Yazar: Matthew Sussex
Çeviri: M. Hulusi Cengiz
Putin'e ve Batı'ya Güçlü Bir Mesaj
Savaşı ilk kez Rusya'ya taşıyan Ukrayna'nın sürpriz karşı hamlesi, henüz zirveye ulaştığına dair bir işaret vermiyor. Putin karşıtı Rusya'nın Özgürlüğü Lejyonu adlı milis grubunun daha önceki nokta atışı baskınlarından farklı olarak, bu sefer Ukrayna silahlı kuvvetleri en tecrübeli birliklerinden bazılarını kullanıyor.
Ukrayna güçlerinin, İkinci Dünya Savaşı'nda Sovyetler Birliği'nin Almanya'ya karşı kazandığı en büyük zaferlerden birine sahne olan Kursk yakınlarındaki sınırın zayıf savunulan bir bölümünü aşarak 70 kadar yerleşim yerini ele geçirdiği bildiriliyor. Bu süreçte, Rusya'nın yaklaşık 1.000 kilometrekarelik bir toprak parçasını kontrol altına aldılar.
Kiev'in Nihai Hedefi Nedir?
Ukrayna'nın bu hamlesiyle ne elde etmeyi amaçladığına dair çeşitli teoriler var. Bir teoriye göre, Ukrayna, gelecekteki barış görüşmelerinde ele geçirilen toprakları takas etmek için Rusya'da güçlü bir dayanak noktası arıyor. Son zamanlardaki bazı işaretler bu iddiayı destekliyor olabilir.
Bir diğer teori, Kiev'in hedeflerinin daha mütevazı olduğudur; kilit şehirleri ve karayolu/demiryolu merkezlerini ele geçirip tutmak gibi. Bu, Moskova'nın lojistik çabalarını zorlaştıracak ve yine de Ukrayna'ya müzakere masasında toprak kozu verecektir.
Üçüncü bir teori ise, Ukrayna'nın Moskova'yı askeri kaynaklarını Ukrayna'dan uzaklaştırarak sınırlarını güvence altına almaya zorlamayı amaçladığıdır.
Dengeli bir değerlendirme yapıldığında, ikinci ve üçüncü açıklamalar gerçeğe daha yakın görünüyor. Kremlin'in silahlı kuvvetleri başlangıçtaki yavaş tepkilerini atlattıktan sonra, Ukrayna'nın Rus topraklarını uzun süre elinde tutması zor olacaktır. Bunu yapmaya çalışmak, Kiev'in en iyi askerlerinden bazılarını kalıcı olarak bu bölgelere bağlayacak ve onları ölüm ya da esir olma riskiyle karşı karşıya bırakacaktır.
Elbette Kiev'in başka nedenleri de var. Bu saldırı, savaş yorgunu Ukrayna halkı için büyük bir moral desteği sağlarken, aynı zamanda esir alınan askerlerin bir kısmını kurtarma amacı taşıyor olabilir. Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky de Ukrayna kuvvetlerinin "döviz fonunu doldurduğunu" belirtmiştir.
Zelensky ayrıca, Kiev'in bu saldırıyı düzenlerken, Ruslara savaşın sadece Ukraynalılar için değil, kendileri için de sonuçları olduğunu gösterme arzusuyla hareket ettiğini ifade etti. Bu saldırı aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri ve NATO müttefiklerine de güçlü bir mesaj gönderiyor.
Özellikle Beyaz Saray, Ukrayna'nın Rus topraklarını vurmak için uzun menzilli Amerikan silahlarını kullanmasına izin verme konusunda tereddüt ediyor. Bu durumun, NATO'nun savaşa fiilen katıldığı yönündeki Rus söylemlerine hizmet edeceğinden endişe ediliyor. Ancak Kiev, Rus topraklarına saldırarak Washington'a, güçlerinin doğru kabiliyetlerle neler başarabileceğini hatırlatmış oldu.
Kremlin Olayları Tırmandıracak mı?
Moskova'nın bu saldırıya verdiği tepki, Ukrayna'nın Amerika'nın gerilimi tırmandırma korkularının abartılı olduğu yönündeki argümanını destekliyor. Eski Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev gibi rejim yandaşları sert cezalandırmalar konusunda üstü kapalı tehditlerde bulundu ve sosyal medyadaki Kremlin yanlısı propagandacılar, NATO birliklerinin Ukraynalı askerlerle birlikte hareket ettiğini iddia etti. Ancak bu tür söylemler yeni değil; Rus yetkililer yıllardır NATO'nun Ukrayna ile birlikte savaştığını iddia ediyorlar.
