Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un France 5 televizyon kanalına verdiği röportajda “Türklerin bir sonraki seçimlere müdahale girişimleri olacak” ifadesini kullanması, Fransa-Türkiye ilişkilerine dair tartışmalara bir yenisini daha ekledi. Fransa’nın öncelikli olarak “Fransız İslamı” konusunu tartışmaya açması, ardından uluslararası pek çok meselede Türkiye karşıtı tavır sergilemesi üzerinde durulması gereken bir konu.
Fransa’nın Türkofobi’ye bu derece sarılmasının temel nedeni ne olabilir?
SÖMÜRGECİLİKTE YENİ SAYFA ARZUSU
Fransa’nın son dönemde Afrika ile ilgili söylemlerine bakacak olursak; sömürgeciliğin büyük bir hata olduğunu ve yeni bir sayfanın açılması gerektiğini sıklıkla ifade eden Macron, postkolonyalizmin yeni bir denemesini yapıyor gibi görünüyor. Yeni bir sayfa açmak ve tarihin izlerini silmek ya da göz ardı etmek yeni bir sömürgeci dalganın kabulü anlamına geleceğinden Afrika ülkeleri, bölgede faaliyet gösteren diğer ülkelere siyasi ve ekonomik olarak daha ılımlı bakıyor.
Afrika kıtasının kuzeyi, Osmanlı Devleti’nin zayıflamasına paralel olarak gerçekleşen 1830 Cezayir işgali ile birlikte Fransa’nın sömürgecilik politikası ile yüzleşti. Milyonlarca insanın hayatına mal olan, özgürlüğe ve kıtanın doğal zenginliklerine karşı yağma politikası sürdüren Fransa, sömürgelerinden çekilirken bölgenin kendisine bağlı kalması için her türlü önlemi aldı. Kâğıt üzerinde bağımsızlık elde eden Afrika kıtasında hala pek çok mesele Fransız hegemonyası altında.
Milletleşme süreçlerindeki üç temel faktör üzerinden bölgede varlığını sürdürmeyi amaçlayan Fransa; ortak milli dil tercihine, milli eğitim imkânına ve milli ekonominin gelişmesine engel oluyor. Eski Fransız sömürgesi olan bölge ülkeleri; kamu ihalelerinde Fransız şirketlerine öncelik vermeye, Fransızca’yı resmi dil olarak kabul etmeye, Frank kullanmaya ve vergi vermeye mecbur durumda. Resmi dil ve eğitimi, kültürel emperyalizmin bir boyutu ve yumuşak güç olarak nitelendiren günümüzün uluslararası arenasında Fransa, “Fransızca Konuşan Ülkeler Topluluğu (La Francophonie)” adı altında Afrika’daki eski sömürgelerinin ana ülke ile bağlarının kopmasına engel olmaya çabalıyor.
AFRİKA HALA SÖMÜRGECİLERİNE VERGİ ÖDÜYOR
Ekonomik açıdan Afrika ülkeleri üzerindeki baskılar burada benim anlatamayacağım kadar derin ve teferruatlı. Ancak yakın bir tarihi temel almak gerekirse 1961’den beri 14 Afrika ülkesinin milli gelirlerinin Fransa Merkez Bankası’na yatırıldığını söylemek istiyorum. Burkina Faso, Fildişi Sahili, Mali, Nijer, Senegal, Togo, Kamerun, Çad, Kongo, Gine, Gabon, Orta Afrika Cumhuriyeti, Gine-Bissau hala Fransa’ya vergi ödüyor. Afrika kıtasındaki devletler hem ekonomik, hem siyasi, hem de kültürel bağlamda uğradıkları sömürgeciliğin izlerini silmekle uğraşırken bir yandan hala aynı zihniyete ‘borçlu’ durumda bırakılmalarının da üstesinden gelmeye çalışıyor.
