Yazar: Margarita Assenova
Çeviri: M. Hulusi Cengiz
Seçilmiş Başkan Donald Trump'ın ulusal güvenlik danışmanı olarak atanmadan hemen önce Temsilci Mike Waltz (R-FL), Moskova'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşı sona erdirmek için Rusya'ya yönelik yaptırımların uygulanması çağrısında bulundu. Waltz, küresel piyasayı Amerikan petrol ve doğalgazıyla doldurmanın küresel enerji fiyatlarını düşüreceğine ve Moskova'nın savaş makinesini zayıflatacağına inanıyor.
Böyle bir stratejinin istenen sonucu vermesi bir ya da iki yıl alacak olsa da Trump yönetimi, Moskova'nın özellikle Orta Asya gibi stratejik bölgelerde mevcut ticari yaptırımları delme kabiliyetini zayıflatmak için acil önlemler alabilir.
Rusya ve Çin arasında sıkışmış olan Orta Asya, her iki komşunun da etkisine maruz kalmanın yanı sıra Ukrayna'yı işgalinden bu yana yaptırım uygulanan Batı mallarının Rusya'ya geçiş koridoru olarak da işlev görüyor. Hatta bir devletin, Kırgızistan'ın, Rusya'ya ve Rusya'dan yapılan ödemeler üzerindeki mali kısıtlamaları aşmak için yeni finansal mekanizmalar geliştirmeye öncelik verdiği görülüyor.
Trump yönetimi ABD'yi Orta Asya'da yeniden daha önemli bir oyuncu haline getirebilir ve bunu Ukrayna, Orta Doğu ve Tayvan'daki stratejik önceliklerin ele alınmasında Moskova ve Pekin'e karşı bir koz olarak kullanabilir. Washington'un Orta Asya'daki etkinliği Biden yönetimi altında, özellikle de Afganistan'dan kaotik çıkışın ardından azaldı.
Washington 1990'lardan bu yana Kazakistan'ın petrol, gaz ve madenlerine yaptığı milyarlarca dolarlık yatırımlarla Orta Asya'da önemli bir nüfuza sahipti. 11 Eylül'den sonra bölge, Afganistan'daki NATO birliklerine hizmet veren Özbekistan'daki Karshi ve Kırgızistan'daki Manas hava üsleriyle ABD'nin ulusal güvenlik çıkarlarının merkezi haline geldi.
Ancak son dönemde ABD'nin bölgeye yaptığı doğrudan yabancı yatırım (DYY) en iyi ihtimalle mütevazı düzeydedir. Sovyet sonrası beş Orta Asya ülkesine (Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan) 2012 yılında 435 milyon dolar olan yardım hacmi 2023 yılında 226 milyon dolara düşmüştür.
Ukrayna'ya yönelik insani yardımın hızla artmasıyla 2024 yılında yardım sadece 63 milyon dolara düşmüştür. Aynı zamanda Çin, 500 milyon doları hibe olmak üzere Kuşak ve Yol Girişimi aracılığıyla bölgeye milyarlarca dolar taahhüt etmiş ve bazı ülkelerin devlet borçlarının yarısından fazlasını Pekin'e borçlu olduğu cömert krediler sunmuştur.
Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin Orta Asya'daki etkisini zayıflatması beklenirken, savaşın üzerinden yaklaşık üç yıl geçmesine rağmen Moskova elini daha da güçlendirmeye çalışıyor. Rusya'daki işçi göçmenlerden gelen havaleler hala bazı Orta Asya ülkelerinde GSYİH'nın yüzde 20 ila 50'sini oluşturuyor.
Rusya, elektrik ihracatı ve gaz transitinden Özbekistan'daki yeni nükleer reaktörlere kadar milyarlarca dolarlık enerji projelerini hızlandırarak bölgenin Moskova'ya olan bağımlılığını daha da arttırıyor. Yaptırımların delinmesinde Rusya'ya yardımcı olmak da bölgedeki elit kesim için kazançlı bir iş haline geldi.
Kırılgan ama nispeten adil ve rekabetçi siyasi sistemiyle bir zamanlar Washington'da Orta Asya'da bir “demokrasi feneri” olarak selamlanan Kırgızistan bunun dikkate değer bir örneği. Ancak Kırgızistan'ın sunduğu büyük vaatler artık solmuş durumda. ABD ordusu 2014 yılında ülkeden çıkarıldı ve Kremlin'in yaptırımları delmesine yardımcı olan yarı-otokratik rejimiyle Kırgızistan Moskova'nın müşteri devleti olarak görülüyor.
Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyelerinin Rusya ile doğrudan ticareti durdurduğu 2022 yılının başından bu yana, Kırgızistan mucizevi bir şekilde AB'den ithalatta yüzde 1.026'lık benzersiz bir büyüme yaşarken, ülke içinde taşınan yük hacmi 2021 yılına kıyasla yüzde 29,7 arttı.
Yaptırımların delinmesine yönelik başlıca iş planı, Kırgız şirketlerinin hiçbir zaman ülkeye fiziksel olarak ulaşması amaçlanmayan, ancak derhal Rus alıcılara yeniden satılan veya transit geçişte “kaybolan” malları sipariş ettiği sahte ithalat veya “sahte faturalandırmayı” içeriyor.
Geçen yıl ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıkların Kontrolü Ofisi (OFAC), sahte anlaşmaları kolaylaştırırken yakalanan birkaç Kırgız şirketine yaptırım uyguladı. Bu yılın başlarında ise Rus muhataplarıyla çalışan ve yasadışı dış ticaret için ödemeleri kolaylaştıran Kırgız bankalarını yaptırım uygulamakla tehdit etti.
Daha önce yaptırımlardan korkmadığını açıklayan Kırgızistan Başbakanı Akylbek Japarov, mayıs ayında Rus devlet televizyonuna verdiği bir mülakatta, Rusya'nın finans sektörüyle iş yapma konusunda getirilen uluslararası kısıtlamalara yönelik politika tepkisiyle ilgili bir soruyu şöyle yanıtladı: “Tüm bu yaptırımların, tüm bu izinlerin, yasakların ve benzerlerinin önüne geçmeliyiz. Yani ülkelerimiz arasında zamanında transfer ve mutabakat sağlayan finansal teknoloji şirketlerine ihtiyacımız var.”
Bu boş bir spekülasyon değildi.
Eylül ayında Kırgız yetkililer, mal veya hizmetler ülkeye fiziksel olarak girmediğinde özel firmalar tarafından veya özel firmalara yapılan ihracat-ithalat ödemeleri için bankacılık işlemlerine “bir yıllık yasak” getirdi. Hükümet, yüzde 2-6 arasında “mütevazı” bir komisyon karşılığında bu tür anlaşmaları yürütmek üzere devlete ait “Kırgız Cumhuriyeti Ticaret Şirketi” ni -aslında tekel niteliğinde bir ihracat-ithalat operatörü- kurdu.
Uzmanlar, bu şirketin alternatif ulusal para birimleri ve kripto para birimleri aracılığıyla ödemeleri kolaylaştırmak için ülkenin en büyük iki devlet bankası olan Aiyl ve Eldik'in yanı sıra Rusya bağlantılı yeni tescil edilen özel banka Asman'ı kullanacağını tahmin ediyor. Söz konusu kurumlardan hiçbiri yaptırımlara uyum uygulamaları konusunda yazarın yorum taleplerine yanıt vermedi.
Yerel uzmanlar, aleni uyumsuzluğun bir ikincil yaptırım dalgasını tetikleyebileceği ve potansiyel olarak Kırgızistan'ın mali izolasyonuna ve uluslararası finans piyasalarına erişimini kaybetmesine yol açabileceği konusunda uyarıyor.
Yaptırımları açıkça delen ya da açıkça savunan yetkililere karşı kişisel cezalar da dahil olmak üzere ikincil yaptırımlar gerekli olmakla birlikte, yeterli olmaları pek mümkün değildir. Bölgedeki siyasi ve ticari elitler Rusya ve Çin'e karşı güçlü bir alternatif görmelidir. Pekin ve Moskova'nın havuçlarıyla rekabet edebilecek ekonomik teşvikler sunmak ve güvenlik iş birliğini geliştirmek, ABD'nin Orta Asya'daki stratejik konumunu yeniden tesis etmesi için elzemdir.
Doğal kaynak geliştirmenin sermaye yoğun karakteri (bu bölgede dikkate değer bir potansiyel) göz önüne alındığında, bu önemli miktarda yatırım gerektirebilir. Yine de bu, ABD'nin şu anda Avrupa ve Orta Doğu'ya ayırdığının küçük bir kısmı olacaktır. Trump yönetimi Amerika'nın bölgeye geri döndüğünün sinyalini vermeli ve bu sefer ciddi bir şekilde.
Kaynak: The National Interest
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.