Yazar: Kay Armin Serjoie
Çeviri: M. Hulusi Cengiz
Öyle ki Tahran, bu ay Devrim Muhafızları'nın Kudüs Gücü'ndeki subaylarını tahliye etmek zorunda kaldı. Esad rejiminin çöküşü, İran'ın müttefik olarak gördüğü devlet sayısını bir anda yarıya indirdi ve geriye sadece halkından boşalan Venezüella kaldı. Direniş Ekseni, Irak'taki köhne milislere ve Ortadoğu'nun en yoksul ülkesi Yemen'deki Husi aşiretine kadar düştü.
İran'ın içinde ise durum daha da kötü olabilir.
Ekonomi, teokrasiyi iktidara getiren 1979 Devrimi'nden bu yana en düşük noktasında. Sosyal Yardım Bakanlığı geçen yıl, İranlıların yüzde 57'sinin belli bir düzeyde yetersiz beslenme sorunu yaşadığını açıkladı. Yüzde 30'u yoksulluk sınırının altında yaşıyor. İran riyali geçtiğimiz yıl yüzde 46 değer kaybetti.
Resmi olarak Sierra Leone Leone'si ya da Laos Kip'inden daha değersiz olan riyal, dünyanın en değersiz para birimi. Sıradan İranlılar, birikimlerinin banka ekstrelerinde buharlaşmasını izlerken derin bir tedirginlik içindeki rejim, onları tehdit etmek için iyi bir zaman olduğuna karar verdi.
Dini Lider Ali Hamaney, çarşamba günü yaptığı açıklamada, “İran içinde herhangi biri insanları korkutmak anlamına gelecek şekilde konuşursa, bu bir suçtur ve yargılanmalıdır” dedi. Bu açıklama, Moskova'ya kaçtıklarında Tahran'a 30 milyar dolarlık bir borç ve binlerce hayat bırakan Esad'ların düşüşünden bu yana yaptığı ilk açıklamaydı. Ancak Ayetullah'ı endişelendiren, anlaşılır bir şekilde, kendi rejiminin istikrarı oldu.
İran riyalinin devalüasyonu, şu anda galon başına 7,5 ila 15 ABD senti arasında değişen ağır sübvansiyonlu benzin fiyatlarının savunulamaz hale geldiği anlamına geliyor. Yeni yılda fiyatların arttırılması için planlar yapılıyor.
Bu, son olarak 2019'da gerçekleşmiş ve ülke, Kanlı Kasım olarak bilinen ülke çapındaki protestolara sürüklenmişti. Hükümet, güvenlik güçleri ateş açarken interneti kapattı. Bu da kesin bir ölü sayısı belirlemeyi zorlaştırdı. Ancak Uluslararası Af Örgütü, en az sayıyı 304 olarak verdi.
Kayıtlara bakıldığında rejim, başka seçeneği olmadığını düşünüyor olabilir.
Petrol sektörünün gelişimini geciktiren onlarca yıllık ABD yaptırımlarının ardından, dünyanın en büyük ikinci doğal gaz rezervlerine sahip olan İran, doğal gaz kıtlığıyla karşı karşıya. Bu durum, elektrik üretimini kısmaya zorluyor. Birkaç yıl öncesine kadar komşu ülkelere elektrik ihraç eden bir ülke olan İran, şimdi kendi halkı için planlı elektrik kesintilerine başvurmak zorunda kaldı.
Rejim, halkı başka şekillerde de sınamaya niyetli. Çoğunluğu katı radikallerden oluşan parlamento, İslam Cumhuriyeti'nin tüm kadınlara dayattığı başörtüsü ve cübbeyle ilgili acımasız bir yasa tasarısını onayladı. Birkaç hafta içinde yürürlüğe girmesi beklenen yeni yasa, 22 yaşındaki Mahsa Amini'nin Eylül 2022'de uygun başörtüsü takmadığı gerekçesiyle gözaltına alınmasının ardından gözaltında ölmesiyle alevlenen “Kadın, Yaşam, Özgürlük” protestolarına rejimin verdiği bir tepki.
Protestolar 200'den fazla şehir ve kasabada meydana geldi, aylar sürdü ve 1980'lerden bu yana rejime yönelik en ciddi iç tehdidi oluşturdu. İran güvenlik güçleri, bu protestolara acımasız bir güçle karşılık vererek insan hakları gruplarına göre 500'den fazla kişiyi öldürdü.