Bu bağlamda, Ukrayna'nın Rusya'ya yönelik hamlesi hesaplanmış bir kumar olarak değerlendirilebilir. Ukrayna, uluslararası, moral ve maddi kazanımların beklenen misillemelere ağır basacağını düşünüyor. Ancak bu varsayım, herhangi bir misillemenin daha önce Ukrayna'ya yapılanlara benzer ölçekte olacağına dayanıyor. Putin rejimi, savaş yasalarını ve normlarını uygunsuz dikkat dağıtıcı unsurlar olarak görüyor ve düşmanlarını teslim olmaya zorlamak için korku ve yıkımı kullanmayı tercih ediyor.
Yine de bu, Ukraynalıların daha önce yaşadığı sivil katliamlar, şehirlerin dümdüz edilmesi, sivil hastanelere yönelik ayrım gözetmeyen saldırılar ve Zaporizhzhia'daki nükleer santraldeki “kazalar” gibi durumlardan daha farklı bir şey değil.
Rusya'nın Tepkisi
Ukrayna'nın saldırısı, Rusya'nın silahlı kuvvetlerinin bariz zayıflıklarını bir kez daha gözler önüne serdi. Özellikle de Kiev'in üç gün içinde düşeceğini sanan liderlerinin kibrini ortaya çıkardı. Bu süre şimdi 900 günden fazla oldu.
Ukrayna'nın saldırı hazırlıkları, operasyonel güvenlik açısından bir şaheser olarak değerlendiriliyor. Moskova ve Washington'un haberi olmadan büyük bir saldırı için gerekli kaynakları toplamak, son derece zor bir işti. Ancak, Rusya'nın askeri liderlerinin Ukrayna birliklerinin sınıra yakın bir yerde yoğunlaştığına dair uyarıları dikkate almadığına dair çeşitli raporlar bulunuyor.
Operasyon başladığından beri, Rusya'nın askeri müdahalesinden kimin sorumlu olduğu konusunda çelişkili haberler var. Valery Gerasimov'un - Rusya'nın kuşatılmış genelkurmay başkanı - komutada olması beklenirken, Putin saldırıyı “terörle mücadele operasyonu” olarak nitelendirdi. Bu da yetkinin Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) Başkanı Alexander Bortnikov'a geçtiğini düşündürüyor. Bazılarına göre ise bu sorumluluk, Putin'in gözdesi olan ve zaman zaman halefi olarak lanse edilen Aleksey Dyumin'e verilmiş durumda.
Komuta konusundaki bu karmaşa, Rusya'nın içindeki zayıflıkları da açığa çıkarıyor. Farklı askeri birimlerin bir araya getirilmesiyle oluşturulan birlikler, hareket kabiliyeti yüksek Ukrayna güçlerini yerinden edemedi.
Ukrayna'nın, Sudzha kasabasını ele geçirmesinin ardından, erzak ve takviye birliklerini de getirebilmesi, Rusya'nın bu birlikleri püskürtme işini daha da zorlaştırdı. Rusya'nın düzenli ordusunun büyük bir kısmı Ukrayna'da olduğundan, Moskova'nın Kuzey Avrupa'daki Kaliningrad bölgesinden asker kaydırmak zorunda kalabileceği konuşuluyor.
Moskova Üzerindeki Baskı Artıyor
Siyasi açıdan, Ukrayna'nın bu hamlesi, Putin için son derece utanç verici. Bir yıl kadar önce Moskova'nın yavaş tepkisi, Yevgeny Prigozhin'in isyancı Wagner Grubu konvoyunun Moskova'ya 200 kilometre kadar yaklaşmasına izin vermişti.
Bu kez Putin, bir vali vekilinin saldırının derinliği hakkındaki kötü haberleri sunmasını kesmek zorunda kaldı. Ardından, yaklaşık 180.000 Rus'un yerinden edildiği açıklandı.
Bunlar, kırılganlık işaretleri mi? Kuşkusuz, Rus mülteciler bölgedeki liderlere ve güvenlik güçlerine büyük öfke yöneltmiş durumda ve bazıları kaçanlar arasında ilk sırada. Ayrıca, Kursk bölgesindeki Ruslardan Putin'e yönelik eleştiriler de artıyor.
Rejimin istikrarı açısından üç potansiyel sonuç var. Birincisi, Ukrayna'nın Rus topraklarına girmesi, Putin'in iktidarını doğrudan tehlikeye atan bir halk öfkesi dalgasına yol açabilir. İkincisi, Putin bu durumu bir miting çağrısına dönüştürüp halkı arkasında birleştirebilir. Ancak üçüncü ve en olası seçenek, Rusların çoğunluğunun kayıtsız kalmaya devam etmesidir.
Sonuç olarak, Ukrayna'nın Rusya'ya saldırısı Putin'e zarar vermenin ötesine geçti. Moralleri yükseltti, Kremlin'in propagandasını çürüttü ve Washington'a Kiev'in doğru kabiliyetlerle neler yapabileceğini gösterdi. Ancak, Ukrayna'nın bu saldırıdan daha fazla yarar sağlayabilmesi için kazanımlarını ne kadar süreyle koruyabileceği belirleyici olacak.
Kaynak: The Conversation
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.