TUNUS'TA YENİ BİR DARBE DAHA

System.Web.UI.WebControls.Label / TUNUS'TA YENİ BİR DARBE DAHA / TUNUS'TA YENİ BİR DARBE DAHA / hamaset.com.tr

9 Eylül 2024 Pazartesi

173 Görüntüleme

SİYASET
Çeviren:Haber Merkezi |

Son günlerde Tunus iki büyük felaketle karşı karşıya kaldı: Birincisi, hukukun eşi benzeri görülmemiş bir küstahlıkla ihlal edilmesi, ikincisi ise özgür cumhurbaşkanlığı seçimleri yoluyla barışçıl bir değişim umudunun kasten yok edilmesi.

TUNUS

Mohammad Krishan

Çeviri: M. Hulusi Cengiz

 

Bu iki olay, acı verici darbeler olarak nitelendirilebilir çünkü mevcut Cumhurbaşkanı Kays Said, yasaları ihlal etme pahasına bile olsa iktidarını sürdürmek için her türlü yöntemi deniyor.

 

Ayrıca, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ülkenin siyasi, ekonomik ve sosyal zorluklarından çıkış yolu olma umudunu da yok sayarak hareket ediyor.

 

İlk darbe, Said tarafından atanan Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu'nun, üç adayın cumhurbaşkanlığı yarışına yeniden katılmasına karar veren İdare Mahkemesi'nin kararlarına uymayı reddetmesiyle gerçekleşti. Bu karar, adaylık anlaşmazlıkları konusunda yalnızca İdare Mahkemesi'nin yetkili olduğunu ve kararlarının nihai ve bağlayıcı olduğunu belirten açık bir yasaya rağmen alındı.

 

Seçim Kurulu, hukukun üstünlüğüne ve tarafsızlığa bağlı kalmak yerine, kendisini atayanlara ve Başkan Faruk Buaskar'ın özel ayrıcalıklarına sadık kalmayı tercih etti. Hukuk uzmanları ve üniversite profesörleri, bu durumun hukukun açık bir ihlali olduğu konusunda hemfikirdi.

 

Yolsuzlukla mücadele ve şeffaflığı destekleyen bağımsız izleme kuruluşu I Watch, seçim kurulunun bu tavrını, "hukukun üstünlüğüne ve kurumların temel ilkelerine vurulmuş bir darbe" olarak nitelendirdi. Ayrıca, mevcut otoritenin, görev süresi boyunca işlediği tüm ihlallerin hesabını vermekten kaçınmak için son savaşını verdiğini belirtti.

 

 

Seçim Kurulu, Tunus halkına vurulan ikinci darbenin de sebebidir ve bu, daha tehlikeli ve acı verici bir darbedir. Bu darbe, Tunusluların içindeki umut ateşinin sönmesine neden oldu. Halkın genel ruh hali, rekabetçi bir cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağına dair umudunu kaybetti ve ne katılım oranı ne de oy yüzdesi ne olursa olsun, Cumhurbaşkanı Said'in yeniden seçileceğine dair bir kabullenme havası hâkim oldu.

 

İdare Mahkemesi'nin, farklı gerekçelerle elenen adayların görevlerine iade edilmesi kararı, kısa bir süreliğine umutları yeniden canlandırdı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin rekabetçi olacağı ve Said’in popülizm ve beceriksizlik dolu yönetimine karşı demokratik bir alternatif sunacağına inanıldı. Ancak iktidar, ülkenin sorunlarını çözmediği gibi daha da derinleştirdi. Said, her şeyi komplolarla açıklayarak halkı yanıltmaya devam etti.

 

Şu an halkın öfkesi sokağa yansımasa da İdare Mahkemesi teslim olmayı reddediyor ve üç elenen aday ile hukuka aykırı bir oldubittiye karşı çıkan siyasi ve sivil güçler kararlı duruyor. Acı gerçek ise, 2021 Temmuz ayında Said'in anayasaya karşı gerçekleştirdiği darbeye o dönemde karşı çıkılmaması, bugün yaşanan hukuksuzlukların önünü açtı. Ancak halkın ve hukukun desteği olmadıkça, Said'in yanında duran kimse kalmadı. Değişim umudu hâlâ devam ediyor.

 

Said’in kendi yazdığı anayasada, "Sadece hukukun üstünlüğüne değil, hukuk toplumuna dayanan bir anayasal sistem oluşturuyoruz. Böylece hukuk kuralları, halkın iradesinin gerçek bir ifadesi olacak ve hukuka aykırı davranan herkesle yüzleşeceğiz" ifadelerinin yer alması, hem komik hem de üzücü.

 

Seçim Kurulu Başkanı'nın bir yargıç olması ve Cumhurbaşkanı Said'in yıllarca anayasa hukuku dersleri vermiş biri olması, bu durumu daha da öfkelendirici kılıyor.

 

Kaynak: Middle East Monitor

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.



DİĞER YAZILAR


Haritalar ile belirlenen sınırların ötesinde

2022 © Tüm hakları saklıdır.