Bin kadar kişi, körlük gibi hayati yaralanmalara maruz kaldı. On binlerce kişi tutuklandı. Yeni başörtüsü yasasının uygulanması halinde İslam Cumhuriyeti, neredeyse sonunu getirecek olan ayaklanmanın bir tekrarıyla karşı karşıya kalabilir.
Devlet aygıtı şimdiden savunmasız görünüyor.
İslam Cumhuriyeti, uzun zamandır dünyanın en istikrarsız bölgesinde “güvenliği” sağlama becerisiyle övünüyor. Ancak temmuz ayında mevcut cumhurbaşkanının göreve başladığı gün, devletin bir konuğu olan Hamas'ın siyasi lideri İsmail Haniye, (muhtemelen İsrailli) sabotajcıların Tahran'ın en iyi tahkim edilmiş yerleşkelerinden birindeki hükümet konuk evine gizledikleri bir patlayıcı tarafından öldürüldü.
Yeni Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, sertlik yanlısı selefi İbrahim Raisi'nin mayıs ayında gizemli bir helikopter kazasında hayatını kaybetmesinin ardından seçilmişti. Devlet, Raisi'nin helikopterinin rutin bir uçuş sırasında neden düştüğüne ya da kaza yerinin bulunmasının neden yaklaşık bir gün sürdüğüne dair henüz bir açıklama yapmadı.
Bu arada İsrail, İran'ı bu yıl konvansiyonel askeri yöntemlerle defalarca vurdu. Önemli füze üretim tesislerini ve uçaksavar savunmalarını hedef aldı. Her iki ülkenin topraklarında daha önce görülmemiş doğrudan saldırıların kısasa kısas değişiminde açıkça galip geldi.
Buna karşın İran'ın füze saldırıları, önemli bir hasara ya da can kaybına yol açmadı. İsrail'in Ekim ayındaki son saldırısının cevapsız kalması, rejimin bazı sadık savunucularının rejimi ilk kez kamuoyu önünde sorgulamasına ve rejime olan inançlarını kaybettiklerini söylemesine neden oldu.
1989'dan beri iktidarın dizginlerini elinde tutan Hamaney, şu anda 85 yaşında ve ağır hasta olduğu söyleniyor. Sağlık ekibinin başındaki kişinin kendisine sadece bu kışa kadar ömür biçtiği ve bunun ötesinde “Allah'ın lütfunu ve halkın dualarını umduğunu” söylediği sızdırılan bir ses dosyasının sahte olduğu şiddetle yalanlandı.
Ancak Hamaney'in görünüşü, son yıllarda gözle görülür biçimde kötüleşti. Bir zamanlar güçlü bir konuşmacı olan Hamaney'in sesi artık kısık ve cümleleri kısa. Çarşamba günü yaptığı konuşma, her zamanki gibi devlet televizyonundan canlı yayınlanmadı.
Sağlığı ne olursa olsun, Hamaney'in yaşı bile halefiyeti önemli bir mesele haline getirmiştir. İslam Cumhuriyeti, ikinci kez bir halefiyet sürecinden geçecek. En son 1989'da İran ekonomisi çok daha iyi durumdayken ve vatandaşlar daha az düşmanlık beslerken gerçekleşmişti.
Üstelik rejime sadık olanlar arasında bugün gördüğümüz hayal kırıklığına dair hiçbir ipucu yoktu. Örneğin, Dini Lider'in "insanları korkutan" konuşmalara karşı uyarıda bulunmasına neden olan şey, İranlıların Suriye'nin kaybedilmesiyle ilgili homurdanmalarıydı. Ancak İran toplumunun geniş kesimleri artık konuşmaktan korkmuyor.
Liderin konuşmasından saatler sonra şarkıcı Parastoo Ahmadi, YouTube hesabından İran içinden canlı bir konser yayınladı. Bu, kadınların erkekler için şarkı söylemesini yasaklayan İslam Devrimi'nden bu yana bir ilkti.
Bu yasağa rağmen Ahmadi, gece elbisesi içinde, saçları çıplak omuzlarına dökülerek şarkı söyledi. Şu ana kadar iki milyondan fazla izlenen bu konserin ardından Ahmadi, Cumartesi günü tutuklandı. Daha sonra ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Kaynak: Time
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Makalede temsil edilen görüşlerin sorumluluğu yazara aittir, söz konusu yazı ve görüşler Hamaset'in editoryal politikasını yansıtmayabilir.