Eski Amerika Devlet Başkanı Ronald Reagan tarafından “Yıldız Savaşları” olarak adlandırılan Stratejik Savunma Girişimi’nden bugüne insansız hava araçlarının hegemonyası günden güne artıyor. Yapay zeka; saldırı, siber savunma, lojistik, keşif, istihbarat, ikmal gibi pek çok kalemde modern dünya ordularının destekçisi olarak varlık gösteriyor. Askeri sahada kullanılan yapay zeka uygulamaları ve dron teknolojisi günümüz askeri karar mercilerinde öncelikli olarak tercih ediliyor. İnsan etkileşimine ihtiyaç duymayan robotların yaşam hakkı üzerinde yetki sahibi olması bir bilim kurgu filminde değil, günümüzde ihtimal dahilinde. Kimi öldüreceğine karar verebilen robotlar artık uzak bir kavram değil.
TARİHTEKİ ÜÇ BÜYÜK OLAYDAN BİRİ
MIT Bilgisayar Bilimleri laboratuvar yöneticilerinden Edward Fredkin, BBC ile yaptığı röportajında “Tarihte iç büyük olay vardır” demiş ve sıralamıştır; “Kainatın oluşumu, yaşamın başlangıcı, yapay zekanın ortaya çıkışı.” Zekanın tanımlaması konusunda evrensel bir karar verilemediyse de yapay zeka, bilgiyi hızla alıp işleyen bir oluşum olarak tanımlanabilir. Yapay zeka kavramı ilk defa 1956 tarihinde İngiltere New Hampshire’da, Dartmouth Collega’daki bir konferansta kullanıldı. Daha sonraki süreçte ise teknolojinin her kategorisinde kendisine alan açtı. Bu alanlardan en kritik olanı ise hiç şüphesiz askeri teknoloji ve beraberinde gelişen silahlar. Otonom silah teknolojisi ve insan hayatı ile ilgili tartışmalar günden güne artıyor.
HARPY VS KARGU DRONLAR
İsrail yapımı HARPY dron, otonom silahlara önemli bir örnek. Kamikaze İHA, Dolanan mühimmat ya da vurucu İHA adı ile adlandırılan HARPY dronlar, predator dronlardan farklı olarak geniş bir alanı tarayıp izin istemeksizin yok etme yetkisine sahip. HARPY dronlar Türk Silahlı Kuvvetlerin envanterinde de yer almakta. Ancak Türkiye'nin milli İHA projesine geçiş yapmasıyla HARPY dronların yerini 2015 senesinde başlatılan KARGU projesi aldı. KARGU-II ile birlikte hala gelişme sağlayan proje, Libya ve Azerbaycan’daki operasyonlarda da yer almakta. Dron stratejisi ile dünya savaş tarihine yeni bir soluk getiren Türkiye, askeri alandaki teknolojik gelişmeleri de oldukça aktif bir şekilde takip ediyor. Güney Kore, Hindistan, Çin, İsrail ve Türkiye’nin envanterinde yer alan HARPY ve henüz gelişmeye devam etse de çeşitli ülkelerin talep ettiği KARGU dronlar modern dünyada otonom sistemlerin harp sanayiindeki geleceğini kanıtlamaktadır.
ASKERİ SANAYİDE ÜÇÜNCÜ EVRİM
Döngünün parçası olan insandan yoksun bir şekilde harekât yürüten otonom silahlara ne kadar sorumluluk verileceği bu noktada tartışmaya açıktır. 3000’den fazla robotik ve yapay zekâ uzmanı, otonom saldırı silahlarının yasaklanması çağrısında bulundu. 2017’de Elon Musk’ın da arasında bulunduğu 100’den fazla robotik ve yapay zeka şirketi kurucusu açık bir mektup yayınladılar. Birleşmiş Milletlere hitap eden mektupta, bu tehlikeden korunmanın yolunu bulmak için bir müzakere alanı oluşturması talep edilmekteydi. Katil robotları yasaklama çağrısı, barut ve nükleer silahtan sonra askeri sanayide üçüncü evrimin engellenmesini içermekteydi.
TETİĞİ ÇEKME KARARI KİME AİT
California Üniversitesi’nde yapay zeka üzerine çalışan Stuart Russel, bunun bilim kurgu olmadığını belirterek mevcut otonom silah teknolojisi trendinin aynı hızda ilerlemesi halinde tetiği çekme kararının insandan çıkabileceğini ifade ediyor. Peki, insan hayatı söz konusu olduğunda öldürme hakkının bir robota verilmesi ne gibi ahlaki sorunlar doğurur? Robokıyamet, yakın zamanda gündemimize girecek bir kavram mı? Bu konuda pek çok soru hem hâlihazırda soruluyor hem de sorulmaya devam edecek. Yeni dünyada askeri teknolojinin gelişimi karşısında bu tartışmaları oldukça sık duymaya başlayacağız gibi görünüyor. Savaş ortamında bağlamın önemi de göz önüne alındığında robotların öldürmenin meşruluğu hakkında karar vermesi pek de mümkün görünmüyor.
TERMİNATÖR AÇMAZI
ABD Eski Savunma Bakanı Bob Work, otonom silahların gelişimi karşısındaki ivme hakkında yaptığı açıklamasında, “Eğer rakiplerimiz terminatöre giderse ve terminatörler kötü olmalarına rağmen daha hızlı karar alabiliyorlarsa bu durumda biz nasıl karşılık verecektik?” sorusunu sormuştur. Dönemin ABD Genelkurmay Başkan Yardımcısı General Paul Selva tarafından “Terminatör Açmazı” olarak tanımlanan bu süreç devletlerin sadece başkalarının yapmasından korktukları için dahi otonomi talep edip otonom silahlar üretebileceğini ifade etmektedir.
Askeri sanayinin ve silah teknolojisinin gelişiminde önemli bir etmen olan “Terminatör Açmazı” pek çok ülkenin karşı karşıya kaldığı bir sorun olmakla birlikte aynı zamanda teknolojik gelişmelerin hızını da artıran bir faktör. Mevcut bağlamda, silah teknolojisi konusunda aktif bir ilerleme sürdüren bir ülke olarak bizlerin de tartışma konusu etmesi gereken şey, robotlara insan hayatı söz konusu olduğunda ne derece sorumluluk verebileceğimizdir. Ölüm-kalım kararları hafife alınmamalıdır. Teknoloji, insan içindir ve her koşulda tetiği çekme kararı yine insanda kalmalıdır.
-Okuma Önerileri-
Paul Scharre, İnsansız Ordular, çev. Kutsi Aybars Çetinalp, Kronik Kitap, İstanbul, 2020.
An open letter to the united nation convention on certain conventional weapons, https://futureoflife.org/autonomous-weapons-open-letter-2017/ , 2017.