İRAN’IN “ASYA YÜZYILI” SÖYLEMİ

System.Web.UI.WebControls.Label / İRAN’IN “ASYA YÜZYILI” SÖYLEMİ / İRAN’IN “ASYA YÜZYILI” SÖYLEMİ / hamaset.com.tr

27 Nisan 2021 Salı

1012 Görüntüleme

DÜNYA
Ali Şahin | TÜRKİYE

İRAN’IN “ASYA YÜZYILI” SÖYLEMİ / hamaset.com.tr

İran’ın 27 Mart 2021’de Çin ile yaptığı 400 milyar dolarlık işbirliği anlaşmasından sonra İran Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf bu anlaşmayı memnuniyetle karşılamış ve gelecek yüzyılın “Asya Yüzyılı” olacağı söylemiştir. Bu söylem, dikkatlerden kaçmayacak derecede büyük öneme sahiptir. Zira ABD eski Başkanı Donald Trump’ın 2018’de KOEP’ten çekilmesi, yeni ABD Başkanı Joe Biden’ın İran hakkındaki olumlu sözlerinin söylemden öteye geçememesi ve Avrupa’nın bu konudaki yetersiz adımları, İran’ın ekonomik bir dar boğaza sürüklenmesine neden olmuştur. Akabinde Covid-19’un İran’da etkili bir biçimde hissedilmesi de bu dar boğazı derinleştirmiştir. Temel ekonomisi petrol ve doğalgaza dayanan İran, bu süreçte bu maddeleri ihraç edecek pazardan mahrum kalmıştır. Bu manada her geçen gün petrol ve doğalgaz üretimi azalmış, bu durum ise İran’ı yeni partner ve pazar arayışına sürüklemiştir.

KUŞAK YOL PROJESİNİN ETKİSİNİ ARTIRMAK İSTENİYOR

Öte yandan Çin, 2016’da hayata geçirdiği “Kuşak Yol” projesinin etki alanını genişletmek istemektedir. Bunun için ise İran’ı adı geçen projeye katkı sağlayacak önemli bir aktör olarak görmektedir. Zira Çin, İran’ın jeopolitik konumundan istifade etmek istemektedir. Nihayetinde adı geçen antlaşmayla İran, hem petrol ve gaz ihracatını artıracak hem de kendine yeni pazarlar bulacaktır.

İran’ın Çin ile yaptığı anlaşmadan sonra diplomatik temaslarının genişletilmesi kapsamında İran Dışişleri Bakanı Javad Zarif, Orta Asya ve Endonezya’ya bir takım ziyaretlerde bulunmuştur. Bu ziyaretlerin temel konusu transit-lojistik projeleri hayata geçirmek, ekonomik ve ticari ilişkileri geliştirmek üzerine olmuştur.

ORTA ASYA BAĞLANTISI: KARABAĞ

Bilindiği üzere İran’ın Orta Asya’ya bağlantısı, II. Karabağ Savaşı öncesinde sınırdaşı olan Ermenistan üzerinden gerçekleşmekteydi. Ancak Karabağ Savaşı sonrasında İran’ın Ermenistan ile sınırının kapanması, İran’ın Orta Asya ile bağlantısının kopmasına neden olmuştur. Bu durum ise İran’ı ciddi manada zora sokmuştur.

Bununla birlikte Türkiye’nin II. Karabağ Savaşı’nda Azerbaycan’a verdiği destek ve sonrasında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Orta Asya ziyaretleri, İran’ı endişelendirmiştir. Ayrıca Türkiye’nin Türk Devletleri’nden müteşekkil olan “Türk Keneşi”ni tesis etmesi ve “Yeniden Asya Açılımı” Türkiye’nin Asya ile olan siyasi, ekonomik ve ticari ilişkilerini artıracağını da göstermiştir. Bunun yanı sıra, Türkiye ile Malezya ve Pakistan arasında Kuala Lumpur zirvesi gerçekleşmiş ve ortak işbirliği koalisyonu kurulmuştur. Özetle Türkiye, etki alanını Güneydoğu Asya’ya kadar genişleteceğini göstermiştir.

Türkiye’nin bu faaliyetleri İran’ı harekete geçirmiştir ve yeniden Orta Asya ve ötesine geçebilmek adına bir takım faaliyetler içine girmesine neden olmuştur. Zira İran’ın etkin olduğu Afganistan pazarında da gücünü kaybetmesi, İran açısından ciddi problem teşkil etmektedir.

Bununla birlikte Çin ile yapılan antlaşmayı fırsat bilen Tahran yönetimi, öncelikli olarak Orta Asya ve Kafkasya’ya yönelik etkisini artıracaktır. Bu manada Çin’in ulaşım alanları kapsamında İran’a yapacağı yatırımlar, yeni bir pazar bulma imkanı sağlayabilir. Ayrıca bu etki Endonezya ve Malezya’ya kadar ulaşabilir. Nitekim, İran Dışişleri Bakanı Zarif de Cakarta ziyaretinde Endonezya ile ticari ilişkileri geliştirecek adımlar atıldığını ifade etmiştir. Bundan sonraki süreçte de İran’ın Asya açılımları devam edeceği görülmektedir.

EN BÜYÜK RAKİBİ TÜRKİYE VE RUSYA

İran’ın Asya açılımında kendine en büyük rakip olarak Türkiye ve Rusya’yı görmesi mümkündür. Zira Türkiye’nin soydaşları olan Orta Asya devletleri ile ekonomik-siyasi ilişkileri göz önüne alındığında etki kapasitesinin mümkün olduğu düşünülebilir. Bunun yanı sıra Türkiye’nin, bölge ülkelerinin çıkarlarını ön planda tuttuğu ve ortak proje kapsamında faaliyetlerinin de daha fazla olduğu görülmektedir. İran’ın ise trans-lojistik projeler dışında önerebileceği teklifleri bulunmamaktadır. Öte yandan bölge ülkelerinin de İran’a karşı bir güven problemi mevcuttur. Zira İran, gittiği bölgelere kendi ideolojilerini empoze etmeye yönelik faaliyetler yürütmektedir.

Rusya ise, bölgeyi imparatorluk bakiyesi olarak görmekte ve burada ikinci bir ülkenin etkinliğine her daim karşı çıkmaktadır. Ayrıca Ortadoğu’da İran ile yürüttüğü ittifakı Orta Asya’da kabul etmeyeceği aşikardır.

Sonuç olarak, ABD yaptırımları ve Avrupa’dan umduğunu bulamayan İran yüzünü Asya’ya çevirmiştir. Bu etki alanını da Çin ile yaptığı antlaşma ile gerçekleştirmek istemiştir. Çin’in İran’a yapacağı liman ve kara yolu yatırımları ile de bu etki alanını sürdürmeyi hedeflemektedir. Ancak bölgede aktif politika üreten Türkiye’nin ve bölgeyi imparatorluk bakiyesi gören Rusya’nın, İran için en büyük rakip olduğu görülmektedir.  Konjonktüre bakıldığında İran'ın bölgesel ve küresel amaçları için işler zor olacak gibi görünüyor.



DİĞER YAZILAR


Haritalar ile belirlenen sınırların ötesinde

2022 © Tüm hakları saklıdır.