL GERİ DÖNECEK / TRUMP GELİNCE AMERİKA ORTA DOĞU'YA NASIL GERİ DÖNECEK / hamaset.com.tr

21 Aralık 2024 Cumartesi

Çeviren:Haber Merkezi |

İkinci bir Trump yönetiminin işbaşına gelmesiyle birlikte Hamas rehinelerinin serbest bırakılması, ateşkesin uygulanması ve Gazze'nin yeniden inşasına yönelik gerçek çalışmalar başlayabilir.

TRUMP GELİNCE AMERİKA ORTA DOĞU

Yazar: Sasha Toperich

Çeviri: M. Hulusi Cengiz

Seçilmiş Başkan Trump yaptığı açıklamada, ABD Başkanı olarak gururla göreve başlayacağım 20 Ocak 2025 tarihinden önce rehineler serbest bırakılmazsa, Orta Doğu'da ve insanlığa karşı bu zulmü işleyen sorumlular için tehditte bulundu.

 

Açıklama, IDF'nin Amerikalı-İsrailli rehine Omer Neutra'nın 7 Ekim'de İsrail'e yapılan saldırı sırasında öldüğünü duyurmasından birkaç saat sonra geldi. Hamas cesedi Gazze'ye götürmüştü. Bu haber Neutra'nın ailesinin 420 günden fazla bir süre boyunca Ömer'in hayatta olduğu umuduyla çektiği çileyi trajik bir şekilde sona erdirdi.

 

İsrail 2005 yılında Gazze'den tek taraflı olarak çekilmiş ve Batı Şeria'daki dört İsrail yerleşimini de boşaltmıştı. Hamas 2007 yılında Gazze'de iktidarı ele geçirdi. O zamandan bu yana Hamas, aldığı milyarlarca doları Gazze'nin ekonomisini inşa etmek için kullanmak yerine, tek amacı İsrail Devleti ile savaşarak onu yok etmek olan yüzlerce kilometrelik tüneller inşa etti. İsrail'in var olma hakkını (!) hiçbir zaman tanımadı.

 

Tünellerde saklanan, roketatarlarını okulların, camilerin ve diğer yoğun nüfuslu alanların yakınına yerleştiren Hamas “savaşçıları”, dünya Gazze'nin yıkımını izlerken “davalarına” destek için küresel tepkilere güvenerek on binlerce Filistinliyi kurban verdi.

 

Hamas lideri Yahya Sinvar, son ölümüne kadar Filistinli sivillerin ölümünü “gerekli fedakarlıklar” olarak nitelendirdi ve “İsrailliler tam istediğimiz yerde” diye ekledi.

 

Hamas'a verilen kamuoyu desteğinin ne ülkemizde ne de hukukun üstünlüğünü ve özgürlüğü savunan herhangi bir demokraside yeri olmamalıdır. “Hamas geliyor” sloganları, Princeton Üniversitesi'nde Hizbullah bayrakları ve ülke genelinde antisemitik şiddette içler acısı bir artışla sonuçlanan İsrail karşıtı protestoları teşvik eden, sözde ‘ilericilerden’ gelen Filistin yanlısı söylemlerle Demokratlar arasında İsrail konusunda yaşanan bölünmedir.

 

“İlerici” bir kongre üyesi olan Rashida Tlaib (D-MI), 1983 yılında 241 ABD askerinin öldürülmesinden sorumlu tutulan ve FBI'ın en çok arananlar listesinde yer alan Hizbullah mensubu Fuad Şükr'ün İsrail tarafından öldürülmesini bile kınadı.

 

Biden yönetimi İsrail'in Hizbullah, Hamas, Husiler ve İran tarafından sürekli olarak fırlatılan füzelere karşı kendisini savunmasına yardımcı olurken, bu füzelerin düşürülmesine yardımcı olmak üzere ABD askeri varlıklarını konuşlandırarak İsrail'in savaşı kazanmasına yardımcı olmaktan geri durdu.

 

Harris'in özellikle de İsrail karşıtlığının en güçlü olduğu Arap nüfusun çoğunlukta olduğu Dearborn kentinde kötü bir şekilde kaybettiği, önemli Arap Amerikalı nüfusun yaşadığı Pennsylvania ve Michigan eyaletlerinin seçim hesaplarıyla çok ilgisi vardı. George W. Bush'un 2000 yılında seçilmesinden bu yana ilk kez Cumhuriyetçi aday bu şehri kazandı.

 

Şimdi Başkan Biden'ın seçim kaygısı yok ve seçilmiş Başkan Trump'ın Hamas'ı izole etmek ve rehineleri derhal kurtarmak için verdiği güçlü ültimatomdan faydalanmalı. Batı Şeria'da yaşayan saygın bir Filistinli insan hakları aktivisti olan Bassem Eid'in de ifade ettiği gibi: “Hamas gitmeli. Ölümüne savaş hem komşular hem de böyle bir politika altında yönetilen masumlar için korkunç bir felsefedir. Hamas'ın kâbus gibi zulmü tarihin tozlu sayfalarına gömülene kadar Gazze'de yeni bir gün doğmayacaktır. İsrailliler, Filistinliler ve uluslararası toplum o günü hızlandırmak için birlikte çalışmalıdır.”

 

Rehineler serbest bırakıldığında, ateşkes yürürlüğe girebilir ve Gazze'nin savaş sonrası yönetimi ve yeniden inşasına ilişkin insani yardım ve zorlukların ele alınmasına yönelik daha ciddi çabalar başlayabilir. Bu da ilk döneminde imzaladığı tarihi İbrahim Anlaşması'nın üzerine bir şeyler inşa edebileceğini umduğumuz Trump yönetimini bekliyor.

 

Orta Doğu'daki tüm belirsizliklerin ortasında artık net olan bir şey var: Amerika geri döndü!

 

Kaynak: The National Interest

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.



DİĞER YAZILAR


Haritalar ile belirlenen sınırların ötesinde

2022 © Tüm hakları saklıdır.