TUNUS SEÇİMLERİ DAHA BAŞLAMADAN SONA ERDİ

System.Web.UI.WebControls.Label / TUNUS SEÇİMLERİ DAHA BAŞLAMADAN SONA ERDİ / TUNUS SEÇİMLERİ DAHA BAŞLAMADAN SONA ERDİ / hamaset.com.tr

21 Ağustos 2024 Çarşamba

176 Görüntüleme

SİYASET
Çeviren:Haber Merkezi |

Seçim tarihi yaklaştığında, seçim kanununda bir dizi değişiklik yapıldı. Bu değişiklikler, aday olma niyetini ifade edenlerin sayısını neredeyse 100'den en aza indirmeyi amaçlıyordu.

TUNUS SEÇİMLERİ DAHA BAŞLAMADAN SONA ERDİ / hamaset.com.tr

Yazar: Salah Al-Din Al-Jorashi

Çeviri: M. Hulusi Cengiz

 

Tunus'ta 6 Ekim'de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hazırlıklarını planlayan ve denetleyenleri tebrik etmek gerekir. Muhalefetin Kais Saied'in başarısını engellemek için düşündüğü tüm olasılıkların üstesinden gelmeyi başardılar.

 

 Bu sürecin temelleri, Cumhurbaşkanı'nın hükümeti ve parlamentoyu devirerek tüm yetkiyi elinde topladığı 25 Temmuz 2021 tarihinde atıldı. O tarihten bu yana, geçmişte sahneye hakim olan siyasi elitin tasfiyesi ana hedef haline geldi ve son üç yıl boyunca bu hedef doğrultusunda çalışmalar sürdürüldü. Bu süreçte hemen herkes için dosyalar açıldı, ana ve alt listeler hazırlandı, yetkililer zamanla en önemli ve tehlikeli olanları seçip suçlayarak yargıya sevk ettiler.

 

Bu çaba, yetkililerin ideolojik farklılıkları aşan tek bir cephe oluşturmak yerine muhalefet partileri arasındaki yakınlaşmayı önlemeye karar vermesiyle başladı. Cumhurbaşkanı Said'den "kurtulma" sonrasına ertelenen bu çatışmalar, muhalefet partilerini bir araya getirmek yerine bölünmüş halde tuttu. Bu süreçte, suçlanan kişilerin tutuklanması için yasal sürelerin dolmasına rağmen yetkililer hala açıklamaktan kaçındıkları "devletin iç ve dış güvenliğine karşı komplo davası" gibi tartışmalı davalar açtılar. Bu arada Ennahda Hareketi'ne de darbe vurarak liderlerinin tutuklanmasıyla başlayan ve hareketi sahneden uzak tutacak ciddi suçlamalar ve davalar yönelttiler.

 

Seçim tarihi yaklaştığında, seçim kanununda bir dizi değişiklik yapıldı. Bu değişiklikler, aday olma niyetini ifade edenlerin sayısını neredeyse 100'den en aza indirmeyi amaçlıyordu. Buna rağmen bazıları yarışa girmekte ısrar etti. Bu adaylar, temiz bir yasal sicile sahip olduklarını kanıtlamak için B3 adli sicil kaydı talep ettiler. Normalde kolayca elde edilebilen bu kayıt, bazı adaylar için erişilemez hale getirildi. Böylece, çok sayıda milletvekilinin desteğini alan ve yarışta kalması halinde birçok seçmenin oyunu kazanabilecek olan Mondher Zenaidi gibi etkili isimler, adaylıktan çekilmek zorunda kaldı.

 

Mevcut durumda, 17 insan hakları örgütü ve altı parti tarafından eleştirilen Seçim Gözlem Misyonu'nun, mevcut yapısı ve politikalarıyla siyasi sınıf içinde rolünün sorgulanmasına neden olduğunu belirtmek gerekir. Bu partiler, yaptıkları ortak açıklamada, “yargının ve Seçim Kurulu'nun yetkililerin çıkarlarına hizmet etmek üzere kullanılarak muhaliflere ve gazetecilere yönelik sindirme ve taciz atmosferi ile fırsat eşitliğinin sağlanmamasının seçimlerin özgür, şeffaf ve adil olacağına dair güvence vermediği” değerlendirmesinde bulundu.

 

Son aşamada, görevdeki Cumhurbaşkanı'nın tek başına aday olmaması için toplam 17 adaydan sadece ikisine izin verildi: Azemoun Hareketi'nin lideri Ayachi Zammel ve Nasırcı bir yaklaşıma sahip milliyetçi Halk Hareketi'nin Genel Sekreteri Zouhair Al-Maghzaoui. İlk aday, dışlanmamak için Cumhurbaşkanı Said'e yönelik eleştirilerini ihtiyatlı bir şekilde dile getirmeye çalışırken, ikinci aday ise 25 Temmuz sürecinin destekçisi ve Cumhurbaşkanı Said'in en önemli siyasi kararlarının ateşli bir savunucusu olarak görülüyor. Halk Hareketi, iç farklılıklar nedeniyle cumhurbaşkanlığına yönelik bazı tutumlarını değiştirmiş olsa da, kendisini Cumhurbaşkanına destek veren en önde gelen siyasi partiler arasında görmeye devam etti. Al-Maghzaoui cumhurbaşkanlığına adaylığını açıkladığında bile bunun Kais Saied'in politikalarıyla çelişmediğini vurguladı.

 

Bu tablodan hareketle, görevdeki Cumhurbaşkanı'nın ikinci bir dönem için önü tamamen açılmış gibi görünüyor. Halk Hareketi ile aralarındaki büyük farklılıklar nedeniyle Nahda Hareketi destekçilerinin Al-Maghzaoui'yi desteklemesi pek olası değil. Milliyetçiler, Raşid Gannuşi ve Nahda liderliğini Muhammed Brahmi ve Şükrü Belaid suikastlarının arkasında olmakla suçluyor ve bu kanlı çatışma ortadayken pozisyonlarını değiştirmeleri beklenmiyor.

 

Sonuç olarak, tüm bu gelişmelerden fayda sağlayan tek kişi Cumhurbaşkanı Saied oldu. Bu durum, demokrasinin geleceğini ve çıkar çatışmalarını göz ardı eden, önemli siyasi oluşumların olmadığı ve gerçek risklerin bulunmadığı bir seçim düzenlemeyi uzun zamandır planlayanların başarısıdır.

 

Kaynak: Middle East Monitor

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.



DİĞER YAZILAR


Haritalar ile belirlenen sınırların ötesinde

2022 © Tüm hakları saklıdır.