Yazar: Marija Golubeva
Çeviri: M. Hulusi Cengiz
Bu çok az farkla kazanılmış bir zaferdi.
Rusya'nın olağanüstü ölçekteki müdahalesine karşı yürüttüğü amansız kampanyanın ardından Maia Sandu, Moldova Cumhurbaşkanı olarak ikinci dönemini ve bununla birlikte Moldova'nın AB'ye entegrasyonunu sürdürme yetkisini elde etti.
Ukrayna sivil toplumu, 2013-2014 Euromaidan protestoları sırasında ve daha sonra bir dizi iddialı reform kampanyası yürüterek ülkenin Avrupa'ya giden yolunu şekillendirirken, Moldova hala güçlü, Rusya eğilimli oligarklarla mücadele ediyordu.
Sandu önce 2020 cumhurbaşkanlığı seçimlerini, ardından da 2021 parlamento oylamasını kazandığında, Rusya tarafından organize edilen yolsuzluğu yenmek için mücadele etti. Bu noktada ekonomi ve kamu yönetimi iyi durumda değildi. Yaklaşık 3,6 milyonluk nüfusun bir milyondan fazlasının göç etmesiyle zayıflayan ülke (vatandaşlar AB'de çalışabilmelerini sağlayan Romanya pasaportunu serbestçe talep edebiliyor), aynı zamanda tarım ürünleri için Rus gazına ve Rus pazarına büyük ölçüde bağımlıydı.
Rusya'nın 2022'de Ukrayna'yı geniş çaplı işgali, AB'yi doğu kanadını güvence altına alma ihtiyacı konusunda uyardıktan sonra Moldova, Rusya'ya olan enerji bağımlılığından kurtulmak için yardım aldı. Ancak AB'ye katılım müzakereleri kapsamında daha fazla reform yapmaya hazırlanan Moldova'da nitelikli vatandaş açığı kamu yönetimi tarafından hala hissediliyor.
Sandu'nun ikinci başkanlık dönemi için yapılacaklar listesinde kamu yönetimi reformunu tamamlamak, yargının yeniden inşasını sürdürmek ve ülkeyi AB'ye katılım gerekliliklerinin yönetilebildiği kadar çok faslından geçirmek yer alıyor.
Görünüşte sıradan olan bu görevler aynı zamanda en zorlu olanlardır.
Örneğin, Ukrayna'da da devam eden bir süreç olan yargıçların incelenmesi, adalet sistemini çıkar çatışmaları veya itibar sorunları nedeniyle büyük ölçüde tehlikeye giren makam sahiplerinden kurtarmayı amaçlamaktadır. Bu süreç sadece yavaş ilerliyor ve ülkenin elit kesimlerinde yarattığı çatışmalar bazen siyasi kariyerleri gömen çığlara dönüşüyor.
Moldova'nın kamu yönetimi reformu, Avrupa Komisyonu'nun genişleme raporunun ifadesiyle “bir miktar ilerleme” gösteriyor. Ancak gidilecek çok yol var ve asıl zorluk, maaşların çok düşük olduğu kamu hizmeti içinden reformları gerçekleştirecek yeterli sayıda nitelikli insan bulmak. AB ile bu yıl başlayan katılım müzakereleri de kolay değil. Şu anda ilerleme büyük ölçüde iki müzakere faslına dayanıyor: 23. Fasıl, Yargı ve Temel Haklar ve 24. Fasıl, Adalet, Özgürlük ve Güvenlik.
İlkinde başarı, hakimlerin seçilmesine; ikincisinde ise organize suçlarla mücadele için etkili bir sistem kurulmasına bağlı. Her ikisi de Batı yatırımlarının ve gelecekteki AB fonlarının yırtıcı suçlular ve yolsuzluğa bulaşmış yetkililer tarafından çalınmaması için hayati önem taşımaktadır. Macaristan gibi AB'nin en çok yolsuzluğa bulaşmış üye ülkelerinde açıkça görüldüğü üzere, her ikisi de kolay değildir.
Moldova'nın Avrupa'daki geleceğini güvence altına almak için Sandu, bir yandan Rusya ve vekillerinin amansız hibrit saldırılarını savuşturmaya devam ederken bir yandan da bu işlerde önemli ilerlemeler kaydetmelidir.
Eski İçişleri Bakanı Ana Revenco'nun öncülüğünde Stratejik İletişim ve Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nin kurulması memnuniyet verici bir adım, ancak daha fazlasının yapılması gerekecek. Moldova'nın tarafsızlığı, hibrit tehditlere karşı koymak için NATO yapılarına güvenemeyeceği anlamına geliyor ve AB'nin müdahale sistemleri yavaş gelişiyor ve şu anda fazla güç sağlayamıyor.
AB para sağlayabilir ve sağlayacaktır da. Ekim ayında, Moldova'nın 2025-2027 yılları arasında büyümesi için şimdiye kadarki en büyük paketi ve yoksul bir ülke için önemli bir meblağ olan 1,9 milyar dolar sözü verdi. Bu miktar yol, köprü, hastane inşası, Avrupa elektrik şebekesine bağlantı ve küçük işletmelerin finansmanını içerecek.
Proje, Rus dezenformasyonu ve rüşvetinin geliştiği, hoşnutsuz kırsal topluluklara ulaşma ve yaşamlarını iyileştirme konusundaki kilit ihtiyacı kabul etmektedir. Bu, AB'nin yumuşak gücünün en iyi örneğidir. Sıradan insanlar için iyileştirmelere yardımcı olarak, Kremlin'in yönetimindeki hayata karşı keskin bir alternatif ortaya koymaktadır.
Yine de Sandu'nun en büyük umudu, ülkenin Avrupa tercihi konusunda büyük ölçüde ciddi olan ve reformlara birden fazla kez ivme kazandıran Moldova'nın kararlı sivil toplumudur. Güven, sadece Başkan'ın yönetimine yakın olan dar bir örgüt çevresiyle değil, yönetimde değişimi gerçekleştirmek için çalışmaya hazır, kararlı ve yetkin vatandaşlardan oluşan çok daha geniş bir ağla geliştirilmelidir.
AB'nin şu anda yapabileceği en iyi şey, Moldova'nın dönüşümü için sağladığı finansmanın Genişleme raporunda belirtilen politika öncelikleriyle uyumlu olmasını sağlamak ve sivil toplumu yapıcı ve eleştirel bir ses sağlaması için güçlendirmektir.
Kaynak: Avrupa Politika Analizi Merkezi (CEPA)
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.