İHLALLER ZAFERE GÖTÜRMEZ

System.Web.UI.WebControls.Label / İHLALLER ZAFERE GÖTÜRMEZ / İHLALLER ZAFERE GÖTÜRMEZ / hamaset.com.tr

3 Ekim 2024 Perşembe

162 Görüntüleme

SİYASET
Çeviren:Haber Merkezi |

Savaşlar aptallar tarafından kazanılmadığı gibi, güç dengelerinin yanlış hesaplanmasıyla da kazanılmaz. Netanyahu'nun Hizbullah, Gazze Şeridi'ndeki Direniş ve liderliğine, Direniş eksenine, Arap, İslam ve uluslararası kamuoyuna karşı yürüttüğü savaşın kaderi de bu olacaktır.

İHLALLER ZAFERE GÖTÜRMEZ / hamaset.com.tr

Yazar: Munir Shafiq

Çeviri: M. Hulusi Cengiz

Küresel, bölgesel ve Filistin'deki (Direniş Ekseni) güç dengesi, Siyonist varlık ve özellikle savaş konseyiyle birlikte Gazze Şeridi'ndeki saldırgan soykırımın devam etmesine öncülük eden Netanyahu'nun politikalarının aleyhine değişti.

Tabii ki, ABD ve Avrupa'dan aldığı askeri destek ile Gazze Şeridi'ndeki soykırım savaşını ve saldırı savaşını sürdürerek dünyaya meydan okumasına izin veren siyasi kılıftan da bahsetmemiz gerekiyor. 

Bu durum, askeri ve siyasi güçler dengesini düzenleyen yasalara aykırıydı. Bunun başlıca nedeni ise Amerika'nın çifte pozisyonu ya da ikiyüzlülüğü ve Siyonist önyargılar karşısındaki zayıflığıydı. Buna rağmen genel eğilim, yavaş ve inatçı bir şekilde de olsa, Netanyahu ve politikalarının yenilgiye uğratılması yönünde ilerliyordu. 

Irak'taki direniş güçleri, Yemen'den gelen katılım ve İran'ın desteği, Netanyahu'nun yenilgisini Gazze, Lübnan ve Irak'taki Direniş için bir zafere dönüştürmeye doğru ilerliyordu. Hizbullah saflarında çağrı cihazlarının patlaması ve ertesi gün telsiz cihazlarının patlatılması gibi olaylar, Hizbullah'a indirilen ağır darbeler nedeniyle, askeri güç dengesinde dışsal ya da psikolojik düzeyde tersine dönüşü andıran bir etki yarattı. 

Bu darbeleri, siyasi ve askeri güç dengesine dahil etmemek mümkün değil; bu da bazılarını bunları "belirleyici" darbeler olarak görmeye yönlendirdi. Bu kişiler, savaşın kararlaştırıldığını veya Netanyahu'nun saflarındaki bazı kişilerin belirttiği gibi, saldırıyı sürdürmek için kapının açıldığını düşünmeye başladılar. 

Bu da bizi, 23 Eylül 2024'te Güney Lübnan, Bekaa ve Baalbek bölgesine düzenlenen hava saldırılarının başlatıldığı tarihe götürüyor. Bu saldırılar, yaklaşık 500 şehit ve 1600 yaralı ile sonuçlanarak, tek bir günde Gazze Şeridi'ne yönelik soykırım savaşının ilk günlerindekine benzer bir duruma işaret etti. 

Bu durum, Siyonist kararın savaşa doğru ilerlediğini ve Gazze Şeridi'ndeki Direnişe karşı olduğu gibi Hizbullah'a karşı da kapsamlı bir savaş yürütmek istediklerini gösteriyor. Ancak Hizbullah'ın o gün ve ertesi gün Hayfa'ya yönelik saldırılara verdiği karşılıklar, askerî açıdan Hizbullah'ın etkinliğini ve kabiliyetini koruduğunu doğruladı. 

Bu da darbelerin belirleyici olmadığını ve Hizbullah'ın kapsamlı bir savaşa giremeyecek durumda olduğunu söyleyemeyeceğimiz anlamına geliyor. Dolayısıyla, on bir ay boyunca küresel, bölgesel, Filistin ve Lübnan düzeyinde (Direniş Ekseni) oluşan güç dengesi hala olduğu gibi duruyor. 

Hizbullah, verdiği doğrudan yanıtlarla ihlalin ve bundan kaynaklanan kayıpların üstesinden geldiğini ya da bunu mümkün olan en kısa sürede başarmak yolunda olduğunu teyit etti. Netanyahu ve Siyonist liderliğin, kapsamlı bir savaş yürütme konusunda hesap hatası yaptığı açıkça görülüyor. İhlallerin acı verici olduğu açıktır; ancak bu ihlaller bir savaşı kazandırmaz. 

Savaşlar aptallar tarafından kazanılmadığı gibi, güç dengelerinin yanlış hesaplanmasıyla da kazanılmaz. Netanyahu'nun Hizbullah, Gazze Şeridi'ndeki Direniş ve liderliğine, Direniş eksenine, Arap, İslam ve uluslararası kamuoyuna karşı yürüttüğü savaşın kaderi de bu olacaktır.

 

Kaynak: Middle East Monitor

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.



DİĞER YAZILAR


Haritalar ile belirlenen sınırların ötesinde

2022 © Tüm hakları saklıdır.