FRANSA GERİLERKEN TÜRKİYE İLERLİYOR
Ekonomi, resmi dil ve eğitim konularında Afrika’daki baskın politikasını sürdürmeye çabalayan Fransa, hâlihazırda Afrika’da Somali, Sudan ve Libya’da güç kazanan Türkiye ile çatışma halinde. Eski sömürgeleri üzerinden güç tazelemeye ve Akdeniz’deki politikalarda söz sahibi olmaya çabalayan Fransa’nın dış politika söylemlerinde aktif/saldırgan tutum sergilemesi, Afrika’daki Türk yatırımlarının ve imajının olumlu ivmesi ile doğrudan bağlantılı. Afrika’daki Fransız Yatırımcılar Konseyi (CIAN)’nin düzenlediği Africa Forum’da yayınlanan “Africaleads 2021” başlıklı kamuoyu araştırması, kıtadaki yabancı devletlere yönelik imajı gözler önüne serdi. Her yıl düzenlenen araştırmaya göre Fransa, Afrika’daki imaj konusunda 2019’da 5’inci, 2020’de 6’ncı ve 2021’de %17 ile listede 7’nci sırada yer aldı. Türkiye ise, 2020’de %8 olan puanını %15’e çıkararak 8’inci sırada yer almakta. Uzmanlar, Türkiye’nin imajındaki bu ivmenin sebebi olarak ekonomik yatırımlar ve Türk Hava Yolları’nın bölgedeki faaliyetlerine dikkat çekiyor.
KITASAL BİR HASTALIK: TÜRK SAPLANTISI
Türkiye’nin hızla artan yükseliş ivmesine karşılık Fransa’nın Afrika’daki imajının gün geçtikçe zedelenmesi, Fransa’da Türkofobi’ye ve beraberinde İslamofobi’ye yol açacak adımların hızla atılmasına neden olduğunu söyleyebiliriz. Giovanni Ricci’nin Ossessione Turca (Türk Saplantısı) olarak nitelediği ‘kıtasal bir hastalık’ halini alan Türkofobi, Türkiye’nin gerek iç dinamiklerindeki reformist hareketleri gerekse dış politikadaki söylemlerinde sadece bölgesel değil küresel bir güç haline gelmeyi amaçlaması ile yükselişe geçmiş durumda.
Batılılar belli bir toprak parçasında yaşayan günümüz insanını o geçmişte o topraklarda yaşamış olanlarla özdeş görmeye meyillidir. Bu yorumu destekleyen en belirgin örnek olarak, Macron’un Fransa’nın geçmişine atıf yapması ve Napolyon’a her fırsatta öykünmesi verilebilir. Yine de bu denklemde Türkiye’nin, Osmanlı İmparatorluğu’nun devamı olarak, genetik hakimiyet sahasında aktif ilerleme politikası gütmesi oldukça doğaldır. Tabii ki Fransa seçimlerinin yaklaşması da “bizim Napolyon”u endişelendirerek başka yollara itmiş de olabilir. Son tahlilde Fransa, Türkiye’nin seçimlere müdahale edeceği söylemleri ile Avrupa’da adeta genetik bir özellik gibi günümüze aktarılan ve asla da ortadan kalkmayacağına emin olduğumuz Türkofobi’yi harekete geçirmeyi amaçlamaktadır. Bu çaba, hâlihazırda doğuda ve batıda mücadele sahalarını genişleten ve bölgesel rolünü küreselleştiren Türkiye karşısında Avrupa’nın kıtasal hastalığının tezahür etmesine yetecek ve artacaktır.
Türkiye’nin son dönemde Afrika’ya yönelik politika üretmesi sebebiyle bölge ile ilgili yayın sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Konuyu daha teferruatlı incelemek isteyen okurlarımıza şu okuma önerilerini sunuyorum.
-Ahmet Kavas, “Afrika’da Fransız Sömürgeciliği”, Sömürgecilik Hareketlerinde Fransa ve Anadolu’da Fransız-Ermeni İşbirliği, Elazığ, 01 Mayıs 2003, ss.69-78.
-Ahmet Kavas, “Yeni Sömürgeciliğin Afrika Toplumlarını Sosyoekonomik, Dinî, Siyasi Alanlarda Birliğe Zorlaması”, İslâmiyât, cilt.8, s.2, ss.25-38, 2005.
-“Afrika'da Fransa'nın İmajı Kötüye Giderken Türkiye Yükseliyor”, Anadolu Ajansı, 18.03.2021.
-“Afrika’da Fransa kâbusu – I: Tarihsel Arka Plan”, Anadolu Ajansı, 05.02.2020.
-Dünyada Türk İmgesi, der. Özlem Kumrular, Kitap Yayınevi, İstanbul, 2005.