Yazar: Jay Solomon
Çeviri: M. Hulusi Cengiz
Aralarında CNN, The Wall Street Journal, Financial Times ve The Times of Israel'in de bulunduğu çok sayıda ABD, Avrupa ve İsrail medya kuruluşu, Katar hükümetinin Filistinli örgüt Hamas'ın lider kadrosunu sınır dışı etmek üzere harekete geçtiğini bildirdi. Haberlerini üst düzey Biden yönetimi yetkililerine dayandırdılar.
Journal'a konuşan üst düzey bir ABD'li yetkili, “Rehinelerin serbest bırakılması için defalarca yapılan teklifleri reddeden örgütün liderleri artık hiçbir Amerikan ortağının başkentinde hoş karşılanmamalı” dedi. “Hamas'ın haftalar önce bir başka rehine bırakma teklifini reddetmesinin ardından Katar'a bunu açıkça ifade ettik.” (Aynı açıklama diğer medya kuruluşlarıyla da paylaşıldı).
Bu haberlerle ilgili tek sorun doğru olmamaları. Evet, Amerika Katar'dan Hamas yetkililerini sınır dışı etmesini istemiş olabilir. Ancak Katar'ın bu talebi görmezden geldiği anlaşılıyor.
Haberlerin yayınlanmasından saatler sonra Katar Dışişleri Bakanlığı Batılı gazetecilere Doha'daki Hamas liderlerinin hiçbir yere gitmediğini açıkça belirtti. Dışişleri Bakanlığı şunları söyledi: “[Hamas'ın] Katar'daki ofisinin temel amacı ilgili taraflar arasında bir iletişim kanalı olmaktır” diyen Dışişleri Bakanlığı, “Doha'daki Hamas ofisine ilişkin basında çıkan haberler... yanlış” olarak nitelendirdi.
Orta Doğu üzerine çalışan ABD'li ve Arap yetkililer The Free Press'e bu anlaşmazlığın Joe Biden görevden ayrılmadan önce Gazze Şeridi'nde kalan rehinelerin serbest bırakılmasını sağlamak için Biden yönetiminin son bir çabasını vurguladığını söyledi.
Ancak bu durum Washington'un NATO üyesi olmayan önemli bir müttefiki ve ABD'nin Orta Doğu'daki en büyük hava üssüne ev sahipliği yapan Katar'a baskı yapma konusundaki iştahının sınırlı olduğunu da ortaya koyuyor. Bir Arap yetkili, Katarlıların “her tarafa oynamaya çalıştığını” söyledi.
Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'in güneyine düzenlediği saldırısı sırasında ele geçirdiği, aralarında 12 Amerikan vatandaşının da bulunduğu yaklaşık 250 rehinenin serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla bir yıldan uzun bir süredir Washington, İsrail, Doha ve Kahire arasında mekik dokuyor. Katar 100'den fazla rehinenin serbest bırakılmasına aracılık etti, ancak yaklaşık 100 rehine hala serbest değil ve bunların üçte birinin öldüğüne inanılıyor ve bir ateşkes anlaşması arabuluculardan kaçtı.
Katar yaptığı açıklamada, “taraflar acımasız savaşı ve sivillerin devam eden acılarını sona erdirmek için istekliliklerini ve ciddiyetlerini gösterene kadar” rehine arabuluculuk çabalarını durdurduğunu söyledi. (Katar'ın Washington'daki büyükelçiliği The Free Press'in yorum talebine yanıt vermedi).
Ancak Donald Trump'ın geçen haftaki başkanlık zaferinin bir sonucu olarak müzakerelerin dinamikleri önemli ölçüde değişmek üzere olabilir. Bu da Doha'da bulunan Hamas liderlerini sınır dışı etmekle kalmayıp bazılarını ABD'ye iade etmesi için Katar üzerindeki ABD baskısının artmasına yol açabilir.
Eylül ayında Adalet Bakanlığı Hamas'ın Doha'daki en üst düzey yetkilisi Halid Meşal hakkında 7 Ekim saldırısıyla bağlantılı olarak cinayet suçlamasıyla dava açmıştı. (ABD resmi olarak bir iade talebinde bulunmadı).
Cumhuriyetçiler Katar'a karşı artan hayal kırıklıklarını açıkça dile getiriyorlar. Geçtiğimiz hafta 14 GOP senatörü Blinken ve Başsavcı Merrick Garland'a mektup yazarak Katar'dan Hamas'ın ülkedeki mali çıkarlarını dondurmasını, Meşal ve Doha'da yaşayan ikinci bir Hamas yetkilisi olan Halil El Hayya'yı iade etmesini ve Filistinli militan grubun geri kalan üyelerini sınır dışı etmesini talep etti.
Mektupta “Hamas'ın yenilgiye uğratılması yakındır ve liderliğinin yurtdışında sahip olduğu güvenli limana son verilmesi Hamas'ın yenilgiye uğratılması için hayati önem taşımaktadır” deniyor.
Yine de Katar ve iktidardaki Al Thani ailesi Trump'ın yörüngesinde potansiyel müttefiklerden yoksun değil.
Seçilmiş başkanın yeni özel kalem müdürü Susie Wiles, Katar'ın Washington'daki büyükelçiliğinin de müşterisi olduğu Mercury Public Affairs adlı bir ABD iletişim şirketini yönetiyor.
(Trump'ın gayrı resmi dış ilişkiler danışmanı olarak görev yapan Güney Carolina Senatörü Lindsey Graham, ABD-Katar ittifakının açık sözlü bir destekçisi. Trump'ın damadı Jared Kushner'in de özel sermaye fonu için Katar'dan yüz milyonlarca dolar topladığı bildiriliyor).
Eylül ayı sonlarında Katar'ın hükümdarı Şeyh Tamim bin Hamad Al Thani, Trump ile Mar-a-Lago'daki konutunda bir araya geldi. Trump o dönemde sosyal medyada “Emir, ülkesinin büyük ve güçlü bir lideri olduğunu kanıtladı, her düzeyde rekor bir hızla ilerliyor” paylaşımında bulundu.
Kaynak: The Free Press
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.